"İslami kuruluşlar"dan şirk anayasasının tamirine aktif destek

Akabe Vakfı, AKV, AKDAV, Fatih Akıncıları, İHH, İMH, Mazlum-Der ve Özgür-Der'in temsil edildiği toplantıda, despotizmi gerileceği belirtilerek anayasa değişiklik paketine aktif destek kararı alındığı açıklandı.

12-08-2010


İslam ve Hayat

Kendilerini "İslami kuruluşlar" olarak tanımlayan çeşitli sivil toplum kuruluşları, Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi'nde yaptıkları ortak basın açıklamasında, Hükümet'in anayasa paketinin oylanacağı referandumla ilgili tutumlarını kamuoyuyla paylaştılar. 

Akabe Vakfı, AKV, AKDAV, Fatih Akıncıları, İHH, İMH, Mazlum-Der ve Özgür-Der'in temsil edildiği toplantıda, despotizmi gerileceği belirtilerek anayasa değişiklik paketine aktif destek kararı alındığı açıklandı.

Toplantı sonunda kamuoyuna yapılan basın açıklamasında ise şu ifadelere yer verildi:

"Halka güvenmeyen ve onun tercihlerine kuşkuyla bakan bir devlet anlayışı, ülkemizdeki sorunların derinleşmesinde önemli bir etkiye sahip. Siyasal iktidar ve devlet iktidarı olarak bölünmüş bir devlet yapısı kabul edilemez.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bugüne kadar yaşadığı tarihi, bu ikili iktidar yapısının oluşturduğu sorunların tarihi olarak da okunabilir. Son 7-8 yıl içinde, siyasal kriz olarak nitelenen bütün olayların vesayetçi bürokrasinin hukuksuz bir şekilde inşa ve işgal ettiği iktidar alanını kıskançlıkla korumasından kaynaklandığını görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye'nin sorunlarının önemli bir kısmının kaynağı olan bu ikili iktidar yapısına son verilmesi gerekmektedir. Halkın temsil yetkisi verdiği insanların, hukukun sınırları içinde kalmak kaydıyla, müdahil olamadıkları hiçbir iktidar alanının olmaması gerekir.

Buraya kadar saymış olduğumuz ve burada ifade etmediğimiz sorunların halledilebilmesi için atılacak en önemli adımlardan bir tanesi yeni bir anayasanın yapılmasıdır. Yeni anayasa bugüne kadar yaşamış olduğumuz sorunların hallinde önemli bir girişim olacak; hem de darbe anayasalarına mahkum olma ayıbından bizi kurtaracaktır.

Ancak, bir kısım seçilmişlerin siyasi planları ve statükodan yana tavır almaları sebebiyle bugünkü meclis aritmetiği yeni bir anayasa yapmaya imkan tanımamaktadır. Bütün şartlar zorlanarak 26 maddelik bir Anayasa değişikliği paketi meclisten ancak geçirilebilmiştir…

12 Eylül 2010'da halkın oyuna sunulacak bu değişiklik girişimi bugüne kadar yapılan değişikliklerden daha kapsamlı ve vesayet sisteminin kurumsal yapılarına müdahale eden bir mahiyet arz etmektedir. Bu müdahalelerin ve değişikliklerin ona asla özgürlükçü bir anayasa özelliği kazandırmayacağını da biliyoruz. Ve halkın egemenliği söyleminin slogan olmaktan öteye geçmesi için, anayasanın halk iradesine ipotek konulmadan tam bir serbesti ile yapılması gerektiğine de inanıyoruz.

Biz aşağıda ismi yazılı olan kurumlar anayasa değişiklik paketine bu çerçevede "evet" diyeceğiz. Çünkü bu anayasa değişiklik paketinde sendikal hürriyetlerin genişletilmesi, kamu denetçiliği kurumunun ihdası ,Yüksek Askeri Şura kararlarına yargı yolunun açılması, seyahat hürriyetinin genişletilmesi, özel hayatın masumiyeti, sivillerin askeri mahkemede yargılanmasına son verilmesi ve benzeri konuları düzenleyen maddeler, eskiye nazaran genellikle daha iyileştirilmiş ve insanların hayatlarına olumlu etkileyebilecek bir şekilde düzenlenmiştir.

