Sabiha ATEŞ ALPAT
ÇOCUK EĞİTİMİNİN ÖNEMİ
Hiç şüphesiz Yüce Allah’ın bütün yarattıklarında ve bütün hükmettiklerinde sadece hikmetler vardır. İnsanoğluna evliliği emretmiş, evliliğin hikmetlerini de kitabı keriminde beyan etmiştir. Yegane önderimiz Hz. Muhammed (sav) de pak hadisi şeriflerinde açıklamıştır…
Yüce Allah’a imanını ilan eden her bir mükellef, hiç bir ayrıma tabi tutmadan yaptığı tüm işlerin ölçüsünü Allah’tan almak zorundadır. Evliliğin sebeplerinden biri hiç şüphesiz neslin devamıdır.Hayatta her şey imtihan amaçlı olarak insana verilmiş olup, evlat da imtihanın bir parçası olarak insanoğluna emanet edilmiştir.Hiç kuşkusuz Allah tarafından insana emanet edilen her şeyin korunup korunmadığı, haklarına riayet edilip edilmediği tek tek hesap günü gündeme gelecektir. ”Sonra kuşkusuz o gün, nimetten elbette sorguya çekileceksiniz ” (Tekasür:8)
İnsanoğluna verilen her nimetin hesabı vardır. Hesaba çekinilecek nimetlerden biri de çocuk nimetidir. Yaşadığımız süreçte ebeveynlerin evlatlarından dolayı duydukları memnuniyetsizlik her geçen gün artıyor. İnsana ait değerlerin erozyonudur genel anlamda yaşadığımız. Ahlaken çektiğimiz sıkıntılar sosyal, siyasi, ailevi kısacası her alanda, hayatımızın tüm bölümlerinde insanlığı acıtıyor… Emniyet duygusunu tanımaz olduk. Cinayetlerin, tecavüzlerin, çalmaların, soygunların sıkılıkla yaşandığı bir ortamda, insan sormadan edemiyor; Kim bu insan öldüren adamlar? Kimin çocuklarıdır insanlığa kast edenler? Hangi eğitim sürecinin sonucudur yaşadıklarımız?! Seküler anlayışta okullar eğitim yuvası olmaktan daha çok sadece diploma ve dünyalık kariyer kazanma yeri olarak görülmektedir. İki dünyalı Müminlerin tek dünyalılar gibi hayat yaşaması,eşyayı değerlendirmesi mümkün değildir. zamanını/zamanlarını boşa tüketenlerin hüsrana uğrayacağı beyan edilmiştir çünkü.Çocuk sahibi olan aileler ayeti kerimede şöyle uyarılmışlardır…
“Ey iman edenler! Kendinizi ve aile halkınızı ateşi insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz.” (Tahrim Suresi:6)
Cehennem ateşinden korunmanın ilk şartı hiç kuşkusuz her türlü şirkten uzak durmaktır. Şu halde ana ve babanın ilk görevi çocuklarına tevhid ve şirki öğretmeleri gerekmektedir. Bu konuda rabbimiz Hz. Lokman’nın çocuğuna eğitim verirken usul ve üslubun ne ve nasıl olması gerektiğini öğretiyor ve müşahhas bir biçimde örnek veriyor…
"Hani bir vakit Lokmân oğluna öğüt vererek dedi ki: Oğulcuğum! sakın Allah'a ortak koşma. Çünkü gerçekten ortak koşmak büyük bir zulümdür.” (Lokman Suresi: 13)…
Bugün aile ve evlatlarda yaşanan sıkıntıların en büyük sebeplerinden biri iman bilincinin olmamasıdır. Emperyalist, kapitalist, demokratik gibi ecnebi anlayışlar aile yapılarımızdaki düzeni tarumar etti. Çocuğun her dediğini, çocuğun isteği ve istediği şekilde yapmayı iyi ana baba olmak sanılan bir anlayış hızla yayılıyor. Oysa ki çocuklar Allah’ın kullarını kulluk sınavından geçirdiği sınavlardan bir sınavdır. Elbette ki sınavda doğru cevaplar verenler kazanacaktır. Çocuklara verilmesi gereken ilk eğitim ve ilk bilgi Tevhid ve şirk bilgisidir. Çocuk pedagojisini dikkate alarak çocuğun anlayacağı dilde eğitim çok küçük yaşlarda başlaması gerekir. Peygamberimiz (sav) çocuklara ilk öğrettiği ayetlerden iman eğitiminin birinci sırada olduğunu görüyoruz:
“De ki: Hamd O Allah'a ki çocuk edinmemiştir; mülkünde de hiçbir ortağı yoktur; kendini horluk ve acizlikten (kurtarmak hususunda) yardımcıya ve dosta ihtiyacı da olmadı. Onun büyüklüğünü sürekli an.” (İsra Suresi: 111)
Allah’ın yaratan,yöneten ve tüm sıfatlarıyla eşsiz olduğunu vurgulayan ayeti kerime, Tevhid imanını özetler vaziyettedir…
Tv çizgi filmleriyle büyüyen çocuklar beşer ideolojisinin şirk anlayışı içerisinde eğitmeye çalıştığı okullara sıra gelmeden çocuğun belleğine şirk’i yerleştiriyor… Teknolojik gelişmelere hız yetişemezken her bilgisayarın oyun bölümünde masonik işaretler, haç işaretleri bilinç altına durmadan mesaj gönderiyor. Savaş oyunlarında her kazananın Amerika askeri olması oyunun masumluğuna gölge düşürüyor. Küfrün,fesadın hakim ve yaygın olduğu yerlerde gayretlerin daha dikkatli, daha titiz olunmasını daha bir zaruri kılmaktadır.
