Mükerrem BULUT

06 Mart 2008

RADİKAL AYNA

Bugün hemen hemen her bireyi dinlediğimizde aynı dertten muzdariptir. Aynı dert tıpkı diğer arkadaşı gibi onunda derdi olmuştur. Ama ne hazindir ki bu derdini yok etmeye yönelik çabası, onun yakınmasından daha azdır. Derdini dillendirdiği kadar bunu yok etmek içinde emek sarfetse, eminim ki birşeyleri yoluna koymaya ilk adımı atmış olacak.

Dillerimizi konuşturduğumuz kadar eylemlerimizi konuştursaydık belki de bu konumda olmayacaktık. Şimdi gelinen noktaya bir bakalım. Tahlil etmeye çalışalım. Ama kimseyi infaz etmeden. Bir başkasına suçu atmadan. Sorumluluğu bir başka bireye veya cemaate yüklemeden.

Birileri halleder nasılsa diye hazırda beklemeden. "Benim olmadığım yerde kimse yoktur" diyerek harekete geçercesine, görmek için bakalım..

Nasıl bir ortamdayız şimdi?

İnsanın alabildiğine değersizleştiği,aklın akılcılığa yenik düştüğü,insanın hümanizme ve kadının feminizme feda edildiği bir ortam.

Özgürlüklerimizin aslında tutsaklığımızın birer nişanesi olduğu şu günümüzde iradelerimizinde yularını maalesef hevamızın eline teslim etmişiz.

Dinin sloganlaştığı, ibadetlerimizin gelenekselleştiği, ahlakın yozlaştığı, paranın elinde tutsak olmuş insanların yaygınlaştığı, insana makam ve mevkisine göre değer verildiği bir ortam.

"Geliştim, değişmedim" edebiyatlarıyla hem kendini hem çevresindekileri kandırdığını düşünenlerin var olduğu, savrulanların her geçen gün sayıca çoğaldığı bir ortam.

Sevginin slogan, saygınında edebiyat, kardeşlik müessesesinin yok sayıldığı, güvensizliğin alabildiğine kol gezdiği bir ortam.

İbadetlerin şevksiz, günlerin bereketsiz, insanların doyumsuz, yığınların şükürsüz kaldığı bir ortam.

Vahiyden, sünnetin gerçek manasından oldukça uzaklaşan ve uzaklık neticesinde yalnızlaşan, bir halk yığını..

Kilometrelerce uzağındaki zulme sızlanan ama buna karşılık yanındaki kardeşinin çaresizliğinden bihaber insanların yaşadığı bir ortam..

Bananeciliği artık yaşam tarzı haline getirenlerin çoğaldığı bir ortam.

Elde edilen sonuç galiba sadece bu.

Oysa bizim İmanımız vardı aslında tüm bunları ortadan kaldırıp hakkı hakim kılan.

Bizim takvamız vardı hani zorda olsa yapmaya çalıştığımız. Bir salih olma, salih amel işleme halimiz vardı ayetlerden öğrendiğimiz.

Netliğimiz, niteliğimiz ve farkımız vardı diğer insanlardan. Eminliğimiz vardı hani Allah Rasulünden öğrendiğimiz. Hz. Ömer'den modellediğimiz cesaretimiz, bunun yanında merhametimiz vardı.

Ebu Bekir'den örneklediğimiz sadakatimiz, Erkam'dan gözlemlediğimiz misafirperverliğimiz vardı bizim.

Eyüp Peygamberden okuduğumuz sabrımız, Nuh (a.s.)'dan izlediğimiz mücadelemiz, Musa Peygamberden gözlemlediğimiz direnişimiz vardı bizim.

Ensar gibi gelene kucak açmışlığımız,muhacir gibi hazıra konmayıp kendisine ev, aş, eş teklifine karşı "Sen bana çarşının yolunu göster" diyebilecek kadar hazır yiyici olmadan kendi emeğiyle birşeyler kazanmaya çalışan Mü'minlerimiz vardı..

Bizi biz yapan modellerimiz ve örneklerimiz vardı her yaptığına dikkat ettiğimiz. Bizi de örnek alan,alabilecek talebelerimiz ve ders halkalarımız vardı...