Cumhurbaşkanının kurumlara üye seçiminde TBMM'den daha güçlü kılınması gibi bize göre eleştirecek yönleri olmasına rağmen, bu değişikliğe "evet" diyoruz. Çünkü bu değişikliklerin vesayet sisteminde gedik açan önemli düzenlemeler ihtiva ettiğini ve daha özgürlükçü bir anayasanın önünü açtığını düşünüyoruz. Bu gerekçeyle vesayetçi bürokratik yapıyı gerileteceğini, halkın özgürlük alanını da genişleteceğini düşündüğümüz değişiklikleri destekliyoruz.    

Bizler bu paketi destekliyoruz, çünkü; kapalı devre seçim sistemiyle üyelerini belirleyen HSYK ve Anayasa Mahkemesi gibi vesayet kurumlarının yapısının değişmesini istiyoruz. Tüm toplum kesimlerinin taleplerini karşılayan, sivil, özgürlükçü, ve adaleti tesisi önceleyen TOPLUMSAL SÖZLEŞME niteliğinde bir anayasa talebimizi tekrarlıyoruz."

Bu arada Özgür-Der'in aktif destek kararına katılmakla birlikte katılmadığı ifadelere yer verilmesi sebebiyle söz konusu bildiriye imza atmaması dikkat çekti.

Söz konusu kuruluşları, şirk düzeninin makro işleyişini yeni bir düzene kavuşturacak olan ve neticede şirk anayasasının tamiri anlamına gelen anayasa değişiklikleri konusundaki bu tutumlarını tevhid akidesi çerçevesinde yeniden değerlendirmeye tabi tutmaya davet ediyoruz.

Etiketler : #İslami   #kuruluşlardan   #şirk   #anayasasının   #tamirine   #aktif   #destek   
YORUMLAR
  • taha   26-09-2010 01:28

    Makalenin başlangıcı yazının devamı hakkında fazlaca bilgi veriyor. Kendilerini "İslami kuruluşlar" olarak tanımlayan çeşitli sivil toplum kuruluşları.... diyerek devam ediyor.Arkadaşlar;Siz, bize oy verdiğimiz için kafirmi diyorsunuz? Memlekette müslüman kalmadı sizin tariflerinize göre. Bu fikri savunan arkadaşlar acaba bu güne kadar ne yaptılar? Bir çivi bile çakmadılar. Sadece konuştular.Tekfir ettiler. Bu zihniyet Hz.Hüseyini katleden zihniyettir. EDİTÖRÜN NOTU: Taha kardeş, kesinlikle tekfir gibi bir yaklaşımımız yoktur. Bakın, size kardeşimiz olarak hitap ediyoruz. Lakin şirk anayasasının yapımına iştirak etmek, teşri işlemine dahil olmak İslami ölçülere göre yanlış bir tutumdur.

  • Abdullah AYDIN   19-08-2010 14:44

    12 Eylül’de oylanacak anayasa değişikliğine „Evet” demenin Müslümanlara fayda sağlayacağına inanmak şöyle dursun, %99’u Kur’an ve Sünnet’ten, %1’i de Demokrasi’den oluşan bir anayasaya dahi „Evet” demek insanı küfre götürür! Bir Müslüman, muhtevası küfür ve şirkle dolu olan, hakimiyyet hakkını Allah’tan gaspedip insanlara veren, „Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” diyen bir anayasaya nasıl „Evet” diyebilir? Anayasa değişikliğinin getireceği bir takım özgürlükler(!), aslında sistemin bekâsı ve Müslümanların da bu kanunlarla idare edilmeye razı olmalarını sağlayarak topyekün bir milleti müşrikleştirmek için tezgahlanmış büyük bir oyundur. Onun için Müslümanlar tağuti anayasaları ve sistemleri kökünden red etmelidir. Hatta Müslümanlar, hakimiyyetin yalnızca Allah’ın oluncaya kadar tağuti sistemlere karşı savaşmalıdır. Tek çözüm: ''Fitnenin kökü kazınıp Allah'ın dini kesinlikle egemen oluncaya kadar onlarla savaşınız. Eğer yaptıklarından vazgeçerlerse, hiç şüphesiz Allah onların ne yaptıklarını görür.'' (Enfal, 39) Müfessirler burdaki fitnenin ''şirk'' olduğunu söylemişlerdir. Rabbim bütün Müslümanlara Tevhid şuuru ihsan eylesin!.. Amin.

