İslam BAŞARAN

01 Nisan 2014

AKIL-VAHiY-HAYAT İLİŞKİSİ

Geçmişte nice toplumlar akletmediği, aklını vahye üstün gördüğü, kainatın sahibi Yüce Allah  o toplumları helak etmiştir. Helak edilen kavimler kıyamete kadar ibret alınması için örnek verilmiştir.

Kur’an aklını vahyin önüne koyanlara sağır, kör, dilsiz diye hitap  eder. Bununla birlikte aklını kullanmayanları da sürekli kınar. Bu vurguları yapan ayetlerle karşılaştığımız zaman aklın ne kadar önemli olduğunu görürüz. Akıl-vahiy bağı çok önemlidir.

Vahiysiz akıl doğru yolu bulamaz, vahiy akla yön verir. Dünya hayatını doğru okumaya ve Allah’ın koyduğu hükümlerin hikmetini daha sağlıklı bir şekilde anlamaya yönlendirir. Duha Suresi 7. ayet Rasulullah’a (a.s.) ve tabii ki bize şunu bildirmiştir: “Seni şaşırmış bulup doğru yola iletmedik mi?’’  Ahzab Suresi 2. ayette ise "Rabbinden sana vahyolunana uy…’’

Bu ayetlerden anladığımız kadarıyla aklın vahye ihtiyacı vardır. Akıl vahiysiz yol bulamaz, vahiy aklın rehberidir. Başka yollar heva üzerine kurulur bu ondan kabul görülmez. Vahiy yeryüzünde İslami hareketin metodunu belirler ve aklı kendisine bağlar.

Allah’ın vermiş olduğu akıl nimetini doğru kullanmalıyız ki aklın da hakkını vermiş olalım. Aklımızı vahyin önüne koymak yerine vahye tabi tutmalıyız, ancak onu her daim devrede tutmayı ihmal etmemeliyiz.

Günümüzde akıl-vahiy ilişkisini sağlıklı kuramadığımız için Müslümanlar olarak kendi aramızda  ayrışmaya, guruplaşmaya, kutuplaşmaya gitmişizdir. Çözüm değil sorun üretmişizdir. Bu gibi sorunlar sağlıklı Kur’an anlayışını inşa edemediğimiz için, Kur’an’ın vermiş olduğu tevhidi mesajı kavrayamadığımız için vardır. Böylelikle de muvahhid mü'minler olarak geleceği inşa edememişizdir.

Peygamberler kendilerine gelen vahye nasıl tabi oldu iseler, onu hayatlarına/hayata nasıl yansıttı iseler bizim de aynı şekilde uyup uygulamız gerekir. Dönemleri içerisinde bulunduğu zulme karşı nasıl mücadele etti iseler bizim de onları takip etmemiz gerekir. Onlar gereğine uygun bir akıl-vahiy ilişkisi kurarak hayatlarını vahiy üzerine inşa etmişlerdir. Onlar vahyi hayata doğru okumuş oldukları için hayatları ile bizlere örnek olmuşlardır.

Kur’an bizleri muhatap almaktadır. Bunun için Kur’an’ın yetiştirmeye çalıştığı o müminleri, dava erlerini inşa etme görevi de bizlerindir. Kur’an neslini inşa etmeye önce kendimizden başlamalıyız. Kendimizi Kur’an ile yetiştirip toplum için örnek şahsiyetler olmalıyız.

Kur’an’ı öncelikle kendimizi yetiştirmek için okumalıyız ve anlamalıyız. Kur’an’ı doğru okumak küfre meydan okuyuştur. Kur’an’ı anlamak; İslami kendi hayatında inşa etmektir.

Biz Müslümanların Allah’a ve Resulüne karşı sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklarımızı yalnızca vahye uyarak yerine getirebiliriz. Peygamberlerin amaçları amacımız olduğunu, sorumlulukları sorumluluğumuz olduğunu unutmamalıyız.

Ey iman edenler! Sorumluluklarınızı kasten yerine getirmeyerek Allah ve Rasülüne ihanet etmeyin. Enfal/27