Süleyman DİLMEN

05 Şubat 2008

İSLAMİ DAVETİN YÖNTEMİ

Kovulmuş Şeytan’ın her türlü şerrinden Allah(c.c.)’a sığınırım.
Çok merhametli ve esirgeyici olan Allah (c.c.) adına (söze başlarım.)
 
Hamd ve sena/övgü daima Baki olan Allah(c.c.)’a mahsustur. Salat ve selam Allah kelamı Vahiyle şereflenmiş tüm peygamberlere ve Vahyin vasfettiği alimlere olsun. (Bkz. 34/ Fatır 28)
Geçen yazımızda yer alan bir hadisi tekrarladıktan sonra inşaallah bu yazımızda İslam’da Davetin Yöntemi üzerinde duracağız.
Rasulullah (a.s.)’ın şöyle söylediği rivayet olunuyor:
 
“Senin sayende Allah’ın bir kimseye hidayet etmesi, senin için dünyadan ve dünyada olan her şeyden daha hayırlıdır” (Buhari, Cihad, 102 )
 
Davette yöntem o kadar önem arz etmektedir ki bu konu üzerine ayet ve hadisler çerçevesinde yüzlerce eser kaleme alınmıştır.
 
Aynı zamanda o kadar hassas bir konudur ki, benimsenmiş yanlış bir usul insanları İslam'a ısındırmak yerine İslam'dan soğutmakla neticelenebilir.
 
O yüzden yazımızda yer verdiğimiz hususlar sadece konunun önemini anlatmaya yönelik olup, ilgili eserlerden en azından bir kısmını okumamız ısrara layıktır.
 
Kur’andaki Tebliğ İlkeleri ve Metodlarına kısaca değinecek olursak,
 
Kur’andaki Tebliğ İlkeleri
 
1.      Bütünlük İlkesi
Bu ilke insanı aklı, kalbi, duyguları, zaafları, ihtirasları, kıskançlıkları, idealleri, ruhsal ve bedensel kısaca bütün yönleriyle dikkate almak demektir.
Zira insan, parçalardan meydana gelmiş bir birliktir. Bir davet sürecinde mesaj, muhatabın ne kadar çok duyu organına yönelirse o ölçüde etkili olur.
 
2.      “Muhataba Göre”lik İlkesi
Rasulullah (s.a.s.)’den rivayet olunan şu hadisler aslında konuyu özetlemeye yetmektedir:
" İnsanların idrak seviyelerine göre konuşmakla emrolundum. " (Buhârî, İlim, 49)
" İnsanların durumlarına göre hitap edin. " (Ebu Davud, Edeb, 22-23)
 
Çünkü, tebliğe muhatap olacak insanları üç sınıfa ayırmak mümkündür:
·         Halk
Bunların durumu okuma yazmaya yeni başlayanlar gibidir. En küçük zorluk onları uzaklaştırabilir. İşin en kötü yanı ise aynı görevi ifa etmek için daha sonra yaklaşacak doğru usul sahibi kimselere de ön yargıyla yaklaşılmasına sebep olabilir. O yüzden onlara ayrıntılardan ve anlaşılması zor meselelerden bahsetmek uygun değildir. Başka bir deyişle halk, soyut kavramlardan çok somut, gözleme dayalı örneklenebilen şeyleri anlar.
 
Pakistanlı müfessir Mevdudi’den kitabında çok sık yer verdiği örneklerden birini verecek olursak
 
“Kardeşlerim! …Toprağınızı işlemeyi, ekinlerinizi sulamayı ve korumayı, hayvanınıza yem vermeyi, yani işlerinizin yolunda gitmesi için gerekli olan şeyleri ihmal etmezsiniz. Çünkü o zaman açlıktan öleceğinizi bilirsiniz. O zaman niçin Müslüman olmanız ve kalmanız için gerekli olan bilgiye karşı kayıtsız kalıyorsunuz? Böyle bir kayıtsızlık, yaşamdan çok daha değerli bir hadise olan imanınızı kaybettirmez mi size? İman yaşamın kendisinden daha değerli değil midir? … (Gelin Müslüman Olalım, Cahilliğin Tehlikeleri kısmı, Mevdudi, Pınar yay.)
·         Okumuş Kitle
Belirli seviyede eğitim – öğretim derecesine sahip, bilimsel konulara arzu ve merak duyan kesimdir. İncelik isteyen konulara ilgi duyarlar.
 
