Ahmet ÖRS
ERGENEKONU BİLMEZ, 28 ŞUBATTAN HABERSİZ
28 şubatın en önemli tanıklarından biri olarak Erbakan’ın anılarını yazması en büyük isteklerimden biriydi. O meşhur MGK toplantısında neler oldu, postmodern darbe süreci nasıl işledi, askerler meseleyi nasıl ele aldı, hâsılı perde gerisinde neler yaşandı, emr-i hak vâki olmadan Erbakan’ın kaleminden öğrenmek istiyorduk.
Boşuna ümitlenmişiz. Bırakın yazmayı Erbakan o süreçle ilgili tek bir kelime etmedi. Bizleri yaşananlarla ilgili olarak aydınlatmadı. Partisi kapatıldı, kendisine siyaset yasağı kondu. Arkadaşları bu yasaklardan nasiplerini aldı, gençlik vakıfları kapatıldı ama Erbakan 28 şubatın üzerinden geçen onca yıla rağmen konuşmadı, anılarını yazmadı.
Oysa, “Keşke 28 şubat darbe süreci ile ilgili hiç konuşmasaydı” diyeceğim günlere geleceğimizi bilememişiz. İyi niyetimizi korumuşuz. Yavaştan asker övgüsü ile başladığı 28 şubat konuşmalarını AKP karşıtlığından kaynaklanan bir tutumla sanırız, bugüne, “Ergenekon ne, bilmiyorum!” talihsiz vurgusuna kadar getirdi.
Darbeci çete örgütlenmesi olarak arz-ı endâm eden Ergenekon sürecini bu şekilde değerlendiren Erbakan’ın “28 şubatı askerler değil dönemin ABD dışişleri bakanı yaptı.” yollu değerlendirmesi dudaklarımızı uçuklattı doğrusu. “Askerler vatanseverdi, onların bir kabahati yoktu.” ifadesi iyi niyetimizi imha eden son darbe oldu.
28 şubatta mahremine bile dil uzatıldığını unutan, Kıbrıs meselesinde orduyu göreve çağıran, 28 şubatın faillerini gizleyen, Ergenekon’un ne olduğunu bilmediğini söyleyen bir anlayıştan ne gibi bir hayır murad edilebilir bilemiyoruz doğrusu.
28 şubattan en büyük yarayı alan bir hareketin gazetesi olarak Milli Gazete’nin 27 nisan e-muhtırasından sonra ana sayfasında tarım ilaçlarıyla ilgili bir haberle bağlantılı olarak koca bir öküzü koyması nasıl açıklanabilir?
İslami değerleri hedef alarak AKP’ye verilen muhtırayı kör bir siyasi rekabet uğruna görmezlikten gelme vicdanlarda onulmaz tahribatlar yapmıştır.
Darbecilere karşı durabilme cesaretini gösteremeyip seçim otobüslerinde kendilerini cesur siyaset olarak tanıtanları anlamak kolay değildir. Darbelere karşı duramayan cesaret nasıl bir cesarettir?
28 şubatı yeni kuşakların zihnine lâyıkıyla taşımayan, Ergenekon’u bilmediğini söyleyen Erbakan’ın kuşattığı bir anlayışı tarih, objektif kriterleriyle elbette değerlendirecektir.