Solun Ülkemizdeki durumu en fanatik sol entelektüeli bile kaygılandıracak kadar kötü. Sol’un anavatanı olan Avrupaya ve kuzey Amerikaya bakıldığında sol mazlumlarla, mağdurlarla inancı, kimliği yaşama alışkanlıkları ne olursa olsun temas kuruyor, onları solun bünyesine katmaya çabalıyor. Buna karşılık Türkiye solu ise zalimlerle beraber, mağdur kesimleri en başta da başörtülü kadınlar dışlıyor. Bu ülkede hayli zulme maruz kalmış dindarlarla, kürtlerle dayanışmada sürekli tereddüt halinde. Bununsa bir bedeli var ve bu bedeli de ödüyoruz. Ülkede özgürlükler gelişemiyor. Geçtiğimiz hafta İstanbul’da gerçekleştirilen Avrupa Sosyal Forumu’na katılmak üzere Türkiye’ye gelen İtalya merkezli Anti Emperyalist Kamp hareketinin sözcüsü Moreno Pasquinelli Türkiyedeki sol hareketlerde görülen İslamofobik eğilimleri, Avrupalı sol hareketlerin Ortadoğu’daki İslamî direniş hareketleriyle ilişkilerini ve Türkiye’deki sol hareketlerin açmazları üzerine epey katkı sunan biri. 11 Eylül’den sonra İtalya’da yaşayan Müslümanların durumu ile ilgili çarpıcı bilgiler veren Pasquinelli, aynı zamanda geçtiğimiz ay Siyonistlerin saldırısına uğrayan insanî yardım filosunu oluşturan Özgür Gazze(Free Gaza) hareketinin kuruluşuna öncülük eden isimlerden biri.

Pasquinelli “Avrupa’daki sol hareketlerin İslam’a bakışlarında İslamofobik eğilimlerden söz edilebilir mi? dediğimizde “ılımlı olan solcular da anti emperyalist olanlar da İslamofobyaya karşı çıkıyorlar. İslamofobya sağcılar tarafından yükseltiliyor” diyerek azınlık bir gup dışında solda özel bir islam karşıtlığı olmadığını belirtiyor. “Avrupa’daki sol birçok fraksiyona ayrılmış durumda. Bir grup İslam’a karşıdır. Aşırı bir sekülarizm etkisi altında kalan ve kadın hakları gibi tartışmaları öne çıkaran kesimler bunlar. Azınlık bir grup ise işgale karşı direnişi destekliyor ve dolayısıyla İslam’a karşı dostça yaklaşıyor. Ama ılımlı olan solcular da anti emperyalist olanlar da İslamofobyaya karşı çıkıyorlar. İslamofobya sağcılar tarafından yükseltiliyor.” Diyerek Avrupa solunuın farkını ortaya koyuyor.

"Türkiye Solu İslamofobik"

Türkiyedeki sol hareketlerle ilgili izlenimi ise negatif, Türkiye de sol kemazlimden yarışma iddiasında ama ne zaman İslam söz konusu olsa kemalizmden beslenen İslamofobik eğilimler oluyor diyerek Türkiyedeki sol pozitivist maddeceilik anlayışı ile dinden ve dindarlardan daha az demokrat olabiliyor görüşünde. “Türkiye’de şunu gördüm. Sol kesim Kemalizmden ayrışma iddiasında. Ancak ne zaman ki İslam ön plana çıktı ve Erdoğan hükümeti iş başına geldi, o zaman sol hareketlerin Kemalizmden beslenen İslamofobik eğilimleri ortaya çıktı. Bu ayrışmayı gerçekleştiremedikleri de açık bir şekilde görüldü. Çok yüzeysel olarak “Kemalizm Faşisttir” diyebiliyorlar ama İran’la iyi ilişkiler kuran Erdoğan söz konusu olduğunda Erdoğan’ın bir kukla olduğunu söyleyebiliyorlar. Kafaları komplo teorileri üzerinden işliyor. Bu da Kemalist ideolojiye  düşündüklerinden çok daha fazla bağımlı olduklarını gösteriyor. Türkiye’de durum çok farklı. Türkiye’deki sol gruplar genel olarak İslamofobikler.“

"İslami Cihad Sol Bir Direniş Örgütü"

Pasquinelli sol’un kapsama alanı içine bütün anti- emperyalist hareketleri, bu yöndeki direnişleri kattığından onun nezdinde batılı egemenlerce terörist ilan edilen İslami Cihad ve Hizbullah gibi örgütlerle temas kurduğu gibi bu örgütleri sol olarak da tanımlayarak Türkiyedeki sol için tüyleri diken diken edecek bir değerlendirme yapıyor.

