Süleyman DİLMEN

19 Mayıs 2009

FUHŞİYYATA KARŞI MÜCADELE SORUMLULUĞU

Gerek cin, gerek insan şeytanlardan yüce Allah’a sığınır, çok merhametli, en iyi koruyucu Allah'ın adıyla başlarım.

Neredeyse her gün okuduğumuz Asr suresinde anlatılan imanlı olma ve kalmanın gereği olarak birbirimizi uyarmalı ve kötülükten sakındırmalıyız.

“Asra yemin ederim ki
İnsan gerçekten ziyan içindedir.
Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.” (Asr Suresi)

“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Âl-i İmrân, 104  )

Ben de bu niyetle yola çıkarak yüce İslam ahlakının bel kemiğini oluşturan iffetli kalmanın gereklerinden biri olan zinaya yaklaşmamak bahsine değinmek istiyorum. Rabbim muvaffak etsin.

Zinanın çirkinliği ayan beyan ortada olduğu halde, onun bu kadar yaygınlaşması oldukça düşündürücüdür.

Hava sıcaklıklarının artmasıyla maalesef eski cahiliyyedekinden cok beter bir çıplaklık yine ortada. 

Zinaya yaklaştıran birçok yol olduğu malumumuz. Ben bu yazıda daha çok gözü harama daldırmak tehlikesi ve buna karşılık gözü haramdan sakındırmak üzerinde durmak istiyorum.

Lütfen Rasulullah’ın (s) isteği üzerine imanımızı yenileyelim.

Birbirimize hatırlatalım, özellikle de gözümüzü haramdan sakındırma gereğini, müminlere ya da mümin olmak isteyenlere, önce yakınlarımıza olmak üzere anlatalım.

Ben, Şükrü Hüseyinoğlu’nun tabiriyle “evlerdeki truva atı olan” televizyonu elhamdulillah evime sokmadım.
Çünkü reklam aralarında, haber sunumlarında bile aniden haram görüntüler yayınlanabiliyor. İnsanlar zamanla buna alışıyor. En kötüsü de harama bakmaya alışmak olsa gerek.

Çoğu zarar olan ve azıcık faydasını da başka yollarla edinebildiğim tv’yi o yüzden evime sokmadım. Tabi bizatihi tv makinesine karşı değilim, çok dikkatli olarak kullanılabilir belki. Ancak onunla yönlendirilmek istemiyoruz.

Gündemimizi Kur’an haberleri daha çok oluşturuyor bu sayede.

Mevzuya dönecek olursak, tv olmasa da özellikle yaz aylarında sokaklar, işyerleri, lise ve üniversiteler çıplaklıktan geçilmiyor.

Özellikle üniversiteler ilim, irfan yuvası olması gerekirken, adeta cehennemin bir şubesi olmak için yarışıyor.

Gecen sene umre ibadeti için gittiğim Haremi Şerif ve Mescidi Nebevi ve etrafında gözlerim bayram etmişti.

On dört gün bir tane saçı veya orası burası açık bayan görmedim elhamdülillah.

Bu bize ne katıyor. Bana Kur'an'ın manalarına daha yoğunlaşma ve günahlarımı fark etme imkanı oluşturdu. Tabi bu günahlara hüngür hüngür ağlayarak gönülden bir tevbe etme imkanı sundu.

Şimdi zinayla ilgili ayeti kerimelere geçelim:

"Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur." (İsrâ,  32)
  
Dikkat edersek direkt olarak zina değil zinaya yaklaşılması söz konusu ediliyor. Zinaya giden yol kapatılıyor.

Bu bize, zinaya yaklaşanın, zinaya düşme tehlikesinin korkunç boyutlarda olduğunu göstermesi bakımından pek manidardır. Zinanın çirkin bir hayasızlık ve çok kötü bir yol olduğunun belirtilmesi de zinanın ne kadar büyük bir günah olduğunu ifade etmektedir.

"Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.

Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tabi kimseler yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz." (Nur Suresi, 30-31)

Gözleri haramdan sakındırma, Kur’an ve sünnete göre kadın ve erkeğin örtülmesi gereken uzuvlarına bakmaktan kaçınmak manasındadır.

Hâlbuki bugün Rabbimizin tesettür emrine tabi olmayan erkek ve kadınlar gün geçtikçe sınır tanımaz bir şekilde artıyor.

Şimdi çıplaklık ve medeniyet ayrılmaz ikili (!) olarak telakki ediliyor.

Hatta göbeği açık, mini etekli, dar elbiseli tesettürlüler (!) bile görüyoruz artık.

Allah azze ve celle birçok günaha dünyada ceza öngörmezken, zinadan caydırmak için zani(zina eden)lere acımaksızın yüz değnek vurulmasını emrediyor.

"Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.

Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenmez; zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenir. Bu, müminlere haram kılınmıştır." (Nûr, 2-3) 

Ahiretteki cezaya gelince, zina, Kur’an’ın ebedi ateşle tehdit ettiği dört büyük günahtan biri. (Diğerleri: Allah’a şirk koşmak, faiz alıp vermek, haksız yere adam öldürmek)

"Yine onlar ki, Allah ile beraber (tuttukları) başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan, günahı(nın cezasını) bulur;

"Kıyamet günü azabı kat kat arttırılır ve onda (azapta) alçaltılmış olarak devamlı kalır." (Furkân, 68-69)

"Tabiinin büyük müfessirlerinden Mücahid “Onlar zina etmezler. Kim bunları yaparsa cezasını bulur” (Furkan, 68) ayetindeki “يلق اثاما” kelimelerini “Cehennemde irin ve kandan bir vadidir” diye tefsir etmiştir. İkrime de “اثاما” “Asam” kelimesini “cehennemde zina edenlerin kalacağı vadilerdir” diye tefsir etmiştir.

"Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlerini kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir." (Mümtehine, 12)

Yukarıda zikrettiğimiz açık ayetlere rağmen Pak Nebi Rasulullah (a.s.) adına süslü hadisler uyduruluyor.
Maalesef bu hadisler birçok sahih hadise de aykırı -diğer hadisler aşağıda gelecek-

İşte çok güvenilir bilinen Kütübi Sitte'de zinaya yaklaşmamak konusunda hadis arayayım derken, karşıma adeta zinayı sıradan bir hata gibi gösteren şu uydurma olduğu çok açık hadisle karşılaştım:

"Bana Cebrail aleyhisselam gelerek "Ümmetinden kim Allah`a herhangi bir şeyi ortak kılmadan (şirk koşmadan) ölürse cennete girer" müjdesini verdi" dedi. Ben (hayretle) "zina ve hırsızlık yapsa da mı?" diye sordum. "Hırsızlık da etse, zina da yapsa" cevabını verdi. Ben tekrar: "Yani hırsızlık ve zina yapsa da ha!" dedim. "Evet", dedi, "hırsızlık da etse, zina da yapsa!" Hz. Peygamber (sav) dördüncü keresinde ilave etti :"Ebu Zerr patlasa da - başka bir rivayette ise burnu kırılsa da - cennete girecektir." (Kütüb-i Sitte No: 7, http://hadis.ihya.org/ksitte.php?ara=zina&t2=hadis)

Oysa Kur'an'a göre şirk sadece teorik bir şey değildir. Mesela Kur'an heva ve hevesine tabi olmayı, o şekilde bir hayat yaşamayı da şirk olarak nitelendirmektedir. (Bkz. Furkan Suresi 43. ve Casiye Suresi 23. ayetler) Zina, heva ve hevesin ilah edinilmesinin bir sonucudur.

Yukardaki rivayetin uydurma olduğunu söylerken tabiî ki nefsime göre hareket etmiş değilim. Hz. Aişe annemizin de uyguladığı ve uygulanmasını istediği hadisin Kur’an’a arzı usulü yani metin tenkidi usulüne tabi olarak bunu söylüyoruz.

Bunun yanında rivayeti başka rivayetlere arz etmek de başka bir hadis usulü tekniğidir. (Geniş usul bilgisi için Muhammed Gazali, Nebevi sünnet Ekin yay, M. Hayri Kırbaşoğlu, Alternatif hadis metodolojisi- Kitabiyat yay. Hz Aişenin sahabeye yönelttiği eleştiriler, İmam Zerkeşi, Kitabiyat yay. Başvurulabilir.)

İşte Kuranla uyumlu, zinaya yaklaşmayı men eden hadislerden sadece birkaçı:

"Ebu Umame (r.a.)’den rivayet edilmiştir:

