Coşkun UZUN

14 Ağustos 2010

DUYARLILIK ÇAĞRISI

RAMAZAN'ı Müslümanca Karşılamaya, Farz Kılınan ORUÇ’larımızla Sabır Eğitiminden Geçmeye, Sofralarımızda Kimsesiz ve Gariplerle Diz dize Oturmaya, Ailece Kur’an ve Vahiy Terbiyesi Almaya, Ramazan’a Gereğince Hürmet Edip, Hakkınca Ağırlamaya, Onu Zamane Bid'atlarından Arındırmaya, İbadetlerimizi Hiç Kimseye Çaldırmamaya, Allah(cc)’ın Emrettiği Gibi, İhya Edilen Bir Ramazanı İdrak Edip Yaşamaya ve Uğurlamaya, Toplumumuzu Vahiy ve Sünnet’le Buluşturmaya, Yola Çıkıp, Yolsuzlara Dur Demeye, Müslüman Mahallesinde Salyangoz Sattırmamaya, Kullara Kulluğu Reddetmeye, Allah(cc)’tan Başka Otorite ve İlah Tanımamaya, Ramazan ve Oruçlarımızı Kimsenin Oyun/Oyuncağı Ettirmemeye, Festival, Şenlik, Eğlence ve Şamataları Peşinen Reddedip Ayaklarımızın Altına Almaya, İbadetlerimize Sarılarak Hayat Bulmaya, Vahiy ve İbadet İkliminde Kur’an’la Arınmaya, Oruç’larımızla Dirilmeye, İtikaf’la Yenilenmeye, ‘Ramazan’ın Çocukları’ Olarak Yetişmeye, Vahye Şahitlik Etmeye, Vahyin Şehitleri Olmaya, İmkânlarımızı İmanlarımız Uğruna Seferber Etmeye, HAZIR MIYIZ?

Kur’an  ve ibadet ayı olarak anlaşılması ve o şekilde ihya edilerek yaşanması gereken Mübarek Ramazan geldi. Ramazan ve Oruçlarımızla birlikte yeniden doğmaya, vahiyle dirilip doğrulmaya hazırlanıyor, kulluk yolunda hep beraber ve kol kola yürüyelim diyoruz! Müslümanlar arası kardeşlik, dostluk, dayanışma ve yardımlaşma kapılarını sonuna kadar birbirimize açalım istiyoruz!
Oruçlarımıza tutunmak istiyoruz! Zulme, Küfre, Şirke, İsyan ve Tuğyana karşı; Yaratan, yaşatan ve yöneten, yegâne dayanağımız olan Rabbimiz için tuttuğumuz Oruçlar hürmetine Ramazan bizleri korusun ve yetiştirsin istiyoruz! Rabbimize sığınmak, İtikafla dirilmek, Kur’an’la dünyamızı aydınlatmak istiyoruz!

Fakat; uzun bir zamandan bu yana, bazı çevreler tarafından İslâmî kavramların, değerlerimizin ve ibadetlerimizin içinin küstahça ve fütursuzca boşaltılmaya çalışıldığı çoğumuz tarafından bilinen ve artık gizlenemeyen açık bir gerçektir. Ramazan Şenlikleri, Festivalleri veya Eğlencelerinden bahsediyoruz! Yani konumuz, hemen her şehirde görülen Çağdaş Bid’atler!

Makamı, gücü, yetkisi ne olursa olsun, hiç kimse ibadetlerimizin içini boşaltmaya, ruhunu çalarak adetleştirmeye cesaret etmemelidir! Sorumlu müslümanlar, cemaat, yapı, kurum ve kuruluşlar acilen bir insiyatif oluşturarak bu gidişe dur demeliler!

Şiar, Sembol ve İbadetlerimize; makamı, gücü, yetkisi ne olursa olsun hiç kimse, Allah(cc)’ın Kitabı Kur’an’da ve Hz. Peygamber’in Sünnetinde olandan başka, onlara rağmen bir içerik ve anlam yükleyemez! Bu ihanetin hizmetçisi, işbirlikçisi ve sorumlularına; Sessiz kalarak bu onursuz faciaya ortak olanlara Allah(cc)’ı Ahiret’i, Cehennem’i ve Mizân’ı hatırlatıyor, sorumluları kınayıp, telin ettiğimizi, iki elimizin yakalarında olduğunu ifade ediyoruz.

Ramazan ibadet ayıdır, maddi ve manevi bir arınma iklimidir. Kur’an’la dirilmek ve vahiyle inşa olmak için Rabbimizin bizlere açtığı ilâhî bir kredidir.  Bunun dışında bir Ramazan’a inanmadığımızı, Kitabımızda bunların yerinin olmadığını, Ramazan ve Oruçlarımızın asla hiç kimsenin oyun ve oyuncağı olamayacağını, Bu içerikte bir Ramazan’ı Tanımadığımızı ve kabul etmediğimizi, İbadetlerimizin Eğlenceyle, Şenlik ve Festivalle, Şamata ve Gürültüyle uzaktan, yakından bir ilgisinin bulunmadığını, Bu tür ihanetleri ve arkasından gelebilecek başka benzerlerini peşinen ayaklarımızın altına aldığımızı, Müslümanlar olarak, yapılan bu ahlâksızlık, yozlaştırma ve sulandırmalardan uzak/berî olduğumuzu ilân ediyoruz!

