Coşkun UZUN

14 Temmuz 2010

RAMAZAN'IN FESTİVALLEŞTİRİLMESİNE HAYIR!

Kur’an Ayı olarak anlaşılması gereken Ramazan’a az kaldı.
 
Konu malum; Ramazan Eğlenceleri, Şenlikleri!
 
İbadetlerin Eğlencesi, Şenliği, Şamatası, Gürültüsü olur mu?  Olabilir mi Allah aşkına?
 
Uzun bir zamandan bu yana, kimi çevreler tarafından İslâmî kavram, değer ve ibadetlerimizin içi boşaltılmaya çalışıldığı çoğumuz tarafından bilinen ve gizlenemeyen, açık bir gerçek.
 
Bu cümleden olarak, Ramazan ve Oruçlarımızla ilgili, bulunduğumuz ortam ve yaşadığımız her yerde İslâmî bir duyarlılık ve dikkat oluşturarak sorumluluklarımızı kuşanmaya, yükümlülüklerimizi yerine getirmeyi hatırlatsak nasıl olur?
 
***

Edebi edepsizlerden, dini de dinsizlerden öğrenmek onursuzluğunu yaşamak istemiyorsak gözümüzü dört açmalı ve kimseye Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmamalıyız. Camilerimizin kiliseye, müslümanlarımızın hıristiyana, hocalarımızın papaza benzetilmesine kadar varacak olan bu hain sürece acilen müdahale edip dur demek zorundayız. Bunun için herkes üzerine düşeni fazlasıyla yapmalı ve bu işin bir ucundan mutlaka tutmalıdır.
 
Perşembe’nin Gelişi Çarşamba’dan bellidir’ derler.
 
Namaz Eğlencesine, Hacc Karnavallarına, Zekât Festivaline, Kurban Şenliğine dönüşmesi gibi daha büyük bir felâketle karşılaşmak istemiyorsak eğer, bütün bunların hesabı hemen bugünden tezi yok sorulmalıdır. Hiç kimse bizim ibadetlerimizin içini boşaltmaya, ruhunu çalmaya veya adetleştirmeye, dönüştürmeye cesaret etmemeli, edememelidir!
 
Festival ve eğlenceyle, şamata, gürültü ve hadsiz densizliklerle, sulandırma ve şarlatanlık tarzından en küçük bir hareketle uzaktan veya yakından hiçbir alâkası yoktur bizim Ramazanlarımızın.

Şiar/Sembol ve İbadetlerimize kimse Allah(cc)’ın Kitabı Hz. Peygamber’in Sünnetinde olandan başka bir içerik ve anlam yükleyemez.
 
Biz böyle bir Ramazan’a inanmıyoruz!

Kitabımızda bunların yeri yoktur!

Ramazan ve Oruçlarımız kimsenin oyun ve oyuncağı değildir!

Bu şekilde ve bu içerikte bir Ramazan’ı Tanımıyor ve kabul etmiyoruz!

İbadetlerimizin Eğlenceyle, Şenlik ve Festivalle, Şamata ve Gürültüyle uzaktan, yakından bir alakası yoktur!

Omurgasızca yapılan bu ihaneti ve arkasından gelebilecek başka benzerlerini peşinen ayaklarımızın altına alıyoruz!

Müslümanlar olarak, yapılan bu terbiyesizlik, yozlaştırma, sulandırma ve densizliklerden uzak ve berîyiz!

Bu ihanetin hizmetçisi, işbirlikçisi ve sorumlularına; Allah(cc)’ı Ahiret’i, Cehennem’i ve Mizân’ı hatırlatıyoruz!

Sessiz kalarak bu onursuzluk ve faciaya ortak olanları, sorumluları kınıyor, telin ediyor, iki elimiz yakanızdadır diyoruz!

Yazıklar olsun, Ramazan’ı birilerinin hevesleri ve istekleri istikametinde eğlenceye çevirenlere!
 
Bu Ramazan’da veya Ramazan öncesinde, açık ve net olarak haklı eleştirilerimizi ve tavrımızı ortaya koyalım. Bu şımarıklık, ifsat ve dejenere hareketlerini gücümüz yetiyorsa iptal ettirelim. İptal ettiremiyor, ortadan kaldıramıyor veya buna henüz güç yetiremiyorsak, o zaman hiç olmazsa gerileterek, insanımız üzerindeki etkilerini azaltalım. Bu konuda etrafımızda en azından biraz duyarlılık oluşturalım.
 
Mümkünse ulaşabildiğimiz Yazarlara, Aydınlara, Gazetelere, Dergilere, Belediyelere, Radyo ve Televizyonlara, STK’lara, İslâmî Kurumlara, İnternet Sitelerine, Sorumlu Müslümanlara, Cemaat ve Kanaat Önderlerine, Üstad ve Ağabeylere sesimizi duyurarak, bu konudaki imanî sorumluluklarını kendilerine hatırlatıp, onları daha duyarlı davranmaya, halkın İslâmî kimlik ve değerlerine sahip çıkmaya, bu tarz ifsat ve yozlaştırma hareketlerine karşı üzerlerine düşen ertelenemez yükümlülükleri için acilen göreve çağıralım!
 
Hep beraber Bismillah diyelim ve Ramazan’la birlikte yeniden doğmaya, vahiyle dirilmeye, doğrulup, yürümeye başlayalım!