Nurefşan ERDEN

27 Ocak 2009

GÜNEŞİNİZDEN KORKMAYIN

Mutluluğunuzu izleyin, duvar gibi görünen şeyler kapıya dönüşecektir.”(Joseph Campbell)

 

Tıpkı İbn Mesud’un (r. a.) söylediği gibi; ’’Bizler inen bir ayeti yaşamadan diğer bir ayeti okumazdık.’’ Fakat günümüzde yürekler öyle bir korkak ki eğer bu sözü tatbik etmeye kalksanız okuduğunuz ilk ayetten sonrası hiçbir zaman başka bir ayet gelmeyecek gibi. Allah’ın sözlerini okuyup yaşanmalı diye dillendirirseniz eğer bu seferde ilginç bir itirazla karşı karşıya kalıyorsunuz. ’’Anlık duygularımızla yapamayacağımız şeyleri konuşmayalım! ’’ Aslında çoğumuz bir ayeti okuduğumuzda bazen içimizde tarif edemediğimiz bir mutluluk duyuyoruzdur. Bu tarz eleştiriler eğer karşımızda bir duvar gibi durmasa belki de bu mutluluğumuz Allah’a açılan bir kapının aralanması olabilir. Sürekli sakin bir İslami anlayışı tembihleyen kardeşlerimiz aslında şunu demek istemiyorlar mı? "Kışı yaşamayalım!’’ Peki bahar nasıl gelecek… Aslında olayların nasıl geliştiği önemli değildir. Birisi şöyle yaptı, olaylar buna sebep oldu, işler ters gidiyor diyen birileri ters gidenin kendisi olduğunu da bilmeli. Unutmamalıyız ki işler hiçbir zaman kendi başına ters gitmez, işleri birileri ters götürür.

 

"Bu dünyadaki en önemli şey nerede bulunduğumuz değil, hangi yönde ilerlediğimizdir.’’(Rick Pitino)

 

Her geminin bir rotası zaten vardır. Fakat bazen deniz kazası, bazen hava şartlarındaki değişmeler, rotanın değiştirilmesini mecbur kılar ama hedef değişmez. Gemi farklı bir rota ile de olsa aynı hedefe gider.

 

Peki, bizdeki eksiklik ne? Neden olmuyor?

 

Hayatının her alanında işe Allah’ın onayının kabulü ile başlayanlar için bu kabul o kadar değerlidir ki, bu yolda küçük iş yoktur. O’nu her an yanında hissedenler aslında her şeye de sahiptirler. O halde neyin yolunda gidip neyin yolunda gitmediğini anlamak için ilk önce görünenden çok görünmenin anlamı üzerinde durmalıyız.

 

Kâinattaki her şey ya güzeldir ya da neticeleri güzeldir. O fırtınalı yağmur ve çamurlu toprak perdesi altında nihayetsiz güzel çiçekler ve nice faydalı bitkiler saklanmıştır. Domates önce yeşildir kırmızılaşması için güneşle cedelleşmesi lazımdır. Kırmızı olmak zorundadır, çünkü fark edilmesi buna bağlıdır. Akvaryumda kırmızı balık görebilirsiniz çünkü onlar tehlikelere karşı mücadele etmek zorunda değiller. Fakat tabiatta hayat mücadelesi yapan hayvanlar içinde kırmızı olana çok fazla rastlayamazsınız. Böyle bir çoğunluk olsa idi avcılar için çok kolay yem olurlardı ve bu tüm bir nesillerinin sonu anlamına gelirdi.

 

O halde üzerinize güneş (vahyin uyarısı) geldiğinde telaşlanmamalısınız. Demek ki kızaracak ve fark edileceksiniz. İşte bu fak ediliş ve vahyin taşıyıcılığında bu bilgileri tüm insanlık adına paylaşmaya yanaşmamanız her halde en büyük suç olmalı. Burada geri dönmeniz zaten kızarıp olgunlaşmış sizler için iyi bir tercih olmayacaktır. Bundan sonra tutunmak istediğiniz, tercih ettiğiniz her yeni hayat sizler için çürümüş, posası çıkmış bir hayat olacaktır. Tabi bu noktada geri dönmeye ya da ilerlemeye karar verecek tek kişi siz olacaksınız. Ama unutmayınız ki kış mevsiminin zorluklarına katlananlar bahara ulaşacaklardır. Sizler her karanlık gökyüzünün bir tarafında da aydınlık bir gökyüzünün olduğunu bilmelisiniz.

 

Bu bağlamda her şeyi olup ta ümidi olmayanlar, her şeylerini kaybetmeye mahkûmdurlar. Ümitsizlik insanın kendini inkâr etmesi gibidir. Buda’nın’’Bütün oluşlar bozuluşlarla beraberdir.’’ şeklindeki söze kayıtsız kalanlar çabucak ümitsizlik anaforuna çekilirler ve batarlar. Hâlbuki karşılaştıklarımız, elde etmek istediğimiz mükemmel bir bütünün birer parçasından başka bir şey değildir. Kışın her iniltisi, her feryadı her ıslığı nazlı bahar bütünlüğünün birer parçasıdır. Bu parçaları ret etmek bunlardan yılgınlık göstermek bahardan da vazgeçmek manasına gelir. Müminlerin baharı cennetleridir. Ama öncesinde dünyada iken şiddetli bir kışı atlatmaları gerekir. O yüzden fırtınalardan korkmayacağız, çünkü korku bütün kuvvetlerimizin insafsızca hapsedildiği karanlık bir zindandır. Korku kapımızı çalarsa ona cevap verebilecek en güçlü silahımız imanımızdır.

 

Unutmayalım ‘’Başarıyı tayin eden yaşamımızın koşulları değil, bizim bunlara verdiğimiz yanıttır.’’(Peter 1.Hirsch)

 

Sözün özü siz siz olun sakın kendinize engel olmayın.