Haya kirliliği yüzünden sokaklara çıkılamazken, Peygamberimizin “Haya imandandır” hadisi şerifi, her türlü olumsuzluğun ilacının iman eğitiminden geçtiğini işaret ediyor…
Çocuklarla ilgili uyarıları Kur’an-ı Kerim'den okumaya devam edelim:
“Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur.” (İsra: 31)
Benzer bir ayeti kerimede En'am suresinde geçmektedir. “De ki: "Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayınız, ana babaya iyilik ediniz, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyiniz! Sizin de onların da rızkını biz veririz; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayınız ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayınız! işte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. İşte düşünesiniz diye Allah size bunları emretti". (En'am Suresi: 151)
İlgili ayetlerde müminler için bir çok noktada ders verilmiştir. Her iki ayeti kerimede de çocuklarla alakalı olarak “Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyiniz!”.Diye buyrulmuştur. Öldürmek sadece cismani olarak değerlendirlmemelidir. Zira nice yaşayanlar vardır ki Yüce Allah onları ölü olarak nitelendirmiştir.
Şu halde vahye karşı duyarsız yetiştirilen her çocuk haddi zatında birer ölüdür!... Dünyalık kaygılar yüzünden çocuğun İslam’dan uzak kalmasına göz yummak ve ya dünyalık kariyer yüzünden İslam’i emirlerin ertelenmesi ayette bahsedilen rızık endişesi değil de nedir?.
“Bilgisizlikleri yüzünden öz evlâtlarını akılsızca katledenler” (En'am: 140)… Tüm bunlara sebebiyet veren unsurun cehalet olduğunu ayeti yukarıdaki kerimeden öğreniyoruz. Eğitimin önemini “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” ve “Allah’tan ancak ilim sahipleri korkar” diye müntesiplerini uyaran dinimizin ilk emri de “Oku”dur..
İlk emri “ıkra” “Oku” olan bir dinin mensuplarıyız. Neyi,nasıl,niçin okuyacağımızın cevabı hayat kitabımız Kuran’da verilmiştir.Okumadan eğitim süreci başlamayacaktır,ama sadece okumak insanın eğitimli olması manasına gelmemektedir. Bu konuda Yüce Allah “Bildikleriyle amel etmeyenlerin, kitap yüklü merkep olduklarını” (Cuma Suresi ayet 5) buyurmuştur. Çocukların eğitimi başkalarına havale edilemeyecek kadar ciddi bir iştir.Bu nedenle eğitimin ana merkezi ailedir. Ana ve baba tüm yönleriyle Tevhidin canlı şahitleri olarak kendilerine emanet edilen çocukların eğitiminde rol model olmak durumundadırlar. Ailelerde temelini attığımız eğitim sürecinin devamı olarak okul/medrese/yaz kursları daha doğrusu Kur’an eğitimi veren yerler devreye girmektedir.
Çocukların teslim edileceği öğretmenlerde seçici olunması zorunludur Hele de dini eğitim verecek öğretmenlerin ehliyet sahibi kimseler olmasına azami dikkat edilmesi gerekmektedir. Şimdi yine yaz geldi,çocuklarımızı yaz okulları çerçevesinde Kur’an öğrenme programlarına yollamaya hazırlanırken,hatırdan çıkarılmaması gereken en önemli nokta; Kuran’ın sadece,yüzünden okumak, ezberlenmek için gelmediği gerçeğidir.. Bu nedenle birer emanet olan çocuklarımıza vereceğimiz/verdireceğimiz eğitimin bu bilince yatırım olmasına dikkat etmek durumundayız. Bilgiyi beynine yüklemek yerine verdiğimiz/verdireceğimiz bilginin bilince dönüşmesine dikkat kesmeliyiz.
Eğitim müfredatının nitelikli olması, nitelikli çocuklar yetişmesine vesile olacaktır..Tevhid inancının ve bilincinin oluşması için eğitim programımızda çocuklara göre ayarlanmış iman programı mutlaka olmalıdır.Ayrıca yine tevhidi bir kimliğin oluşması için çocuklarımızı gerçek kahramanlar ile tanıştırarak örnek almalarını sağlamalıyız..Ahlaki ilkelerimizi aktaracağımız ahlak/adap/edep saatlerimizde Tevhidi bir kimlikte öne çıkan ahlaki ilkeleri zevkli hale getirerek,seviyeye göre çocuk diliyle anlatmalı ama biz büyükler olarak en güzel anlatım şeklinin anlattıklarımızın canlı şahitleri olmamız gerektiğini hatırdan çıkarmamalıyız.
Aksi durumda “Ey iman edenler! Yapmadığınız, (yapmayacağınız) şeyi niçin söylersiniz? Yapmadığınız şeyi yaptık demeniz, Allah katında büyük gazaba sebep olur.” (Saff: 2-3) ayetiyle muhatap oluruz!.Bu ve benzer ayetler yapmadıklarını söyleyenleri uyarmıştır…Bu arada yaz okullarında görev alacak olan kardeşlerimize de, elimize verilen çocukların bize teslim edilmiş emanetler olduğunu,güvenip teslim edilen ümmetin evlatlarının zamanlarını iyi değerlendirmenin de İmanı bir zorunluluk olduğunu hatırlatalım.