·         Entelektüeller
Bilimsel konularda uzman nitelikli kişilerdir. Daha çok kendi branşlarına ilgi duyarlar.
 
“Sen Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel şekilde mücadele et.” (16/ Nahl 125) ayeti de insanlar arasındaki bu farklılığa işaret etmesi bakımından da anlamıdır.
 
3.      Süreklilik İlkesi
Şüphe yok ki bazı insanlar tebliği duyar duymaz, bazıları belirli bir düşünce ve ikna süreci sonunda, bazıları da uzun araştırmalar ve incelemeler sonucunda kabul ederken, bir kısım insanlar da, hiçbir olumlu eğilim göstermeksizin yaşar giderler. Dolayısıyla kimin ne zaman inanacağı ya da nasıl tepki vereceği insan için gaybi bir gerçektir. O halde tebliğci kendisini harap etmeksizin, ümidini yitirmeksizin tebliğ etmeye insanlara tekrar tekrar duyurmaya devam etmelidir. (bkz. 39/ Zümer 53, 26/Şuara 3, 43/ Zuhruf 40, 29/ Ankebut 18, 2/ Bakara 272 ayetleri)
 
4.      Tedricilik İlkesi
Derece derece, aşama aşama manalarına gelen tedric, bize tebliğ edilmek istenen konuları belirli bir sıraya ve programa göre, muhatabın hazır oluşuna göre hareket etmemiz gerektiğini öğretmektedir. Aynı zamanda Kur’an da Hz. Rasule (s.a.s.) 23 yılda yani gerektikçe inmiş, topluca inmemiştir. Aynı şekilde Mekke’de yaygın olan haramlar (faiz, içki vs.) acele edilmeksizin risaletin son yıllarında tamamen yasaklanmıştır. Kur’an’da geçen Tedricilik özellikle zina ve içkinin yasaklanması için dikkate şayandır. Çünkü şayet ilk önce “içki içmeyin”, “zina etmeyin” denseydi, onlar “içkiden asla vazgeçmeyiz.”, “zinayı asla bırakmayız” deme ihtimalleri yüksekti. (bkz. 4/ Nisa 43, 17/ İsra 32, 2 /Bakara 219 ayetleri, Buhari, Fezailül Kur’an, 6, Buhârî, İlim, 11 hadisleri)
 
5.      Menfaat ve Karşılık Gözetmeme İlkesi
Tarih boyunca gelen peygamberlerin en önemli ortak özellikleri, insanları tevhid akidesine davet etmeleri ve bunu yaparken hiçbir maddi menfaat beklememeleridir. Bu ortak özelliği Kur’an’ın birçok ayetinde defalarca görmek, hayat kitabımız Kur’an’a azıcık da olsa ilgi duyan herkesin gözden kaçırmayacağı bir gerçektir.
 
100/ Adiyat 8. ayetin belirttiği üzere insan malı ve dünyalığı çok sever. Onu biriktirdikçe biriktirmek, artırmak ister. (bkz. Tekasur suresi)
Ancak gerçekten ahireti dünyaya tercih edenler – ki onlar çok azdır- yalnızca Allah rızası için insanları Hakk’a davet ederken Batıl’ı nehyederler. (bkz. 76/İnsan 5 – 22 ayetleri ve 87/ Ala suresi)
 
Şu gerçek de unutulmamalıdır ki, tebliğ karşısında ücret talep etmek insanlara ağır gelebileceği için dine karşı soğumalarına sebebiyet verecek diğer bir unsurdur. (bkz. 68/ Kalem 46, 10/ Yunus 72, 52/ Tur 40 ayetleri)         
 
6.      Düşünme – Düşündürme İlkesi
Düşünme ve akıl yürütme, ibret almak yoluyla insanın olaylara bakışını, inancını, tutum ve davranışlarını etkileyebilecek, hatta değiştirebilecek bir güce ve role sahiptir. Bundan dolayıdır ki, Kur’an, daima insanı düşünmeye incelemeye, araştırmaya sevk etmekte ve zaman zaman insanların düşünmemelerinden yakınmaktadır.
 