  • abdulmetin   18-08-2010 01:49

    "Onlar hâlâ cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah'tan daha güzel olan kimdir?" Maide 50

  • Orhan Albayrak   15-08-2010 22:36

    Sezai bey yazılan hiç bir yazıda kimsenin kimseyi tekfir ettiğine dair bir şey yok.Siz nasılki fikirlerinizi söylüyorsunuz hemde Allah tasavvuru bile sakat diye tanımlıyorsunuz ki biz onu dahi yapmıyoruz.Bizde düşündüklerimizi söyleyerek yanlış gördüğümüz bir şeyden müslumanları uzak tutmak istiyoruz.Tekfircilik despotluk hakaret sizin yazılarınızdamı var bizim yazdıklarımızdamı.Allah tan kork.Uslubunu da düzelt.

  • muallim   15-08-2010 15:45

    sezai bey,islami hassasiyetlerinden dolayı sandığa gitmeyeceklere zımmen tekfirci, risk almayan ve Allah tasavvuru sakat kişiler diyerek bir hayli iddialı sözler sarf etmişsiniz. sorarım size, oy kullanmakla mı doğru bir Allah tasavvuru kazanılıyor, sorarım size oy kullanmayanlar risk almayanlar mıdır. anlaşılan islami mücadelede yelkenleri çoktan suya indiren ve bir mehdi gelecek bizi kurtaracak mantığıyla akp nin beşeri ve sadra şifa olmayacak yasasına sarılan bir anlayış içindesiniz. islami ve insani taleplerimiz ve bu konudaki mücadelemiz oya tahvil edilmeyecek kadar kıymetli ve uzun soluklu bir mücadeleyi gerektirecek kadar sabır, takva ve direniş temelli bir uğraştır. kimsenin de kimseyi tekfir ettiği yok. kuran oku ve vicdan terazinde öyle bir değerlendirme yap diye acizane tavsiyede bulunurum.

  • Zülküf arslan   15-08-2010 12:39

    sezai bey soruyorum size saydığınız peygamberlerden hangisi allahın inin hükmündezerre kadar taviz verdiler ve tevhidi duruşlarını bozdular. ve unutma hakka şahidlik eden ve dini allaha has kılmak ve muvahhid müminlerin ilk başta red edmesi gereken KULA KULLUĞU esas alan bi oylamayla karşı karşıyasın, başta bi red edde sonra ne yapacağına bak. halkın egemenliği insanın kendini ilahlaştırmasıdır,yani her oy kullanan kendini egemen sayıp allaha ortak koşmuş olduğu gibi verdiği yetki ilede şeytanın vekillerinide kendine BÜYÜK İLAH edinmiştir. Ve rabbim ayatindede her insanın eski CAHİLİYESİNE TOPUKLARININ ÜZERİNDE TEKRAR DÖNE BİLECEĞİNİN BEYANINI YAPIYOR.. duyurulur...

  • Çetin yıldırım   15-08-2010 04:32

    Haberin verilme şekli yadırğıyorum.Daha mütedil bir uslup kullanılması gerekirdi diye düşünüyorum.Haksızlık yapıldığı kaanatine sahibim.

  • yahya şahin   15-08-2010 00:02

    bir müslüman olarak benim reyim anayasanın Kur-an olmasından yanadır. bundan hariç her tercih batıldır yok olmaya mahkumdur. Kur-an!a rağmen beşeri sistemlerin anayasaları kafirdirler bense kafirlerin tercih konusu olduğu seçimlere katılmaktan Allah!a sığınırım. çünki kim kimi vekil seçerse O, O'ndandır. Allah sabredenlerle beraberdir.

  • sezai bünyamin   14-08-2010 14:29

    tekfir et kurtul,risk alma haşa Allah tasavvuru bile sakat bir eylem ile cehenneme sokan anlayış...rum suresinde rumlar yenince sevinen sahabe şirke girmiyor...firavunun karşısında musa talepte bulunuyor şirke girmiyor... kralın karşısında hazine talebinde bulunan yusuf şirke girmiyor .. açık açık darbecileri geriletecek ve bugüne kadar taleplerimizin birkısmına cevap verecek referendumda oy kullanacak müslümanlar şirke düşüyor ... heyhat bu kafa mazlumlara -müstazaflara çözüm olacak nerdeeee..ayrıca özgürderi haksızca eleştirenler özgürderin bugüne kadar yaptıklarına baksınlar birde kendilerine.. selam hidayete tabi olanlara... EDİTÖRÜN NOTU: Kimsenin kimseyi tekfir ettiği yok, sayı yorumcu, siz rahat olun.

