Coşkun UZUN

22 Mayıs 2010

GAZZE GEMİLERİNE ve DİRENİŞE BİN SELÂM!

“Babalarını Fotoğrafından Tanıyan Çocuklar” ([1])

 

Seni Unutursam…

Seni unutursam ey Filistin!

Seni unutursam ey Gazze!

Karım kocasını unutsun!

Eğer seni yaşatmazsam yüreğimde

Eğer Direnişi baş sevincimden üstün tutmazsam

Çocuklarım babalarını unutsun, annem oğlunu!

Seni unutursam ey Kudüs!!

Elim ayağıma dolaşsın,

Ağzım dilim kurusun!

Dilim boğazıma tıkansın!

 

*****************************

 

Babasını Fotoğrafından Tanımak…

Direnişi bilmeyen Filistin’i ne bilsin ki Gazze’den haber versin!

İntifada’yı bilmeyene Gazze sorulursa şaşarım!

 

Sen bombalanırken bebeğim, Gazze'li küçüğüm,
Bizimkiler Tatile, Pazara, Yılık izne ve Bayram alışverişine çıktılar

Çok yıldızlı otellerin süit odalarında tefekkür bile ediyorlar

Yardım etmek dururken, inan bana sizin için dua da ediyorlar

Mükellef sofralarda doyunca, sizleri hatırladıkları da oluyor inanın

 

Buralarda,

Çokları habersizken Gazze ve Filistin’den,

Marş nedir onu bile bilmezken adetâ insan, suretâ analar

 

Oralarda,

Analar ağıt yakmazlar çocuklara, eşlere, bırakıp da gidenlerine

Çünkü onlar bırakıp da gitmemişlerdir, direnişin mukavemetli analarına göre

Ayrılık türküsünü ise hiç bilmezler

Anaların yüreği özgürlük türküleri besteler Gazze’de

 

Hangi ananın kaç kuzusunu toprağa verdiği sorulmaz meselâ

Mutlaka her Gazze’li ev bir veya birkaç şehidle şereflenmiştir

Mutlu olmak için savaşın izin vermesini beklemezler onlar

Onlar, iyi olmayı, mutlu olmaya tercih edip yeğlemişler

Zira onlar mutluluğu ötelerde tadacaktır bî iznillah

Ve Filistinli çocukların kaderine, babalarını fotoğrafından tanımak düşüyor hep!

 

*****************************

 

Davut’un Mirasçıları…

Filistin!

En gamlı hayat hikâyelerini harmanlayan,

Küçük generallerin, varlıkları bile yasaklı olanların diyarı!

Direnişin mektepleştiği, acıların rahmet suretinde yağdığı bereketli diyar

Doğumla ölümün kardeş olduğu,

Ölümle doğumun aynîleştiği naif çizgidir Gazze!

 

Gazze

Tekbirler göğe yükselirken pak sinelerden

Tedbirlerin akla hayale gelmediği, rahmetin sığınağı, onurumuzun sancağı

Allah’a olan aşkın ve kulluk sevdasının taş toprak olup aktığı

Kokuşmuş, çürümüş ruhların karabasan olup kol gezdiği şehir

 

Kudüs!

İsrail’in yenilmezlik mitinin yerle bir edildiği

Bir örümcek yuvası gibi hoyratça parçalandığı

Delik deşik ve darmadağın edildiği

Ümmet’e cesaret ve onur kazandıran şehir

 

İsrail’in kollarında insanlık onuru çırpınıp can çekişiyorken

Gazze’li’nin elleriyle bir nesil, koskoca bir ümmet dirilmekte

Kan kusan silahlara karşı sapanların saz edildiği

Kurşunlara karşı taşların birer nota olup çorak gönüllere işlediği

Yüreklerimize oturan iflah olmaz acıların harmanıdır Filistin!

 

Gazze’de

Davut’un attığı taşın mirasçısı onbeşinde delikanlılar

Siyoniste taş taş, sapan sapan haddini bildirirken

Talut misali; Calut’laşanları Direniş ve Hamas’a boyun eğdirirken

İsabet ya Rabbi diyoruz taa gönülden

İsabet ya Rabbi diyoruz avurtlarımız şişerek

İsabet ya Rabbi!

 

*****************************

 

Ne Çıkar…

İntifada der ki, kalk vuruş ve diril!

Bu yol Cennet’e çıkar sen de bil!

Bir taş al ve at, olsun bir ebâbil!

 

Radyoları açtığımızda Direniş marşları çalsa

Televizyonlardan Şehadet eylemlerini izlesek onurla ve gıptayla

Gazetelerden Zafer yazılarını okusak doya doya

Dergiler çarşaf çarşaf Kutlu Mücadeleyi, Direnişi yazsalar

Efendiler oturup ağlayacaklarına bir şeyler yapsalar, çok şeyler yapsalar

Kuşaklar boyu süregelen bu trajedi bitse, itham edilmese insanlığın onuru

 

Yeryüzünün onuru sorulsa alçaklardan birer birer

Bismillah boylu direnişçiler, soylu delikanlılar dolaşsa bütün yeryüzünde ve Gazze sokaklarında

Utanç duvarı, utancından orta yerinden çatlasa

Çok mu?

 

Bir el sarılsa sapana

Bir diz yere çökse

Bir göz bulsa Siyonisti ve nişan alsa

Ve bir taş atılsa İşgalciye

Atası Davut gibi, Günahkâr alnından vursalar Yahudi’nin

Küfrün şakağını parçalasa, belini kırsalar

Zehra’nın Gözleri geri alınsa meselâ

Muhammed Durra’nın intikamı alınsa

Uzanıp kalsa o zalim boylu boyunca, ne çıkar

 

*****************************

 

Cennet Bahçesi ve Biz…

Gazze!

Göz bebeğimiz, ciğerparemiz!

Filistin Direnişçi anamız,
Gazze dikiş tutmayan yaramız,

Nicedir tonlarca bomba yağar gökyüzünden
Bir kez daha vurulur kardeşlerimiz


Gel ey yüreğim seni Gazze’ye, Filistin’e götüreyim

Gel ey Gazze, Gel ey şanlı direniş

Götür beni yüreğime, dirilt beni ey

Yeryüzünün şahit olduğu en büyük kavga, en onurlu direniş sendedir!
Uzat ellerini, tut ellerimden ey Gazze, kaldır beni kaldır!

 

Ey! Peygamberler diyarı Filistin!

Ey! Allah’ın seçip bereketlendirdiği toprak ve onun şerefli kullarının vatanı Kudüs!

Ey! Cennet’e açılan direnişin bahçesi Gazze!
Ve sen ey Kudüs! Yıllarca adım adım yakılıp yıkılan, kirletilen bereketli topraklarımız!
Bugün direnişin çocuklarına beşik ve mezar oluyorsun.

Sen kanatlarının altında cesaret ve özgürlüğü büyütüyor, büyütüyorsun.

 

Yazık ki topraklarımızdaki mescitler sırayla, işgal edilirken

Resmi ideolojinin koltuk değneği ve propaganda mekânı kılınırken

Küresel küfrün hoşgörü papazlığına teşne yapılırken

Mahyalar göklere asılıp, kâhyalar minbere dadanırken

Tağutlara dua edilir ve ucuz övgüler düzülürken

Allaha itaat ve ibadet dururken,

Devletin tanrılaştırıldığı, ibadetlerin adetleştiği zamanları yaşıyoruz

 

Gökyüzüne yükselen Tevhidî sedânın müezzini, minaresidir Gazze!

İşgalle ablukaya alınan, yıkılma tehditleriyle susturulmaya çalışılan

Avazı çıktığı kadar Allah’ı tekbir eden, Tekbiri çığlık çığlığa yücelten

Etrafı bereketlendirilmiş el Aksa’mızın toprakları mahzun!

 

Ey Gazze’li kardeşim!

Ölüm kusan semaların altında solarken bedenleriniz bir bir 

Uçakları, roketleri ve namlularıyla lanetli kavmin çocuklarının,

Bizim topraklarımızda, eğitim uçuşu yaptıklarını biliyor musun?
O kırılası ayağıyla kutsal topraklarını çiğneyen siyonist askerlerin benim ülkemde tatbikat yaptığını biliyor musun?

Ey Gazze!

İşgalci Siyonistler, muharref dinin fanatik teröristlerinin kurşunları senin kederli bağrına saplanırken
Kurşun yağmuruna tutarlarken kardeşim Muhammed Durra’yı

Ve babasının öldürülüşünü seyrettik hep acıyarak, içimiz burkularak,

Uzaklardaydık aslında biz, çok uzaklardaydık

Ve o an, içimizden bir şeylerin koptuğunu hissettik sanki 
Fakat kopup giden bizdik aslında, kopan bizlerdik

Yüreklerimizde fırtınalar kopuyor, depremler oluyor lâkin

Sıcak odalarda, çocuklarımızın, eşlerimizin, arkadaşlarımızın yanında

Televizyonların karşısındaydık ve tartışma programlarını izliyorduk

Haberleri dinliyor, çekirdek çitliyor, mısır patlatıyor, meyvelerimizi soyuyorduk!

Sevdiklerinin acısı ile yüreğin dağlanırken senin,

Acıyan-kanayan yerimiz başka, acıkan yerimiz başka diyor ve mükellef sofralara oturuyorduk çoğunlukla!

Bu ne yaman çelişki değil mi?

Bu bir ihanet, bir gaflet, ruhsuzluk ve yüreksizlik değil mi?

Siyonistlerin vurdukları bizlerdik oysa, ölümsüzleşenler de sizlerdiniz, Sizler!