10/Tevbe, 100 : ... (Allah) pisliği (rezilliği) aklını kullanmayanlara verir.
25/ Furkan, 44: sen insanlardan çoğunun söz dinleyip aklettiklerini (düşündüklerini mi ) sanıyorsun? Oysa onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca daha sapkındırlar. (Ayrıca bkz. 3/ Ali İmran, 13/ Rad 2-4 ayetleri) 
Zira şirk ve putperestlik, bir tür düşünce fakirliğinin ve akli tembelliğin bir sonucudur.       
7.      Zorlamama İlkesi
 
Davette yöntemin anahtarını oluşturan Peygamber (s.a.s.)’ in meşhur hadisi hepimizin malumudur.
 
Rasulullah (s.a.s.)‘den şöyle rivayet olunuyor:
 
"Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz." (Buhârî, Cihâd, 164)
 
Şu da bir gerçek ki bilmek tek başına yetmiyor. Önemli olan bildiğimizi hayatımızda uygulamamızdır.
 
Peki öyle mi? İnsanlara dini uygulamanın en kolay halini mi, yoksa en zorlayıcı halini mi teklif ediyoruz?
 
Sünnet olarak nitelendirilen nafile namazları farzmış gibi dayatmamız da çocuklarımızı namazdan soğutan önemli bir unsur olsa gerektir.
 
Ya da namaza uygun bir yol ile davet etmek yerine kılıp kılmadığını çok sık kontrol ederek bekçilik mi yapmış olmuyur muyuz?
 
Halbuki Cenabı Hakk (c.c.) bir ayeti kerimede şöyle buyuruyor:
 
Deki (Doğrusu) Size Rabbiniz tarafından basiretler (idrak kabiliyeti) verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de kör olursa zararı kendinedir. Ben üzerinize bekçi değilim.(6/ En’am 104)
 
Ayrıca (88/ Ğaşiye 21- 26) ayetlerine bakmanız önemle tavsiye olunur.
 
Kur’an’daki Tebliğ Metodları
 
1.      Öncelik Metodu
Bu metod iki bakımdan değerlendirilebilir:
·         Konu Bakımından
Kur’an, akide yani inanç konusuna öncelik vermiştir. O halde insana iman aşılamanın, onun kuvvetini ve direncini kat kat artıracağı ifade edilebilir. Öyleyse Kur’an’la çok sıkı bir ilişki içerisinde olmalıyız ki özelde bu metod, genelde tüm metodlar gereği gibi ifa edilmiş olsun. (bkz. 33/ Ahzab, 1 -2 ayetleri) 
 
·         Muhatap Bakımından
26/ Şuara 214: (Önce) en yakın akrabanı uyar. Ayeti tebliğ yaparken muhatap bakımdan ailenin öncelikli olduğunu açıklamaktadır. Bu ayet aynı zamanda tebliğci ile muhatabın arasındaki güvenin önemini de ortaya koymaktadır. Demek ki tebliğ yapmadan evvel karşımızdaki kişinin en azından bizi tanıyor olması gerekir. İstisnai bir durum olmaksızın çocuklar ve gençler de öncelikli konumdadırlar.
 
2.      Ortak Noktayı Tespit ve Öne Çıkarma Metodu
29/ Ankebut 46: İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla (Yahudiler ve Hıristiyanlarla) ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim İlahımız da sizin İlahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.
Bu ayet ehli kitabı bile öncelikle ortak noktaya davet etmemizi söylerken, biz Müslümanlar birçok ortak noktamız olmasına rağmen birliğimizi bozma pahasına ayrıntılara takılıp düşmanlarımızı malesef sevindiriyoruz. Dolayısıyla tebliğci muhataplarıyla anlaştığı veya anlaşabileceği noktalarda diyalog kurmalı ve bu konular üzerinde tartışmayı öncelemelidir. 