  • ömer bitlis   14-08-2010 05:06

    Referandumda Evet çıkmasını istiyorum, ama bu istek kimliğimi bulandırmama sebep olmamalı... Birkaç değerlendirmede bulunmak istiyorum. 1. Referanduma "evet" dememek "hayır" demek değil ise; memur ve işçi hakları, özürlüler ve kadın hakları konusundaki olumlu gelişmelere, darbecilere engel olmaya, hukuk alanındaki kadrolaşmalara karşı "sessiz kalmak" değil midir? 2. Filistin'de Hamas'a ve Lübnan'da Hizbullah'a caiz olan siyasi tavırlar, içtihadlar vs. (Şimdilik ayrıntıya gerek görmüyorum.) Türkiyeli Müslümanlara niçin caiz değildir? Yoksa onlar da mı tağuttan yanadırlar?. 3. Haksöz, Özgürderin tavrına kimse niyet okuyuculuğu yapmasın, olay gayet açıktır. Özgürder metni yetersiz (Anayasayı tümden reddettiğini açıklayan paragraf çıkarıldığı için...) bulduğu için red etmiştir ama refarandumda Evet çıkmasının daha uygun olacağını kabul ettiği için orada yer almıştır... 4."Söz konusu kuruluşları, şirk düzeninin makro işleyişini yeni bir düzene kavuşturacak olan ve neticede şirk anayasasının tamiri anlamına gelen anayasa değişiklikleri konusundaki bu tutumlarını tevhid akidesi çerçevesinde yeniden değerlendirmeye tabi tutmaya davet ediyoruz." Değerlendirme daveti her zaman yapılmalı ancak bu konunun şirk anayasasının tamiri değil kırılması için atılan bir adım olarak görüldüğü için yapılan bir adım olarak görülmesi gerektiğini belirtmek isterim...

  • muallim   14-08-2010 02:09

    sadece soruyorum. müslümanlar 13 eylül sabahı laik kemalist şirk sisteminden arınmış vaziyette mi, yoksa bu sistemi daha güçlü kılar vaziyette mi uyanacaklar? soruyorum, biz sağlanacak görece özgürlüklerle daha mı rahat bir islami hayat yaşayacağız, yoksa daha mı dünyevileşip kapitalistleşeceğiz? kendimizi kandırmayalım dostlar. sisteme eklemlenme yarışına girmişiz adeta. ne olduda değerler böyle ters yüz edildi. ne olduda tevhidi duruşumuz bu kadar çarpıtıldı ve erezyona uğradı.çok mu eziyet gördük bu dava yolunda. yada hak elde etmek sadece evet demekle mi elde edilecek? mücadele yolunda çile ve eziyet çekelim demiyorum, ama Allah aşkına türkiyeli müslümanlar yerel ölçekte akp ile birlikte neleri kazanıp neleri kaybettiklerinin ciddi bir muhasebesini yapsınlar.merkezin nimetlerinden yararlanmak mı sadece kemalist sistemle mücadele etmek. cemaatler artık müslüman şahsiyet değilde özgür ve demokratik birey yatiştirecekler sanırım.neyse Allah ayaklarımız kaydırmasın ve bizleri akp nin ( aklı karışıklar partisinin )dünyevileşme tehlikesinden uzak tutsun.

  • HUSEYIN SASMAZ   13-08-2010 14:23

    BİR TOPLUM NASIL İSE ÖYLE YÖNETİLİR. BİR TOPLUM NEFİSLERİNDEKİLERİ DEĞİŞTİRMEDİKÇE ALLAH O TOPLUMUN NEFSİNİ DEĞİŞTİRMEZ. CENNET DE VAR CEHENNEMDE.... BOŞUNA YARATILMADIĞINI DÜŞÜN....

  • M.FURKAN   13-08-2010 09:19

    Sizler bir araya gelip Kur'anı sorumluluk içinde Rasullah'ın şahitliğinde günümüz cahiliyesinde nasıl bir ilahi sorumluluklarımızın olduğunu ve topluca Allah'ın dinene sımsıkı sarılın ilahi uyarısının sorumluluklarını tartışarak, beşeri anayasalara değil, ilahi tevhid ve adalet temelli toplumsal yasaların oluşturulmasındaki sorumluluklarımızı tartışıp, İbrahim’i, Nuh’u ve Muhammed’i bir tavrın şahitliğne soyunma sorumluluğunu konuşup kararlar alacağınız yerde, nelerle uğraşıyorsunuz. Allah(c.c) bizlere yaşadığımız dünyada Tevhid’in şahidleri olmamızı, cahiliyeden mutlaka korunarak, islamın net temsilliğini yapmamızı tüm şartlarda emretmiyor mu? Almış olduğunuz ortak kararları Kur’an la temellendirmeniz İslami sorumluluğunuz değimli. Sizler ne zaman topluca Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ayeti için bir araya geleceksiniz. Rabbim bizlere Kur’anın gündemi ile gündem belirlemeyi, hayata ve topluma bakmayı nasıp etsin.

