Şahin YETİK

23 Mayıs 2016

BİR ASIRLIK TAHAKKÜM ve TEMSİLİYETE OLAN İHTİYAÇ

Allah'ın hükümleri ile insanları yönetmeye İslam, ve fakat ülkemizde olduğu gibi insan çoğunluğunun yaptığı kanunlar ile Allah'a dinini öğretmeye kalkışmaya ise demokrasi denir. Demokrasinin ülkemizde laiklik gibi adı konulmamış daha bilinen pek çok tanımı da yok değildir elbette, lakin biz müslümanlarca en meşhur kullanılan tanımını yaptık. Dinimiz İslam nasılki inananlarının yönetilmesini sağlayan en temel evrensel kanunlar nizamnamesini kur'an ile ortaya koymuşsa demokrasiye inananlar da Allah'ın koymuş olduğu kanunları beğenmeyip yerine sözüm ona çoğulcul olarak insanların yönetilmesi üzere evrensel kanunlar nizamnamelerini anayasaları ile belirlerler. Bu hal ile de İslama alternatif bir dini kabul etmiş olurlar. İslam bir din olup mensuplarına Müslüman denilirken demokrasi de böylece bir din olup mensuplarına demokrat denilmiş olur.

Ülkemizde yönetilecek olan halkın ekseriyetinin Müslümanlardan oluşması üzerine normalde ve demokrasinin çoğulculuk anlayışının doğası gereği kahir ekseri oluşturan müslümanların yaşantı ve din anlayışlarına uygun kanunlar çıkartılması ve uygulamalar yapılması gerekirken yüz yıldır elinde askeri gücü barındıran bir azınlık çoğunluğu teşkil eden müslümanları ezmiş ve adeta yok saymıştır. Müslümanlar lehine bırakın kanun çıkarmayı meyhanelerin içki üretim yerlerinin sayısını arttırmakla övünülmüş, kumarhaneler ve fuhuş devlet korumasına alınarak yaygınlaştırılmış ve müslümanlar ile alenen alay edilir olmuştur.

En temel hak olan başörtüsüne bile kafa tutulmuş, milletin patlama seviyesine gelmesinden endişe eden yönetim müslümanlardanmış gibi görünen bir yönetimi iş başına geçirterek baş örtüsünü serbest bırakmak suretiyle ve diyaneti de kullanarak, taşmak üzere olan barajın kapaklarını hafiften açmış ancak bu da bir koza dönüştürülerek biz varsak bu serbest biz yoksak bu da elinizden gider vari bir şantaj ile müslüman halk üzerinde büyük bir korku tahakkumu kurulmuştur. Ve ne yazıkki bu yeni yönetimde de başörtüsünü yasalaştırıp bir daha kimsenin üzerinde oyun oynayamayacağı bir kanun çıkarılmamıştır. Müslüman olan halk ise bir takım hastane, yol, rahat dernek açma vs. gibi hayırhaklıklara kani olmuş ve manen "bize zulmedecekse bizdenmiş gibi olanlar zulmetmeye devam etsin" diyerek  Bu yeni yönetimi desteklemeye devam etmiştir. Bu yeni yönetim ise halkın kendisine olan desteğinden cesaret alarak "bundan öncekiler bunu da yapmadılar" diyerek ölümü gösterip müslümanları sıtmaya razı etnek noktasında çok da zorlanmadığı aşikardır. Hal böyle olunca istediği zaman istediği kaleme vergi koyan veya koyulmuş olan vergi oranlarını arttırıp dilediği gıda ,malzeme,yakıt, giyim vs. tüketim kalemlerine dilediği gibi zam yapabilen bir yönetim ile Müslümanlar zulum görmeye devam etmektedir.

Halkımızın gerçekleri görmesi ve uyarılması adına Müslümanların sözcülüğünü yapacak bir temsiliyetin kurulması gerektiği açık ve aşikardır. Bu temsiliyete olan ihtiyacımıza ulaşamadığımız her bir gün için Müslümanlara yapılan zulumler artmaktadır ve artmaya da devam edecektir. Bu yüzden muvahhid kardeşlerimize buradan çağrım; Müslümanların temsiliyetini kurmak üzere Müslümanların ileri gelen kanat önderlerini temsiliyet kurmaları adına desteklemeleri ve bir araya gelmelerini sağlamalarıdır. Böylece Rabbimizin yüce Kuran-ında vadettiği yer ve gök nimetlerine ulaşıp, Müslümanların yeryüzündeki hükümranlığını tekrar ümit edebiliriz. Ves-selamu ala menittabeal hüda.