Bayram KÜÇÜK
SARI GÜVERCİN
Bir dünya kurarsınız kendinize, hayal ettiğiniz her şey oradadır, insanın ilk hali, o saflığı ya da aptallığı, şiirleriniz çocukça olur, var olandan kaçıp olması gerekeni ararsınız şiirlerde. Olması gereken her zaman çekicidir size, var olan elinizdedir ve cazibesi yoktur çünkü o elinizdedir sahipsinizdir. Şiirdekini ararsınız, bir gün o olduğuna inandığınız bir güvercininiz olur, sarı bir güvercin gördüğünüz ilk anda onun olduğunu düşünürsünüz odanızın sol penceresini açarsınız ve siz onu içeri alırsınız ona çok iyi bakarsınız onu seversiniz, gözetirsiniz, kollarsınız o sizin var olandan kaçıp olması gereken dediğiniz düşlerini kurup şiirlerinizde canlandırdığınız güvercindir. Ona karşı içinizde olan o sevgi büyüdükçe büyür buna engel olamazsınız iradenizin dışında bir şey sizi ona sürükler.
Sarı güvercin bundan bihaberdir.
Aradan zaman geçer zamanla güvercinin de sizi sevebileceğini, anlayabileceğini düşünürsünüz
Geçen zaman içinde bir birinden güzel rengârenk cıvıl cıvıl sayısını hatırlayamayacağınız güvercinler gelir ama odanızın sol penceresini kapatmışsınızdır yalnızca o vardır sizin için sarı bir güvercin diğerleri bir şey ifade etmemektedir.
Bir gün güvercin sizin odanızdan çıkıp uzaklara gitmeye karar verir, şaşırırsınız bunu kabullenmek istemezsiniz çünkü o sizin için gerçektir, artık hayal olmaktan çıkmıştır, düşlerden kopup size gelmiştir. Kendinizden bir parça olarak görmeye başlamışsınızdır ama bu gidişe engel olamazsınız.
Karşısına dikildiğiniz kader, iradenizin üstünde sizi bir yerlere doğru sürükler.
Ve bir gün ansızın güvercin uçup gider.
Sonra oturup düşünmeye başlarsınız nerede hata yaptım diye ve anlarsınız aslında sizin bir hatanız yoktur. Bir gün geri gelir düşüncesiyle odanızın sol penceresini açık bırakırsınız
Ama artık o gelmeyecektir çünkü oda var olandan kaçıp kendisi için olması gerekeni bulduğunu düşünmektedir evet yanı başında olan ne kadar mükemmel ne kadar iyide olsa onun için cazip değildir çünkü yanı başındadır.
Bundan sonra o gelmeyecektir.
Bundan sonra odanızın sol penceresini sonsuza dek kapatmak size zor gelecektir.
Bir gün elbet kapatacaksınız bir daha açılmamak üzere.
Sarı güvercinin ardından el sallayıp gittiği yerde mutlu olması için dua edeceksiniz.
Çünkü onu çok sevdiniz çok…
Sonra ne mi yapacaksınız? Uzun zaman geçince aradan, o geri gelmeyecek diye bezerini arayacaksınız. Oturup bir güvercinle pazarlık yaptığını zannedip, sonradan bir kargaya sahip olduğunu anlayanlar gibi karşınıza çıkan birçok güvercinle hatta sahipleriyle oturup karşılıklı pazarlık yapacaksınız sonra bir gün içlerinden biriyle anlaşacaksınız odanızın sol penceresini açmayacaksınız ama onunla iyi geçinmek için bir kümes yapacaksınız sadece sarı güvercine benzediği için onunla avunacaksınız.
Sonra anlayacaksınız; hiç bir şey şiirlerdeki, düşlerdeki gibi saf, tertemiz ve doğal değildir.
Sonra anlayacaksınız; hiç bir şey sizin dünyanızdaki gibi karşılıksız ve çocuksu değildir.
Sonra anlayacaksınız; merhamet ve muhabbet bu iki kelimenin sırrının, bir araya gelmiş iki insan arasında ve herkeste var olmadığını.
Sonra…
Var olandan kaçıp olması gerekeni aramaya devam edeceksiniz.