İslam ve Hayat

Mavi Marmara katılımcılardan Selim Özkabakçı, siyonist işgal rejimindeki yangına Türkiye'nin uçak göndererek müdahale etmesi sonrası özür ve tazminatla hadisenin kapatılması yönünde ortaya çıkan gündemi değerlendirdi.

Kabakçı, "Biz İsrail’in Mavi Marmara olayını da bu şekilde geçiştirmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü Allah bizimle, hak bizimle, insanlık bizimle… Biz şehitlerimizin kanının parayla ölçülmesinden de rahatsızız. Hak gerçekleşecekse İsrail askerlerine ve emri verenlere kısas uygulanmalıdır. Bu karar alındıktan sonra şehit ailelerine sorulmalıdır; kısas mı edilsin, diyet mi istersiniz, af mı edersiniz diye. Bu kural Muharref Tevrat’ta bile mevcuttur." görüşünü dile getirdi.

İşte Mavi Marmara katılımcılarından Selim Özkabakçı'nın basın açıklaması:

Zalim İsrail’in son zamanlarda basın yayın organları vasıtasıyla Mavi Marmara Gemisine yaptığı saldırıyı geçiştirmek için türlü oyunlara girdiğini görüyoruz. Siyonist İsrail zamana yaydığı olayı sürüncemeye götürüp unutturmaya çalışıyor. Olaylar zamanla kendiliğinden hafifler insanlardaki yaralar zamanla kapanır. İlk infialler sadece basit tepkilere dönüşür. Ateş sadece düştüğü yerde kalır. Bunu bilen Siyonist İsrail yeteri kadar günlerin geçtiğini hesap edip üzgünlük numaralarına yatıyor.

Dünya kamuoyunda kan üzerine pazarlığa oturuyor. Şehit ailelerine yüz bin dolar vererek olayı örtbas etmeyi düşünüyor. Gerçekte biz biliyoruz ki İsrail bu parayı dahi vermeyecektir. Aklı sıra tek taraflı iyi niyet gösterilerinde bulunarak kendi pisliği üzerinde hayırhah havaları oluşturacaktır.

Oysa Allah Teâlâ Mâide Suresi on üçüncü ayeti kerimesinde:

“İçlerinden pek azı hariç onlar haindirler… Onlar sözlerinden dönerler kelimeleri tahrif ederler…”  buyuruyor.

Anladık ki Türkiye İsrail’e bazı tavizler vermiş ve İsrail’de yangın var bahanesiyle kendi insanını Akdeniz’de öldüren katillere yangın söndürme uçakları göndererek destek olmuştur. Biz bu davranışı kabul etmiyoruz ve telin ediyoruz. Türkiye’nin benzer tavırlarla İsrail’le yakınlık kurmasından rahatsızlık duyuyoruz. Türkiye bu yardım gönderme refleksini neden Mavi Marmara için kullanmadı? İsrail’in orman yangınlarını söndürmeyi üzerine vazife bilen Türkiye yetkilileri İsrail’in Akdeniz’de tutuşturduğu Mavi Marmara yangını söndürmek için neden bir çaba sarf etmedi? Artık bu uçaklar sayesinde İsrail’in en büyük dostunun kim olduğu meydana çıkmıştır. Amerika tek uçak Türkiye neden iki uçak gönderdi?

Birçok olayı İsrail yandaş basın yayınları vasıtasıyla “üzgünüz”, özür diledi – dilemedi tartışmalarıyla geçiştirdi. Biz İsrail’in Mavi Marmara olayını da bu şekilde geçiştirmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü Allah bizimle, hak bizimle, insanlık bizimle… Biz şehitlerimizin kanının parayla ölçülmesinden de rahatsızız. Hak gerçekleşecekse İsrail askerlerine ve emri verenlere kısas uygulanmalıdır. Bu karar alındıktan sonra şehit ailelerine sorulmalıdır; kısas mı edilsin, diyet mi istersiniz, af mı edersiniz diye. Bu kural Muharref Tevrat’ta bile mevcuttur.

Bunun dışında hiçbir devlet, hiçbir kurum, hiçbir kimse uzlaşma ya da affetme gibi bir yetkiye sahip değildir. Gelsinler İsrail yetkilikleri şehit ailelerinin önünde diz çöksünler özür dilesinler bekli de o zaman parasız pulsuz bu işi halledebilirler. Bunun dışındaki yöntemler batıldır kimsenin acısını dindirmeyecektir.

Hiç kimse kendisini şehit ailelerinin yerine koymasın. Türkiye yetkilileri Mavi Marmara şehit ailelerine ve yaralılarına danışmadan razı etmeden karar almamalıdır, anlaşmaya gitmemelidir. İsrail ve Türkiye gerçekten samimi ise Gazze’ye uygulanan haksız ambargonun kaldırılmasını teminat altına alsın. Bir an önce Gazze ambargosu tamamen kaldırılsın ve işgalci İsrail Filistin topraklarından çekilsin. Nereden geldi ise oraya gitsin. Zulüm sona ersin. Belki o zaman şehit ailelerinin ve yaralıların yüreği soğur. Şehitlerimizin ruhu şâd olur. Çünkü bizim hiç birimizin maddi bir beklentisi yoktur. Sonuçtan da rahatsız değiliz. Biz insan kaybetmedik şehit kazandık. Gazi olduk. Bunlar birer rütbedir birer kazançtır. Bu konuda bizim amacımız İsrail’in zulmünün ifşasıdır.

Bizler Mavi Marmara katılımcıları olarak artık Filistin vatandaşıyız. Filistin devleti Mavi Marmara olayından sonra tüm katılımcılara resmi Filistin vatandaşlığı verdi. Filistin ve Kudüs bizim ikinci vatanımız. Biz bu şerefi kanımız ve canımızla elde ettik. Bundan sonra İsrail’in Filistin’e yapacağı her saldırıyı hukuken bize yapılmış sayacağız.

Siyonist İsrail’in bu son çıkışlarını lanetliyoruz ve dünya kamuoyunun İsrail’e alet olmamasını özellikle rica ediyoruz.