Heybesine taş dolduranlar beri gelsin

Kalpleri mühürlü olanlarsa, önce kendi zincirleriyle ilgilensin

Kur’an’da kördürler, sağırdırlar, dilsizdirler denilenler aramıza gelmesin

Karanlıklar içinde gaflet ve ihanetle yuvarlananlar bizden uzak dursunlar

 

****************************

 

Geliyorlar…

Ey Filistin’li ve Gazze’li kerdeşim!  

Sen hep “Muhammed’in Ordusu gelecek, bizi kurtaracak” diyor, bekliyordun!

Bize umudu diri tutalım direnelim diyordun hep?

Rabbimiz sabredenlerle beraberdir, diyordun!

 

Hani neredeler?

Yoksa hiç gelmeyecekler mi?

Muhammed’in Ordusu yok mu?  Öldüler mi?

Neden gelmiyorlar?

Neden gelip Siyonistlerden kurtarmıyorlar kıblemizi, mescidimizi?

 

Evet!

İnanıyorum, bir gün mutlaka Muhammed’in Ordusu gelecek!

Ve bitecek çektiğimiz acılar!

O gün geldiğinde, gökyüzümüzde beyaz güvercinler uçacak.

 

Onlar geliyorlar mı yoksa?

Direnişin ak alınlı yiğitleri mi geliyor?

Muhammed’in Ordusu mu geliyor yoksa?

Evet bu ses onların sesi! İzzet ve onurun sesi!

Bu ses onların gam yüklü sinelerinin, kahırlı ve fedakâr yüreklilerinin sesi!

Bu ses Müslümanların şeref ve namusunu koruyacak olan delikanlıların sesi!

 

******************************

 

Geri Döndük…

Bekle bizi Gazze’li kardeşim

Bizler Muhammed’in Ordusuyuz!

Hamas’ın askerleri, Direnişin Çocuklarıyız

El Aksa’da okunan ezanın cemaatiyiz

İntifada kıyamının arkasında saf tutanlarız

İşittik ve itaat ettik demeyi Kur’an’dan öğrenenleriz

İşgalci Siyonisti mitinglerde çok kere lanetlemişiz

Hamas’a selâm Dirinişe devam diyenlerdeniz

Zulme, işgale, teröre dur diyenleriz

Siyonistin, Emperyalistin, Kapitalistin karşısında dağ, dağ dikilenleriz

Yeryüzünün her bir karışında Allah’ın adıyla kıyam edenleriz

Biz Muhammed Ümmetiyiz!

Direne direne kazananlarız

Şahitler olup Şehitçe yaşayanlarız

Hakk’ın şahitleri, Adaletin bekçileriyiz

Saltanatı ve Sultanları reddedenleriz

Tekerlekli sandalyedeki onurumuz Şeyh Ahmad Yasin’in takipçileri ve mirasçılarıyız

 

Rabbimiz şahittir ki

Biz kardeşlerimize asla ihanet etmedik, etmeyiz

“Korkağın ayakları kaçmak içinse, Cesurun ayakları direnmek içindir” bilmekteyiz

Kaç kilitli demir kapılardan geçirseler de bizleri

Ağzımıza, dudaklarımıza kaç duvar örseler de birileri, susmayanlarız

Bedenlerimizi Siyonistlerin ensesinde patlayan canlı birer bomba kılması için Allah’a dua edenleriz

Özgür Kudüs’e ulaşıncaya kadar cihada azmedenleriz

Şehidlerimize, azizlerimize, yiğitlerimize selâm duranlarız [2]

Siperlerden ve cephelerden kaçmayanlarız

Hayatı İman ve Cihad’dan ibaret bilenleriz

 

“Lebbeyk” der ve Tekbir ederiz Allah’ı

Bismillah deyip çıkarız yola, dönmek yoktur bizde

Her hâl üzere Rabb’imize hamd edenleriz

Hakkın hatırını âlî bilir, hiç bir hatıra feda etmez, edemeyiz

 

“Biz Muhammed Ordusu’yuz geri döndük ve Kudüs yolunda ilerliyoruz”

“Bekle bizi ey İsrail beklediğiniz her yerde, bekleyin bizi İsrail beklemediğiniz her yerde”

 

“Ve rabbeke fekebbir”, “Nasrun minallah ve fethan garib”

 

[1] Gazze’nin, Ramallah’ın, El Halil’in, Batı Şeria’nın, Cebaliye’nin, Cenin’in, Nablus’un, Han Yunus’un, Rafah’ın, Beyt Hanun’un, Tulkarim’in, Beyt Lahim’in, Kalkilya’nın, Kudüs’ün, Doğu Kudüs’ün,  Nasıra’nın, Hayfa’nın, Eriha’nın, sokaklarında onurumuza sahip çıkan ve izzeti şahlandıran yiğitlerimiz!, delikanlılarımız!..

 

[2] “Filistin’in kurtuluşu için mücadele yükünü omuzlayan ve Allah yolunda, Müslümanların izzeti için cihada azmeden azizlerimizin el ve pazularını öpeyim” (İmam R.H)