Şimdi olduğu gibi çölleşmeyen yüreklerimiz, hakkı haykıran dilimiz ve Allah için kalkan yumruklarımız vardı bizim. Ve merhametimiz vardı, Müslümanlara karşı her daim olan merhametimiz.. Öfkemiz vardı aynı zamanda Rabbin ayetlerini yok sayana,zulmedene, işgal edene, Allah'ın ayetleriyle hükmetmeyene karşı.

Sorumluluk bilincimiz vardı. Uyarı mekanizmasını devrede tutuyorduk her daim. İyiliği emreden ve kötülükten alıkoyan kardeşlerimiz vardı. Kur'an'ı kendisine ayna yapan alimlerimiz vardı hani ilmiyle amil olan.

Tesettürümüz vardı hani bizim, gerçek tesettür. Sadece saç telini örten değil, tüm azaları örterek korunmamızı sağlayan örtümüz vardı. Türban sorunu diye birşey yoktu, yani sorun olan türban değildiki, onu sorun halina getirenler sorunluydu aslında.

İslami bir kimliğimiz, Vahyi hayata geçirişimiz, her davranışımızında Sünnete uygunluğunu sorgulamamız vardı bizim.

İnsani özellikle, İslami özelliklerimizi birbirinden ayırmayıp, İslamı yaşadığını söyleyen her bireyin onunla bütünleşen insani özellikleride vardı.

Saflarımız belirliydi bizim. Birbine karışmamıştı saflar. Her birey hangi safta olduğunu bildiği gibi karşısındakinin saffınıda çözebilirdi rahatlıkla. Takiyye denen illet bu denli nüfuz etmemişti içimize.

İç içe geçmemişti kavramlarımız. Ne bir günahından dolayı insana kafir damgası vuruyorduk, ne de yaptığı onlarca günaha, harama karşı o bizim kardeşimizdir. Her koyun kendi bacağından asılır, diyerek diyalog çığırtkanlığı yapmıyorduk.

Hani şu "Dediğini yap ama yaptığını yapma' denilen değil de gerçekten anlattıklarının son noktasına kadar yaşayan hocalarımız vardı. İlmi ile amil alimlerimiz, ilim taleb eden talebelerimiz, öğrendiğini öğretmek için koşturan öğreticilerimiz vardı hani.

İnfak duygumuz vardı bizim. Elimizdekinin tamamını veya yarısını infak ederken eli titremeyen munfikunlarımız vardı. Hoca hoca gezip malımın kaçta kaçını infak etmeliyim diyerek fetva aramayan, "Veren el alan elden hayırlıdır" diyerek veren el olabilmek için çabalayan insanlarımız vardı bizim.

Bizi biz yapan, değerli kılan değerlerimiz vardı.Aslımız var aslında rücuu etmemiz gereken.Ve bizi bekleyen bir mutlak son var. Ertelenmeyen, geri çevrilemeyen, reddedilemeyen, varacağımız mutlak son..

Sözü fazla uzatmadan bize bizi anlatan bir şiiri paylaşmak istiyorum. Bu gün bir farklılık olsun, yüreğini çok sevdiğim Muvahhid bir kardeşimin şiiriyle koyalım son noktayı. Abdulkadir Bal kardeşimin. Radikal Ayna isimli, bizi bize anlatan bu şiiri aslında özetliyor her şeyi. Bize ayna oluyor bir nevi...

Yüreğinle hiç Namaz kılmadın ki,

Kalbinin içindeki putlar kırılsın.

Dilimde taşıdım İslam'ı

Yumruklarımda sıktım Ayetleri

Hep dışa dönük davetim

Seslenmedim içime.

Benliğimdeki İlahlar,

Söyle nasıl sırıtsın....

"Yoldaki işaretler" elimde

"Dört terim" dilimde

"Dine karşı din" sesimde

Ben nasıl Muttaki olamadım?

Ezgilerim Filistin

İffetim Paris

Gündüz telaşım Malkomx

Gece sükutum Pinokyo

Ruhlara tavsiyem Zemzem

Kendi susuzluğuma Coca cola

Vaazlarımda Sahabii

Yalnızlığımda Züleyha

Yabancıya Muhterem

Ev ehlime Harici.

Kahrolsun Amerika!

Kimseyi ilgilendirmez içimdeki İsrail

Yüreğimle hiç Namaz kılmadım ki,

İçimdeki PUTlar kırılsın...

İlim İle Yoğrulup, Amel İle Doğrulmak Duasıyla...