Şahin YETİK
ELEŞTİRİ MEFHUMU BAĞLAMINDA "REDDİYE", "İNZÂR" VE "YERME"
Kavramlar hayatımızın olmazsa olmaz parçalarıdır. Ne varki bu parçaları hayat yapbozumuzun yanlış yerlerine monte etmemiz domino etkisi ile neşet edecek bir yıkıma zemin hazırlar. Hayat inşamızda kavramları hak ettikleri ve kendi aidiyetlerini buldukları yerlere yerleştirmek adına sahibi olduğumuz kavramları doğru kullanıp kullanmadığımızı sorgulamalıyız. Zira sorgulanmayan bir hayatın ihyası düşünülemez.
Bu vesile ile sizlere eleştiri kavramından bahsetmek istiyorum. Konu ile alakalı islam ve hayat sitesinde yayınlanan "Eleştiri nasıl olmalı?" makalemizden de alıntılar yapacağım izninizle. "Eleştiri kelimesini hem Türkçe hem de Arapça olarak ele alalım. Öncelikle Türkçe olarak eleştiri kelimesi, elemek kökünden gelir yani asıl olanı asıl olmayandan elersiniz. Örneğin unu kirinden, pirinci taşından, kumu çakılından vs. ve böylece kullanılabilir, yenilir, yutulur olan asıl ortaya çıkar. Ve gündem edilmesi gereken şey de bu asıl olandır. Yani asla asıl olmayan, elenmiş ve ayıklanmış kısımların gündem edilmesi değildir.
Gelelim kelimenin Arapça olan kısmına: Eleştiri kelimesinin Arapça karşılığı tenkittir. نقد (Nakd) kökünden gelen kelime tef’îl babından تنقيد (tenkid) olarak teşekkül eder. Ve anlamı maddi bir değere karşılık gelen nakd kökü aynı zamanda doğruyu yanlıştan ayırmak için de kullanılmıştır. Tenkit ise manevi olarak bir şeyin değerini ortaya koymak ve onu sağlamlaştırmak için kullanılır."
Peki günümüzde anlam dezenformasyonuna uğramış bu kavram ne için kullanılıyor gelin buna bir göz atalım. Kendinize "ben birşeyi eleştirirken yukarıda vermiş olduğum eleştiri tanımına mı riayet ediyorum yoksa başkaca yapmış olduğum şeylere mi eleştiri diyorum?" diyerek sorgulayalım hep beraber. Örneğin bir kitabın hoşumuza gitmeyen yanlarını toplumu ifsad edeceğinden çekindiğimiz yönlerini gündem etmek istiyoruz peki bunun adı eleştiri midir gerçekten yoksa bu davranışımızın adı başka birşey midir?
Örneğin "reddiye" kelimesinin kullanılması daha doğru olmaz mı? Diyelim ki bir kardeşimizi yanlış düşüncelere ve fikirlere gark olmuş olarak gördük ve onu uyarmak istiyoruz emri bil-maruf ve nehyi anil-münker sorumluluğumuz gereği. Öyle ise bu davranışımızn adı neden "inzâr" olmuyor? Yada başka bir örnek son zamanlarda toptancılık kültürü olarak ifrat yada tefriti temele alan bir akım toplumumuzu ve özellikle de müslüman kardeşlerimizi etkisi altına almış gidiyor. Ve doğal olarak kendi grubundan ekolünden olmayanları öteki olarak gören bu tipler, karşısındaki herhangi bir kişi yada kitabı için ağza alınmayacak derecelere varan hakaretler ile silip süpürme derdine düşmüşler ve buna da utanmadan eleştiri diyorlar. Oysa kullanmaları gereken ifade "yerme" olması gerekmez mi?
Peki neden "reddiye", "inzâr" ve "yerme" gibi tanımlamalar kullanılmaktan kaçınılıyor da bu kavramlar yerine "eleştiri" kullanılıyor hiç düşündünüz mü? Sizi bilmem ancak kavramlara çok değer verdiğimden olsa gerek ben düşündüm ve kişilerin kendi açmazlarının, sapmalarının dahası olumsuzlamalarının arkasına sığınılan bir entellektüel kalkan olarak görülmektedir "eleştiri". Bu vesile ile yapmış olduğu hiçbir hakaret yada yermenin İslam'ın dizayn ettiği kareşlik hukukuna zarar verdiğinin belli olmaması adına yapılan bozgunculuğun devam ettirilebilmesi ve kişinin nefsini tatmin etme uğruna büyük bir siper olarak görülmektedir.
Eleştiri yapmak gerçekten de büyük bir maharet ve bilgi birikimi ister, dahası alanında uzun soluklu okumalar ve uzmanlık gerektirir ki yapılan eleştiri sonucunda yenilir, yutulur ve kullanılabilir olan değerler ortaya çıksın ve müslümanlar bunlardan istifade etsinler.
Gerekli donanıma sahip olmayanlar, işleri hakaret etmeden öteye geçemeyenler ve sövmekten başka bir mahareti olmayanlar için "eleştiri yapıyorum" ifadesi gerçekten de hazin bir sığınak durumundadır. Düşünsenize yapılan bu işin eleştiri olmadığını kabul ettiklerinde yerine "reddiye", "inzâr",ve "yerme" gibi tanımlamalar kullanamayacaklar çünki bu tanımlamalar "eleştiri" ye göre alanlarında çok daha fazla uzmanlık istedikleri bariz, su götürmez niteliktedir. Peki ne diyecekler "sövüyorum", "hakaret ediyorum" , "tekfir ediyorum" mu diyecekler?
Ne gerek var bunlara eleştiri yapıyorum demek varken değil mi?(!). Belki böylesi kişilerin susması konuşmalarından daha hayırlı olacak ve vahdet olmak adına canhıraş uğraş veren ümmetin göz bebekleri olan kalem sahiplerine düşmanlık ederek vebale girmemiş olacaklardır. Şimdi buradan uyarıyorum birileri çıkıp yine "o zaman eleştiri yapmayalım mı kardeşim" falan derse gerçekten çok üzülürüm.