Şahin YETİK
PARA İLE İMANIN KİMDE "OLMADIĞI" BELLİ OLMAZ!
İman etmek ancak iman edilenin emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından da kaçınmakla mümkündür, yoksa sadece kuru bir inanış kendisini hayal aleminin kaf dağında anka kuşu beklemekten başka ne olabilir ki? Eğer burada bir itirazınız yoksa buyurun. Halkımız arasında bir söz dolaşır ''para ile imanın kimde olduğu belli olmaz'' diye ve bu sözü de en çok tutanlar ve arkasına sığınanlar da malesef yaygın bir şekilde gençlerimiz.
Özellikle gençlerimizin imanlarını gizlemek konusunda baya yoğun bir çaba ve gayret içerisine girdiklerine şahit oluyoruz. Peki bu gençlerimiz neden imanlarını gizlemek gereksinimi duyuyorlar dersiniz? Acaba imanlarını paha biçilemez saklı bir inci olarak gördüklerinden ötürü, çalınmasından mı korkuyorlar dersiniz(!) Hayır elbetteki böyle bir bahane olamaz çünki iman paylaştıkça artan bir manevi güçtür. Öyle ise mesele nedir?
Mesele malesef islam'ın koymuş olduğu yasa ve kanunlara uymamak konusunda direten insanların, kendilerini; içerisinde bulundukları nefsani istek, arzu ve hırs barındıran halet-i ruhiyelerinden taviz vermeden, İslam hudutları içerisinde tutma gayretlerinden kaynaklanmaktadır.
Peki iman gizlenmesi gereken bir şeymidir? Yada gizli bir iman mümkün müdür? Dahası gereği yerine getirilmeyen bir iman ne kadar geçerlidir? Evet hadi bir işçiniz olsun ve bir günde 8 saatlik bir çalışma ve iş gücü sonrasında size bir üretimde ya da faydada bulunsun, işte bu işçi hiç çalışmadan söz gelimi yan gelip yatarak mesaisini bitirse ve hal böyle iken sizin işçiniz olduğuna inanarak sizden bir günün sonunda ücretini almaya geldiğinde, siz onu ne kadar işçiniz olarak görüp ücret verirseniz işte o işçinin imanı gibi bir imanın geçerliliğinin de Allah katında nasıl telakki bulacağını varın siz düşünün. Yoksa kendinize lâyık görmediğinizi, Allah’a mı lâyık görüyorsunuz?"Bakın, Allah size kendi hayatınızdan bir temsil getiriyor: Hiç, elinizin altındaki köle ve hizmetçilerden, size nasib ettiğimiz servette, onların payları da sizinki ile eşit olacak derecede, kendinize ortak yaptığınız, kendinize itibar ettiğiniz kadar onlara da itibar edip saydığınız ortaklarınız var mıdır? İşte Biz aklını kullanan kimseler için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz." (Rum, 30/28)
İnsanlar kendilerine layık görmediklerini Allah'a layık görmeye ne kadar da hevesliler. Söz gelimi; kininden dolayı bir müslüman için iki cihan bir araya gelse affetmeyeceğini açıkça söyleyebilen bir insan, söz konusu Allah c.c. olunca en azılı kafir bir kimse için bile cehennemden zamanı gelince Allah'ın affı ile çıkabileceğini savunabilmektedir. Dolayısı ile konuyu fazlaca dağıtmadan iman etmenin insana ameli bir takım sorumluluklar yüklediği aklen de, fikren de, Kur'an-ı kerim ile ayan beyan açık olduğu ortadadır. Bu yüzden imanın kimde olduğu belli olur diyoruz.
Paranın kimde olduğu da aynı şekilde az çok bilinir ancak Bakara Suresi 273. ayete binaen paranın da kimde olmadığı belli olmaz diyoruz. "Allah yoluna kapanmış olup şurada burada dolaşmayan fakirlere verin. İstemekten çekindikleri için, bilmeyen onları zengin zanneder. Onları simalarından tanırsın. Yüzsüzlük edip halkı rahatsız etmezler. İşe yarar her ne verirseniz, hiç şüphesiz, Allah onu bilir." Bu ayete istinaden de zengin gibi görünen ancak fakir olan insanların olduğuna kanaat getiriyoruz.
Evet tüm bu sebeplerden ötürü İslam'a saygısızlık olarak görmüş olduğum bu sözü "para ile imanın kimde olmadığı belli olmaz" diyerek değiştiriyorum. Doğrularımız Rabbimizin bir lutfu yanlışlarımız ise kendi nefsimizdendir. Selam ve dua ile...