”Genç bir delikanlı Peygamberimizin meclisine gelerek “Ey Allah’ın Rasulü ! Zina etmem hususunda bana izin ver!” dedi. Bunun üzerine orada bulunanlar “Sus, sus!” diye onu engellemeye çalıştılarsa da, Peygamberimiz (s) “Bırakın da yanıma gelsin!” dedi. Gencin yanına gelmesi üzerine de ona “Annenin zina etmesi senin hoşuna gider mi?” buyurdu. Genç “Hayır! Allaha yemin olsun ki (hoşuma gitmez) Allah beni sana feda kılsın” karşılığını verdi. Hz. Peygamber “(Sen nasıl istemiyorsan) diğer insanlar da annelerinin zina etmelerinden hoşlanmazlar. Peki kendi kızının zina etmesi senin hoşuna gider mi?” buyurdu. Genç ““Hayır! Allaha yemin olsun ki (hoşuma gitmez) Ey Allahın resulü! Allah beni sana feda kılsın” cevabını verdi. Peygamber as bu kez “Sen hoşlanmadığın gibi diğer insanlar da kızlarının zina etmelerinden hoşlanmazlar. (Söyle bakalım) kız kardeşinin zina etmesi senin hoşuna gider mi?” dedi. Genç buna da “Hayır istemem ey Allah’ın Rasulü! Canım sana feda olsun. Tabii ki bunu da istemem” dedi. Hz. Peygamber’in “İnsanlar da kız kardeşlerinin zina etmesini istemez. Peki teyzenin zina etmesi senin hoşuna gider mi?” buyurması üzerine, yine “Canım sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! Bunu da istemem” cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber “Diğer insanlar da senin gibi, teyzelerinin zina etmelerini istemez” dedikten sonra mübarek elini onun omzuna koyarak “Rabb’im! Bu kulunun günahlarını bağışla, kalbini her türlü kötülükten arındır, Onu zinadan koru!” diye dua etti. Bundan sonra hiç kimse bu gencin kadınlara dönüp baktığını görmedi.” (Ahmed b. Hanbel, Taberani)

Zina eden kimse zina ederken mu’min olarak zina etmez. Hırsızlık yapan kimse hırsızlık yarken mümin olarak hırsızlık yapmaz. İçki içen kimse de içki içerken mü’min olarak içmez. (İbn Ebi Şeybe, Buhari, Müslim, ayrıca; Muttefekun Aleyh Hadisler, Hüner Yayaınları)

"İbn Mesud (r.a.)’den, Hz. Peygamber (s)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Nebi (sav)den “En büyük günah hangisidir” diye soruldu. Cevaben “Allah seni yarattığı halde, ona eş koşmandır.” Buyurdu. Ben “sonra hangisidir?” diye sordum. “seninle yemek yer (yemeğime ortak olur) korkusuyla çocuğunu öldürmendir” dedi. Ben yine “sonra hangisi” dedim. Buyurdu ki: “Komşunun hanımıyla zina etmendir”. Allah bunu tasdik etmek için “Onlar ki, Allah ile beraber başka bir ilaha ibadet etmezler; hak bir sebep olmadıkça Allah’ın haram kıldığı cana kıymazlar ve zina etmezler” ayetlerini indirdi."
(Ahmed b. Hanbel, Abd b. Humeyd, Buhari, Müslim, Tirmizi, İbn Cerir, İbn Münzir, İbn Ebi Hatim, İbn Merduye, Beyhaki)

"Yine Hz. Peygamber (a.s)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:

“Yedi zümreyi Allah gölgenin olmadığı (kıyamet) gününde kendi gölgesinde gölgelendirecek.
Adil imam (idareci, devlet reisi).
Allah azze ve celle’ye ibadet ederek yetişen genç.
Kalbi mescidlere asılı (mescidlerde namaz kılmaya düşkün) olan adam.
Allah için birbirini seven, bu yüzden bir araya gelip, ayrılan kişiler.
Güzellik ve zenginlik sahibi bir kadının davet ettiği ve “Ben Allah’tan korkarım” diyerek bu daveti reddeden adam.
Sadaka veren ve sadakasını sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek derecede gizleyen adam.
Yalnızken Allahı zikredip, gözlerinden yaş döken adam." (Buhari, Müslim)

Yukarıda hatırlattığımız ayet ve bu hadisler açıkça ortaya koymaktadır ki bir Müslüman, Müslüman ismini taşımaya devam etmek istiyorsa zinaya giden yolalrdan uzak durur, zinadan ateşten kaçar gibi kaçar. İnşaallah biz de onlardan oluruz. (Bkz. Furkân, 68 -69)

Bilindiği gibi Yusuf (a.s.) iffeti için zindanı tercih etmişti. Şu ayetler bunu bize haber veriyor: 

"Evinde bulunduğu kadın, onun nefsinden murat almak istedi, kapıları iyice kapattı ve "Haydi gel!" dedi. O da" (Haşa), Allah'a sığınırım! Zira kocanız benim velinimetimdir, bana güzel davrandı. Gerçek şu ki, zalimler iflah olmaz!" dedi.

Andolsun ki, kadın ona meyletti. Eğer Rabbinin işaret ve ikazını görmeseydi o da kadına meyletmişti. İşte böylece biz, kötülük ve fuhşu ondan uzaklaştırmak için (delilimizi gösterdik). Şüphesiz o ihlaslı kullarımızdandı." (Yusuf Suresi, 23,24)

(Olumlu- olumsuz yapıcı eleştirilerinizi beklerim: [email protected] )