3.      Kıssa Metodu

Kıssalar hacim itibariyle Kur’an’ın yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Bu da açıkça göstermektedir ki tebliğciler – ki usulünü bilen herkes olabilir – çevrelerindekileri davet ederken kıssa metodunu çok sık kullanmalıdır. Özellikle çocuklar, gençler ve yaşlılar davet edilirken çok yüksek ihtimalle başarı sağlanabilir. Tabi ki bu benim 11 yıllık tebliğ sürecinde edindiğim deneyimi ifade eden bir hipotezdir.

Unutmadan hemen belirtelim ki kıssa kesin gerçekleri ifade ederken insan ürünü hikaye ve masallardan bu yönüyle ayrılmaktadır. Kıssalardan hisse çıkarıldığı göz önünde bulundurulmalıdır.
 
4.      Tekrar Metodu
Biz iyice düşünüp ibret alsınlar diye, bu Kur’an’da (olayları) türlü türlü (tekrar tekrar) açıkladık. (17/ İsra 41)
 
Belki doğru yola dönerler diye, ayetleri tekrar tekrar açıkladık. (46/ Ahkaf 27)
 
5.      Temsil (Benzetme – Örneklendirme) Metodu
Kur’an’da yaygın olarak kullanılan metodlardan biriside Temsil metodudur.
Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi: Güzel bir sözü, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca (benzetti).(O ağaç), Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir. Kötü bir sözün misali, gövdesi yerden koparılmış, o yüzden ayakta durma imkânı olmayan (kötü) bir ağaca benzer. Allah Teala sağlam sözle iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Zalimleri ise Allah saptırır. Allah dilediğini yapar.” (14/ İbrahim 24 – 27)
 
6.      Soru- Cevap Metodu
Kur’an, bazen de vereceği bilgilere ilgi ve dikkatleri çekmek için soru sorar.”Ey insan! İhsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir? O ki, seni yaratıp, seni dilediği şekilde birleştirerek düz ve dengeli kıldı. (82/ İnfitar 6-8)
Aynı zamanda Kadir suresinde de Allahu Teala kadir gecesinin ne kadar önemli olduğunu sormakta, aynı surede cevabını da vermektedir. Aynı durumu birçok surede görmek mümkündür. (Ayrıca 82/ İnfitar 17–19,10/ Yunus 34–35, 26/ Şuara 72–73, 75-76 ayetlerine bakınız.)  
 
      7. Karşılaştırma Metodu
Kur’an’ın bilgilendirme metodlarından birisi de karşılaştırma metodudur. Kur’an’da Allah’ın varlığı ve birliği, onun ve diğer ilahların tanıtılması yoluyla anlatılır. Allah diriltir ve öldürür. ( 7/ A’raf 158) daima diri olandır. (40/ Mü’ min 65) Hiçbir şeye sahip değillerdir. ( 34/ Sebe 22) Hiçbir fayda veya zarar veremez, acizdirler. ( 6/ En’am 71) ayetleri çok sayıdaki örnekten sadece birkaçıdır. 
 
Yazının hacmi imkan tanımadığı için değinemediğimiz, tebliğde rol oynayan psikolojik faktörler konusunun önemi de şüphe götürmez bir gerçektir. Bu konuda ayrıntılı ve aydınlatıcı bilgi için şu esere başvurulabilir: Kur’an’da Tebliğ Ve Eğitim Psikolojisi, Mehmet Şanver, Pınar Yay. Sa.81-113
 
FAYDALANILAN VE TAVSİYE EDİLEN ESERLER
 
 
·         Kur’an’da Tebliğ Ve Eğitim Psikolojisi, Mehmet Şanver, Pınar Yay.
·         Hz. Muhammed’in Hayatı ve İslam’a Daveti, Celaleddin Vatandaş, Pınar Yay.
·         Rasûlullah'ın İslâm'a Davet Metodu, Ahmed Önkal
·         Yoldaki İşaretler, Şehid Seyyid Kutub, Pınar Yay  
·         Yürek Fethi, Mustafa İslamoğlu, Denge Yay.
·         Gelin Müslüman Olalım, Cahilliğin Tehlikeleri kısmı, Mevdudi, Pınar yay.
 
Not: Yapıcı eleştirilerinizi beklerim,  [email protected]