Ahmet ÖRS

05 Mayıs 2009

RAHAT BIRAKIN İNSANLARI

1 Mayıs Taksim’de olmaz! Neden olmaz, yılbaşı olur, maç kutlaması olur da neden 1 Mayıs olmaz?
Olmaz işte… Devlet dediğin sırf inat olsun, yasak olsun, cop, gözaltı olsun diye izin vermez! İnsanları rahat bırakmazlar ki gidip herkes rahatça kutlamasını yapsın, kargaşa olmasın!

AKP zenci muamelesi gördüğünü unutup, devleti halktan koruyor, “Taksim olmaz!” diyor. Herkes olmaz dese bile sen serbest bırak. Herkes dilediği gibi yürüsün, haykırsın; copu, göz yaşartıcıyı da unutsun! Ama olmaz işte, olmaz, her ne hikmetse!

***

Türkçe dışında bir dil konuşamazsın, kullanamazsın! “Vatandaş Türkçe konuş!” diye kampanyalar düzenlersin, yasaklarla, kovuşturmalarla insanlara hayatı zindan edersin!

Allah’ın yarattığı dili yasaklayarak tanrılaşma iddiasında bulunursun alenen. Ülke yangın yerine döner. Kan, gözyaşı memleketi topyekûn teslim alır.

Ama olmaz, eğer olacaksa bile resmi ideolojinin propagandasıyla olur ancak! Kimse adam gibi anasından babasından öğrendiği dilini rahatça okulda, kamuda, televizyonda kullanamaz!

Ya anlamadığımız bir şey konuşursa! Ya gözümüzden bir şey kaçarsa! Kaçarsa kaçsın. Tanrılaşma iddiasında bu kadar ileri gitmek, hayatı insanlara zehir etmek, üç günlük hayatı çekilmez kılmak iktidarınızı daha da uzatır mı sanıyorsunuz?

***

Başörtüyle giremezsin! Başörtüsü yasak! Hicabı kuşanmak yasak!

Bütün lügatiniz yasaklarla dolu. Başka kelime bilmeyen dayatmacının dilinden çıkan laf sadece bu. Okula giremezsin, kamuda çalışamazsın, filan yerde bulunamazsın, halk seçse bile kafana göre giyinemezsin!

Okulda sıra, sırada komut, komutta ruhsuzluk… Çocuklarımızı robota döndürdüler. Dersleri teste çevirip hayatları karartmak en büyük maharetleri. Akşam sabah emir, yasak. Sanat, düşünce sıfır. Anlıyor musunuz, kocaman bir sıfır!

Başörtüyle derslere girerlerse düşünebilir çocuklar, düşünürlerse hakikatler ortaya çıkabilir; foyalar orta yere serilebilir.

***

İnsanlara hayatlarını çekilmez hale getirmekten bıkıp usanmadınız mı? Baskının yareni olmaktan utanıp sıkılmadınız mı?

Rahat bırakın insanları kardeşim!

Hangi dili konuşup nasıl giyineceklerini, hangi okullarda neler öğreneceklerini size mi soracaklar?

Onların velîsi siz misiniz?