Halid Şibib, Suriye’de 100 bin insanın vatana ihanet suçlamasıyla cezaevlerine atıldığını ve halen ülke genelinde 134 faal işkence merkezi bulunduğunu iddia etti; rejimin işkence merkezlerinin bulunduğu yerlerin başında Tedmur, Saidneya ve Mezze'yi saydı.

"Bu meşhur işkencehanelere ek olarak rejimin elinde bulunan bölgelerde tüm Suriye istihbarat merkezlerini en vahşi işkencelerin mazlum halka tatbik edildiği mekanlar olarak sayabiliriz" diyen Şibib Yermuk, Guta ve Humus gibi kuşatılarak açlığa mahkum edilen Suriyelilere yapılanı da işkence olarak tanımladı. 

Şibib "elimizde fazlasıyla delil var, bu zulümlerin müsebbibleri bir gün Uluslararası Lahey ve benzeri mahkemelerde hesap vereceklerdir. Hatta bu suçlar muhalifler tarafından da işleniyor olsa sorumlularını mutlaka adalet önüne çıkaracağız" dedi.

Suriye sınırı yakınlarında Al Jazeera'ye konuşan Hamalı eski hakim, Beşşar Esed'in bir akrabasını yargılarken 2005'te istifaya zorlandığını söyledi.

Şibib, Suriye'deki iç savaşta gittikçe daha da ciddi bir sorun halini alan insan hakları ihlallerini belgelemek üzere Londra'da kurulan 'Uluslararası İnsan Hakları Kuruluşu'nun başkanlığını yapıyor. 

Kuruluş çalışmalarını Kuveyt ve Suriye'deki merkezler üzerinden yürütüyor.

Kadın ve çocuklara yönelik işkence

Türkiye'deki konferansta Suriye’de yaşanmakta olan ihlâlleri anlatan Halid Şibib savaşta en ağır faturayı kadın ve çocukların ödediğini anlatıyor. 

Şibib yaklaşık 200 bin kişinin öldüğü Suriye'deki iç savaşta, resmi rakamlara göre ölenlerin 11 bin 500'ünün çocuk, 10 bin 800'ünün ise kadın olduğunu ancak kendi verilerinde bu sayının toplamda 40 bine yaklaştığını söylüyor.

İnsan hakları savunucusuna göre kadın ve çocuklar sadece ölümle değil işkence ile de karşı karşıya. "Beş yaşındaki çocuklarımızın tırnakları çekiliyor veya diğer organları koparılıyor. Kadınlarımıza meydanlarda tecavüz ediliyor, böyle bir zulüm bugüne dek nerede, ne zaman yaşandı bilmiyoruz. Geçmişte ve bugün birçok diktatör gördü insanlık ancak Beşşar Esed gibisini görmedi. Sivillere yönelik bu hıncın sebebini de anlamakta güçlük çekiyoruz" diyor. 

Fiili işkenceler yanında varil bombaları ve füzelerle vurulan sivil yerleşim beldelerinde sistematik ve sürekli bir savaş suçu işlendiğine dikkat çeken Şibib yüz binlerce insanın yaşadığı beldelerin ablukaya alınarak açlıktan ölümüne sebep olunmasını da bir tür işkence olarak niteliyor.

Suriye’de yaşanan süreçte işlenen suçlarla ilgili uluslararası kriterlere uygun deliller elde ederek, tüm işkence suçlularının hukuk önünde bir gün hesap vermesini sağlayacaklarını ifade eden Uluslararası İnsan Hakları Kuruluşu Başkanı "Sergilenen vahşet kadar uluslararası toplumun kayıtsızlığı da bu tablonun vahametini arttırıyor. Birçok ülkede halen İkinci Dünya Savaşı'nda yapılan ihlâller konuşulmakta, oysa Suriye’de her gün bu çerçevede birçok skandal yaşanıyor. Ancak kimsenin bu yönde harekete geçtiği yok. Bu noktada bize reva görülen çifte standardın arka planında yatanın bizim mazlumlarımızın Müslüman olması dışında herhangi bir açıklaması olmadığını düşünüyoruz" diyor. 

(Yılmaz Bilgen / Al Jazeera)