  • HÜSEYİN ALAN   13-08-2010 01:04

    UNUTULMAYACAK "DAMGA" Hiç uzatmadan, bu ülkede 82 anayasası, 3o yıl boyunca sağcı ve özellikle de solcu kesimler tarafından meşruiyeti dahil her yanı ile sorgulandı, tartışıldı, tartışıldı... Aynı süre içinde bu anayasayı ve bağlı düzeni savunan kesimleri de lanetlemeye hep devam ettiler. Bu günlerde gündemden düşmeyen; cunta karşıtlığı, militarist-oligarşik iktidar yapısı, rejimin işkenceci-katliamcı olması, işkencecilerin hep gündemde tutulması, onların unutturulmaması; hakkını vermek gerekirse, o günlerin kahramanları! olarak çoğunlukla da solcuların eseridir. Sağcı-solcu taraflar olarak 12 eylül askeri cuntanın oyununa nasıl getirildiklerini, ideolojik gruplar olarak nasıl kullanıldıklarını; 12 eylül militarist yönetiminin dışardan destekli yeni bir düzen kurma uğruna iç toplumsal dengeleri yeniden kurmak için kendilerinin nasıl tezgahlandıklarını ve oyunlara getirildiklerini vs fark ettikten sonra... Laneti devam ettirenler asaletlerini korudular, her daim övündüler, onurlu geçmişleri ve savundukları davaları ile; uğruna verdikleri "şehitleri" ni de hep yaşatarak ve rejimle hiç bir ortak noktada buluşmayarak... Tersine, kendilerine sumulan imkanlara ve pozisyonlara fit olanlar ve geçmişlerinden "tevbe" edenler; umutlarını, hayatlarını, davalarını ve yoldaşlarını "satışa" sunmanın karşılığında "ulusalcı" bir çizginin savunucusu olmak gibi "lanetlenmiş" ler olarak bu toplumun tarihinde "onurlu" yerlerni aldılar! Bu ülkede,60-70 yıllık "sahici" sol davasının hikayesini ve kahramanlarını merak edip okuyanlar, ibret alıp okuyanlar, yukarda ne kast edildiğini daha iyi anlayacaklardır! AKP üzerinden yeniden dizayn edilen sisteme "anayasal kaide'de" destek olurken kendi grupsal varlıklarını, hesaplarını ve geleceklerini kamufle ederek "islamcı gruplar" adı ile taleplerde bulunup görüş beyan edenler; bu güne kadar hangi "islamcı gerekçe" ile ( dünya alem bilir ki, İslamcılık, siyasi bir duruş ve taleple maruf bir etkinliktir de... )ne gibi bir duruş üretip bir talepte bulundıklarının sorgulanmayacağını da hesaba katarak; kurulduğundan bu güne kadar "islam" la savaştığını asla gizlemeyen, bu değişikliklerle de İslamı "değiştirdiğini" ilan edip barış "kadehleri" kaldıracak olan sisteme verdikleri desteklerle, bu ülkenin hangi "kahramanlar" tarihinde yer alacaklarını kendileri belirlemiş oluyorlar!

  • Fahri ERGÜN    13-08-2010 01:03

    Gündem müslümanları öylesine esir almış ki doğrusu ne yaptıklaını bilemiyorlar.Başlı başına şirk olan bir anayasaya nasıl olurda müslümanım diyen insanlar gidipte evet diyebilecekler?Bunun vebalini Rabbimize nasıl VERECEKLER?Eğer ben Rabbime hesabını verebilirim diyorlarsa gidip sandıklara evet oyu versinler.

  • Ebu talha   12-08-2010 23:24

    Özgürder imza atmamış mış.Rıdvan bey in açıklamalarına bakarsanız imza ya gerek olmadıgını görürsünüz.İmzasını açıklamaları atmış zaten kaleme gerek varmı.

İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN