"Kur'an-Sünnet Bütünlüğü" seminerinden notlar
Kur'an Nesli İlim Merkezi'nde hanımlara yönelik seminerlere, Rukiye Dilmen'in sunumuyla "Kur'an-Sünnet Bütünlüğü" konusuyla devam edildi.
26-02-2016
Kur'an Nesli İlim Merkezi'nde hanımlara yönelik seminerlere, Rukiye Dilmen'in sunumuyla "Kur'an-Sünnet Bütünlüğü" konusuyla devam edildi.
Kur’an va sünnet bütünlüğü konulu dersimizde:
Kur’an'ın tarifi,
Sünnetin tarifi,
Kur’an ve sünnet ilşkisi
Kur’an ve sünnet bütünlüğü konuları doğru anlaşılabilmesi için tek tek açıklandı.
"Andolsun Allah'ın Elçisinde sizin için Allah'a ve âhiret gününe kavuşmaya inanan ve Allah'ı çok anan kimseler için, (uyulacak) en güzel örnek vardır." (Ahzab, 33/21)
Bir tarafta zengin ülke ve insanlar olabildiğince zevk ve sefa içinde, diğer taraftan açlıktan ölen insanlar. İnsanlığın geldiği nokta zulümlerden başka bir şey değil. Bu duruma tek çare İslam kalmıştır. Fakat ne yazık ki günümüzde İslam denilince akıllara farklı farklı inanışlar gelmektedir. Bunun da sebebi Kur’an ile sünnetin birbirinden ayrıştırılması,uzaklaştırılması ve birbirine yabancı şeyler gibi algılanmasıdır.Bu algının önüne geçebilmek için Kur’anı ve sünneti hakkıyla kaynakların dan öğrenip yaşamaya bağlıdır.
Kur’an: Allah tarafından insanlar için öğüt, hatırlatma, uyarı; mü’minler için hidayet, şifa, rahmet ve müjde; kafirler için körlük; ayetleri sağlamlaştırılmış ve açıklanmış; doğruyu yanlıştan ayıran, kendinden önceki kitapları doğrulayan, türlü misaller içeren, Hz. Muhammed’e parça parça vahyedilmiş, apaçık Arapça, şerefli, hikmetli, mübarek, değerli, benzersiz, tutarlı; şaka ve şiir olmayan ve kendisinde şüphe bulunmayan bir kitaptır.
Sünnet: Hz. Peygamber’in (sav) kendi döneminde İslam toplumunu, akide, ibadet, tebliğ, eğitim, ahlak, hukuk, siyaset, ekonomi gibi çeşitli alanlarda; kısacası bireysel toplumsal ve evrensel olmak üzere hayatın her alanında, yönlendirip yönetmede, Kur’an başta olmak üzere, esas aldığı ilke ve prensipler bütününün oluşturduğu bir “zihniyet” ya da “dünya görüşü”dür.
Bu bilgilerden sonra ayeti kerimede ise Allah Teala iki kavramın birbiri ile bağlantısını şöyla özetliyor;
"De ki: Allah'a itaat edin; Peygamber'e de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, Peygamber'in sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak), sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz)dir. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygamber'e düşen, sadece açık-seçik duyurmaktır." (Nur, 24/54)
"Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur." (Ahzab, 33/36)
Bizim anladığımız kadarıyla Kur’an ve sünnet bir nevi etle tırnağa benzer ve birbirinden ayırt edilemez.
Rasülullah örneği”inden müstağni kalabileceğini sanan bir zihniyet, Kur’an-ı Kerim’i Allah’ın rızasına uygun olarak anlamaktan kendini mahrum bırakmış demektir.
Rasülullah (sav) Allah'ın kulu ve elçisidir .Allah'tan aldığı vahyi insanlara iletmek, anlatmak, açıklamak ve tatbik etmekle görevlidir. Bu açıdan baktığımızda Kur'an ve sünnet bütünlüğünü daha iyi kavrarız. Rasülullah (sav) Efendimizin tebliğ ve tebyin görevi konumuzu açıklar.
Tebliğ: Bütün peygamberlerin ortak özelliğidir. Her nebî öncelikle aldığı ilâhî emânetin teblîğinden sorumludur.
Tebyin: Kur'ân anlaşılmak üzere indirildiğinden Hz. Peygamber'in insanların Kur'ân'dan anlayıp kavramakta zorlandıkları konuları açıklama görevi vardır.
"Ey Rasûl! Sana Rabbından her indirileni tebliğ et! Eğer etmezsen O'nun sana yüklediği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu Allah, kâfirler toplumunu doğru yola iletmez. " (Mâide, 5/67)
Sana bu Kur'ân'ı apaçık delillerle ve sayfalarla indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara açıklayıp (tebyin) anlatasın. Umulur ki böylece onlar da düşünürler." (Nahl, 16/44)
İslam Dini’nin hayata geçirilmesi hususunda, Hz. Peygamberin Kur'an'ı esas alan uygulamalarının ve sözlerinin önemli bir yeri olduğunu gayet iyi bilen İslam düşmanı bazı müşteşrikler, doğrudan doğruya Kur’an’ı hedef almak yerine, daha ziyade, Hz. Peygamber ve onun sünnetinin dindeki yerini sarsmaya çalişmaktadır. Bizler uyanık Müslümanlar olup bu oyunlara kanmamalıyız.
Kur’an ve Sünnet bütünlüğü içerisinde kulluk görevimizi hakkıyla yerine getirmeli ve bunu tebliğ etmeliyiz ki, İslam doğru anlaşılabilsin.
Dersimizde inşallah faydalı olabildiysek ne mutlu bizlere. Allah yaşayanlardan eylesin, dua ve selam ile...
- Siyonazi çetesi, Gazze'de gıda yardımı bekleyen sivillere saldırdı: 150 maktul 1000 yaralı
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesine Dâvet
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesi'ne dâvet
- İktibas’a bu cumartesi Ali Kaçar konuk oluyor
- Gazze’ye Yardım Kampanyası
- Siyonist vahşet: İnfaz edip çöpe atmışlar
- Adana ve Mersin seyahatinden sadra düşenler
- Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin çadır yardımları Gazze'ye ulaştı
Makaleler
Hava Durumu