Bu konuda üzerimize düşen, güç yetirebileceğimiz, gereken bütün tedbirleri ve önlemleri bir an önce almalıyız ki, hiç kimse Allah(cc) korkusu ve imanı bir kenara bırakarak ve duyarsızlaşarak, Müslümanlık iddiasında olan milyonlarca kişi, kurum, vakıf, dernek ve cemaatlere rağmen, ibadetlerimizin içini boşaltmaya, ruhunu çalarak âdetleştirmeye, eğlence ve ticaret unsuruna dönüştürmeye asla cesaret edememelidir!

Biz, inşaAllah Yol Haritamız Kur’an’a sarılarak Bismillah demeli ve Ramazan’la beraber yeniden doğmaya, vahiyle doğrulup dirilmeye, Nebevî temsil ve tebliğ yolunda birlikte yürümeye başlamalıyız! İslâmî Kimliğimiz, Dinî Değerlerimiz ve Kur’anî Kavramlarımızın, Şenlik ve Eğlence Eksenli Folklorik Organizasyonlarla Yozlaştırılmasına, Allah(cc)’a İtaatimiz, Kulluk Bilincimiz ve ‘La ilahe’ diyerek imzaladığımız Müslümanlık sözleşmemiz gereğince itiraz etmek ve dur demek zorundayız!

Muvahhid Müslümanlar olarak; bizim ibadetlerimizin Eğlence, Şenlik ve Festivalle, Şamata ve Gürültüyle uzak veya yakından bir alakası yoktur! Biz böyle bir Ramazan’ı Tanımıyor ve Reddediyoruz! Sizin Eğlenceniz size Bizim Ramazan’ımız bize diyoruz!

Biz kimseyi hiçbir şeye zorlamıyoruz. Sadece uyarıyor ve hatırlatıyoruz. Herkes kendi duracağı yeri, safını, tarafını çok iyi biliyor. Herkesin bildiği kadar sorumlu olduğunu, görev ve ödevlerin ise ertelenemez ve asla vazgeçilemez kulluk mükellefiyetleri olduklarını açıkça ve yüksek sesle, vicdanlara hitaben ve kamuoyu nezdinde haykırmaya çalışıyoruz!

İsteyen üstüne alınmayabilir! Davetimiz; Kur’anî, Tevhidî, İmanî sorumlulukları gereği etrafında olup bitenlere karşı sessiz ve tepkisiz kalamayan Muvahhid, Muttakî, Ahlâklı, Onurlu, İzzet sahibi, Cesur, Ahdine sadık mü’minleredir!
 
Alim, münevver, aydın ve entelektüeller kendi konum ve misyonlarının, sorumluluklarının bir gereği olarak zulme, küfre, isyana karşı kesinlikle sessiz kalamazlar. Bu onların kimliğine ve fıtratına aykırıdır. İfsat, dejenere, yozlaştırma, çağdaş bid’atlara, sapmalara karşı verilecek ilkeli ve onurlu tepkiyi ilk önce hep bu seçkin gurup gösterirler. Çünkü zulme rızanın zulüm, küfre rızanın küfür, yanlışa rızanın yanlış olduğunu en iyi onlar bilirler. Allah(cc)’tan en çok ilim ehli korkup çekinirler. Biz etki ve güç sahibi olan, icra makamında ve hizmet ekseninde olanları uyarmak istiyoruz!

Temelde İslâm’ın ve Kur’anî, Tevhidî değerlerimizin; özelde ise içinde bulunduğumuz mevsim ve dönem dolayısıyla, Oruç ibadetlerimizin ve Ramazan ayının, aslî kimlik ve misyonundan, mecrasından çıkarılarak adetleştirilmesine, değersizleştirilerek kimyası ve ruhunun bozulup özünden uzaklaştırılmasına karşı, İslâmî özümüzü ve kimliğimizi koruyup savunmak için bir karşı duruş ortaya koymak ve İnsanî, İslâmî, Tevhidî, Ahlâkî, Erdemli, Onurlu bir çalışma ve ilkeli, İslâmî bir mücadele oluşturmak zorundayız.

Sonuç olarak; Kur'an ve Sahih Sünnet’in Tüm Yasa ve İlkelerini; Tartışmasız, Kayıtsız-Şartsız, Ön yargısız Olarak, Tam Bir Teslimiyetle Kabul Etmeyi, Onların Değiştirilmesi Dahi Teklif Edilemez, Mutlak Doğrular Olduğundan En Küçük Bir Şüphe Duymadan, Bütün Sorunların Cevap ve Çözümlerinin,  Sadece bu iki Kaynakta Bulunduğunun Bilincinde Olmayı, İnsanlığın Sıkıntılarının Giderilmesinin Tek Yolunun Sadece Bu iki Kaynağı Benimsemekle ve Öncelemeyle Olabileceğine Olan İnancımızı Güçlendirmesini, Kur'an ayı Ramazan ve Oruçlarımız Hürmetine Cenabı Allah(cc)'tan Niyaz Ediyoruz!

Sâhûr, İmsâk, İftâr ve Oruçlarıyla beraber, bizleri Kur’an’la buluşturacak, ‘Ramazan’ın Çocukları‘ olarak yetiştirecek, Hayırlı Ramazanlar diliyoruz!