"Hicret kaçış değil, ümmete giden yolun bir parçasıdır"
Mehmet Gündüz: Hicret bir kaçış değildir. Görevi bırakıp rahata kavuşmak değildir. Ümmete ve devlete giden yolun taşlarını döşeme çabasının bir parçasıdır. Nitekim Hz. Peygamber “biraz sizden, biraz bizden” diye taviz verip uzlaşarak Mekke’de kalabilirdi. Ancak bunu asla yapmadığını biliyoruz. Oysa bugün Müslümanlar Mekke şirk sistemiyle temelde aynı niteliklere sahip şirk sistemleriyle barışık yaşamaktadırlar. Bize düşen Rabbimize, onun hidayet yoluna hicret etmektir. Elimizde bizi yolda bırakmayacak yoldaki işaretler, yol haritası bulunmaktadır.
21-03-2013
Kur'an Nesli Kültür Merkezi'nin "Alternatif Eğitim Dersleri" programında bu hafta Mehmet Gündüz’ün anlatımıyla "Hicret Mefhumunun Önemi" konusu konuşuldu.
Program Mustafa Güven’in Kur’an’daki hicretle ilgili bazı ayetleri ve meallerini okumasıyla başladı. Ardından kürsüye gelen Mehmet Gündüz, Kur’an’dan dualarla başladığı konuşmasında, hicret denilince akla ilk olarak Hz. Peygamber ve arkadaşlarının geldiğini ifade ederek başladı. İslam öncesi Mekke’nin şirke dayalı inanış ve işleyişinden söz eden Gündüz, Hz. Peygamberin peygamberliği öncesi bu toplumun şirke dayalı işleyişine katılmayıp arayış içinde olmasını ve Hira’ya yönelmesinin de bir nevi hicret olduğunu ifade etti.
“Hicret bir şeyden kopup ayrılmaktır” diyen Gündüz, kavramsal olarak da hicretin bâtıldan, bâtıl anlayış ve işleyişlerden koparak hakka yönelmek olduğunu söyledi ve ilk inen surelerden olan Müzzemmil’deki “Onlardan güzelce hicret et, ayrıl” emrini hatırlattı. Mekke döneminde İslam daveti toplumla buluşmaya başlayınca, Mekke oligarşisinin İslam’a düşmanlıklarını giderek artan bir dozda yürürlüğe koyduklarını aktaran konuşmacı, “Mekke’de ciddi bir ayrışma yaşanıyordu. İslam’la tanışan insanalr şirkten tevhide, bâtıldan hakka hicret ediyorlardı. Rabbimiz Müzzemmil Suresinde Rasulü ve ona iman edenlerden, müşrik işleyişten ayrışmalarını istemiştir. Evet, hicret ayrışmaktır. Zihnen kalben, akidevi olarak ve tabii ki fiilen bâtıldan ayrışmaktır. ” diye konuştu.
Peygamberlerin hicretlerinden de söz eden , Kur’an’ın, kıssalarında bu hicretleri aktararak bize yol gösterdiğini ifade etti. Gündüz, Ashab-ı Kehf’in saraydan mağaraya hicretine değinerek bugünse insanların şirk saraylarına girmek için çaba gösterdiğini kaydetti.
Gündüz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hicret bir kaçış değildir. Görevi bırakıp rahata kavuşmak değildir. Ümmete ve devlete giden yolun taşlarını döşeme çabasının bir parçasıdır. Nitekim Hz. Peygamber “biraz sizden, biraz bizden” diye taviz verip uzlaşarak Mekke’de kalabilirdi. Ancak bunu asla yapmadığını biliyoruz. Oysa bugün Müslümanlar Mekke şirk sistemiyle temelde aynı niteliklere sahip şirk sistemleriyle barışık yaşamaktadırlar. Bize düşen Rabbimize, onun hidayet yoluna hicret etmektir. Elimizde bizi yolda bırakmayacak yoldaki işaretler, yol haritası bulunmaktadır.”
Kur'an Nesli Kültür Merkezi'nin "Alternatif Eğitim Dersleri" programı inşaallah 23 Mart Cumartesi akşamı Kemal Songür’ün sunumuyla "Kaza, Kader ve İrade" konusuyla devam edecek.
- Müslümanlar Olarak Bir “Bayburt Dâvâmız” Olmalı
- Mallar ve canlarla imtihan
- "Türk-İslam sentezi" nedir, İslami açıdan meşruiyeti var mıdır?
- Kur'an'la Hükmetmeyip Onu Mehcur Bırakanların, Onun Yırtılmasını Kınama Hakkı Var mı?
- Kurumsallaşmakla imtihanımız
- Feminizm bir sonuçtur
- Müslüman, Sistemin İçinde mi Olmalı, Dışında mı?
- Selamun Aleykum Arapça, Günaydın Türkçe mi?
Makaleler
Hava Durumu