Bilal KUL

28 Aralık 2009

SEÇİME DAİR (ERKEN) UYARI!

Seçim söylemlerinin dillere dolandığı şu günlerde zihinlerimiz tazelemeye ihityacımız var sanırım. Bir erken uyarı olarak düşünün kardeşinizin bu çalışmasını. Okurken tarihsel detaylara gömülmeyip asıl anlatılmak istenene odaklanabilirsiniz umarım. Allah’a isyanın her türlüsünün aleladeleştiği bir zamanda şirkinde adı şirinleştirilip sıradanlaştırıldı. Aslında hayli çirkin olan şirk onca estetik müdahale sonunda demokrasi oldu. Erkeği kadınsı, kadını erkeksi, ihtiyarı bebeksi yapan çağdaş çözümler, Müslüman’ı müslümanımsı, şirki de şirin yaptı. Allah’ın kitabına ve nebisinin (s.a.v.) sünnetine sıkı sıkıya sarılmak zamanıdır. O kitap ki yaşamamız için gönderilmiştir, ezberleyip arkamıza atalım diye değil.

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde... Kendisini Allah'ın yoluna adamış insanlar varmış. Bu adanmış insanlar bir zaman olmuş parçalanmışlar. Bir yanda lider ve taraftarları, öbür yanda başkaldıranlar ve onların lideri... İş nihayetinde savaşa kadar uzamış ve kıran kırana savaş başlamış. Savaş böylece sürüp giderken isyan eden tarafın lideri bir hamle düşünmüş, bir uyanıklık yapmış. Karşı taraf çoğu pek takvalı fakat bir o kadar da saf kalpli, saf düşünceli insanlarmış. Bunu fark edince isyan eden grubun lideri emir vermiş askerlerine "kılıçların ve kalkanların üzerine Kitab'ın sayfaları asılacak."

Karşı tarafın askerleri bunu görünce imamlarına demişler ki "biz Kitab'a kılıç çekemeyiz" Lider bunun bir savaş hamlesi olduğunu anlatmaya çalışmış fakat nafile... Bir türlü meseleyi anlatamamış askerlerine ve istemediği şeyleri yapmak zorunda kalmış. Detaylarına ve ihtilaflarına girmeden hikâye etmeye çalıştığım olayı az buçuk İslam tarihi okuyanlar bilir. Fakat bilmek ayrı ders almak ayrıdır derler. Ben kendimce aldığım dersi söyleyeyim. Umulur ki tarihin tekerrür etmesi engellenir.

O gün Kitab'ın sayfalarını kılıç ve kalkanlarına asanlar, bu gün o sayfaları dillerine asanlardan çok ama çok hayırlı insanlardı. Hiç değilse İslam düşmanı değillerdi. Öyle öğrendik tarihten.  Bugün İslam’a muhalif işler yapmayı sıradanlaştıran birileri taraftarlarına diyorlar “Kitab’ı dillerinize asın.” O günki insanlar birbirlerine düşmüşlerdi ama Allah'a bağlıydılar. Onların arasında yaşananlara hüküm verme durumda değiliz fakat meselemiz oradan dersler çıkartmak. Dedik ki Kitab'ı dillerine asanlar var. Kitab'ın sayfalarını dillerine asmışlar ve üzerimize geliyorlar bizi bilmediğimiz, tanımadığımız şeylere çağırıyorlar. Şimdi bizlerde "Kitab'a kılıç çekemeyiz" mi diyeceğiz? Oysa karşımızdaki sadece kâğıt parçasıdır. İçindeki hükümleri arkalarına atmış ve fakat yazılarını dillerine asıp kapımıza gelmişler. Bizler ya bunun apaçık bir hile ve kandırmaca olduğunu görüp bunların bizi oyalayıp oylarımızı almalarına karşı çıkağız yahut bizi daha çok oyalayanlara oylarımızı verip oyalanacağız. Unutmayalım savaş hiledir ve Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz. Dikkat edelim, oyuna gelmeyelim.

Selam, umut ve dua ile…