Ömer TÜMER
DİĞER ZAMANLARDA VE RAMAZAN'DA ALLAH RIZASI İÇİN YEDİRMEK
Ramazan ayı Müminlerin oruçla imtihan ayıdır.
İnsanın elinden bir şeyi alındığında feveran eder, elinden alınan şeyi almak için gayret gösterir. İnsanın elinden alınan temel ihtiyaçları ekmek-su olabildiği gibi, ölüm marifetiyle de en sevdikleri de olabilir.
"Ağızların tadını kaçıran ölümü" insanlar çaresiz veya teslimiyetlerinden dolayı kabullenirler.
İşte bir ay Ramazan boyunca elinizden yaklaşık otuz övün yemeğiniz alınır, onu da sineye çekerseniz.
O, otuz övünü kim, neden, ne hakla kesti demezsiniz.
Neden? Emir büyük olandan gelmiştir de ondan. Ölümde olduğu gibi.
Tok açın halinden değil, aç açın halinden anlar.
Bu ayda zengin olsun, fakir olsun yedirmek ister, vermek ister.
Önemli olan; verirken, yedirirken riyadan, gösterişten kaçınarak amelde bulunmak gerekir.
Her şeyde olduğu gibi Müminlerin ölçüsü, rehberi kerim kitabımız olmalıdır.
Bu hususla ilgili Rabbimiz hayır sahipleri için şöyle buyurur;
"Onlar, yoksula, yetime, ve esire seve seve yemek yedirirler." (İnsan suresi, Ayet: 8)
Hayır sahipleri de; "Size ancak Allah rızası için yediriyoruz, sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür isteriz. Çünkü biz, insanların yüzünü ekşiten, asık suratlı bir günden dolayı Rabbimizden korkarız(derler)." (İnsan suresi, Ayet: 9-10)
Allah rızası için yedirenlere de Rabbim;
"Onları o günün kötülüğünden koruyup, kendilerini aydınlığa ve kurtuluşa erdiririm" (İnsan suresi, Ayet:11) diye buyurmaktadır.
Ne mutlu Ramazanı kendine yaraşır bir şekilde algılayıp, Kur'an ayında O'nu tefekkür ederek ve seve seve, samimi bir şekilde yedirip kurtuluşa erenlere.
Ramazan ayı boyunca eğlence ve festival şovlarından Rabbim müslümanları korusun ve bilinç nasip eylesin.