Ahmet ÖRS

23 Aralık 2008

HEPİMİZ MUNTAZARIZ!

Mustazaf halkların bütün bireyleri, kendimiz gibi biliyoruz ki bugünü beklemişlerdir. Son firavunun kafasına ayakkabı atmak hatta o meş’um başı ayakkabılarının altında ezip parçalamak…

 

Pişkinliğin bu kadarına da pes dedirtecek bir pervasızlıkla işgal ve katliamlarla aşağıladığı halka veda ziyaretinde bulunan bir zalim…  Sonra onurlu bir gazeteci; Zalimin yanında saygıyla duran işbirlikçi liderlerin ve zalimin yanında süt dökmüş kediyi andıran meslektaşlarının arasında. Acıların ve isyanın yoğurduğu yüreğiyle karşı karşıya olduğu firavuna haddini bildiren, içindekileri saklamayan…

 

Şu bilinmelidir ki herkes, hepimiz Muntazar Zeydi’nin ta kendisiyiz. Hep öyle bir günde orada olmayı hayal ediyoruz. Zalimleri, katilleri ayakkabılarımızla cezalandırmak, hak ettikleri aşağılanmayı onlara yaşatmak… Bütün dünya mustazaflarının; Guantanamo’da, işkence uçaklarında, gemilerinde tutsak edilen, işkence tezgâhlarından geçirilenlerin en büyük arzusudur zalime o ayakkabıları fırlatmak.

 

Ayakkabının dünyanın vâr olduğu günden bu yana kazandığı en yüksek rütbe bu olsa gerek: Gelmiş geçmiş en büyük firavunlardan birini cezalandırmak için fırlatılmak. Bir ayakkabının bir zalime meydan okuma şansı ve biçimi: Öfkeleri bütün acıların, nefretlerin, öldürülmelerin, işkencelerin, tecavüzlerin, aşağılanmaların toplamı biçiminde topuğuyla burnuyla zalime yönlendirme…     

 

Dünya kurulalı beri tevhidle şirkin, adaletle zulmün mücadelesinde yeni bir perde açılmış bulunuyor. Aşağılanmış, ezilmiş bütün insanlar bundan böyle bir direniş biçimi olarak her aracın ve her ortamın kıymetli olduğunu bilerek yaşayacaklardır. Firavunların egemen olduğu bir dünyada yaşamanın insani bütün değerleri kaybetmek anlamına geleceğini bilerek her zaman ve zeminde onlarla hesaplaşmanın bir sorumluluk olduğuna inanacaklardır.

 

Bu saatten sonra firavun için, şuna da bakın, diyecekler, ne kadar da korkakmış; oysa nasıl da kurumla dolaşıyordu! Biz bir ayakkabı kadar da mı olamayacağız?

 

Irak ya da Filistin, Afganistan, Çeçenistan ve adlarını sayamadığımız bütün işgaller veya zihinleri teslim alınmış bütün mazlumlar için ayakkabının ürettiği cesareti kuşanan yürekler şimdiye kadar ayaklarında yerlerde sürüdükleri ayakkabılarını artık büyük bir saygıyla kalplerinde taşıyacaklardır.