“İslami Direniş hareketleriyle çok iyi ilişkilerimiz var. İlk olarak 90’lı yıllarda İslamî hareketlerle irtibata geçtik. Hem Sünni hem Şii direniş çizgileriyle iyi ilişkiler kurduk. 1994 yılında Birinci İntifada ile birlikte İslami direniş ortaya çıktığında biz bu direnişi destekledik. İlk olarak İslami Cihad’la tanıştık. Bize göre İslami Cihad sosyalist, anti emperyalist ve İslamî bir direniş örgütüydü. Hamas’la, Hizbullah’la ittifaklarımız var. Tabii ki tekfirci ve selefi gruplarla iyi bir ilişkiye sahip olmak -birçoğu emperyalizme karşı savaşıyor olsa da- gerçekten imkânsız. İsrail’in varlığını tanıdığı için Oslo Antlaşmasına karşı çıkıyoruz. 80’li yıllarda ilk olarak tanıştığımız FHKO’lu Filistinli direnişçilerden Ahmed Cibril’in ve George Habaş’ın kendilerini sosyalist ve İslamcı olarak tanımlamalarından etkilenmiştim. “

"Sıradan cami cemaatleri bile terörist görülüyor"

Avrupa solunun büyük bir bölümü göçmen emekçiler olarak müsümanlar ile dayanışma içerisindeler, nitekim İtalya da 11 Eylül’den sonra meclisten çok sert anti terör yasaları geçirdiklerini söyleyen Pasquinelli “Bu yasalar sadece İslami örgütlere karşı değildi. Aynı zamanda devrimci sol örgütlere de karşıydı.” Diyerek radikal sol ile müslüman göçmenlerin aynı maduriyetin parçası haline geldiklerinden dem vuruyor , bu eksende şunları söylüyor  “İslamofobik kampanyalar sıradan cami cemaatinin bile potansiyel terörist olarak algılanmasına ve hapsedilmesine neden oldu. Bu tarzda bir çok örnek var. Şu an İtalyan hapishanelerinde 500 Müslüman siyasi sebeplerden ötürü tutuklu bulunuyor. İtalya da Türkiye gibi güçlü bir polis devleti. Şimdi de bu militarist özelliklerini İslam’a karşı kullanıyorlar.  İtalya’da Müslümanlara karşı yoğun bir baskı var. Eğer Müslümanlar özgür olmak istiyorlarsa hükümetle müzakere etmeliler, deniliyor. Müzakere ediyorlar ve hükümet Müslümanlardan aralarında hiçbir teröristin barınmadığını temin etmesini bekliyor. Yani Müslümanlar sürekli olarak şüpheli durumundalar. Fas ve Cezayir hükümetleri ise buradaki Müslümanları kontrol altına almak için müzakereler eşliğinde imamların çoğunu hükümetle müzakere sonucunda ülkelerinden getiriyorlar. İtalya’daki imamlar İslamofobik ve anti terörist kampanyalarda hükümetle beraber çalışıyorlar. İtalya’da çok fazla Müslüman tutsak var. İki ya da üç ayda bir El-Kaide’li suçlamasıyla birilerini tutukluyorlar, bir o şehirde bir bu şehirde. Onlara göre cihad eşittir El-Kaide ve bu gerçekten hoş değil.

Mesela İtalya’dan birisi Irak direnişine katılsa bu bizim için bir terörizm eylemi değildir, haklı bir eylemdir. Ama hükümete göre Irak direnişine katılanlar teröristtir. Hapishanede tanıştığım Müslümanlar da var. Bunlar bu suçlamalarla hapse atılmışlar. Müslüman tutsaklar kodeslere tıkılarak izolasyona tabi tutuluyorlar. Genel olarak İtalyan hapishanelerinde bulunan tutukluları üç gruba ayırabiliriz: mafya, komünistler ve Müslümanlar. Genel olarak eğer siz Afganistan’daki ya da Irak’taki direnişi destekliyorsanız, sizi direk hapse atıyor ve terörist olarak suçluyorlar. Kısacası İtalya’da direnişi desteklemek için güçlü olmak gerekiyor. DHKP/C elemanlarına ev bulmaları konusunda yardımcı olduğumuz için 2004 yılında bizi de hapse atmışlardı. Irak’ta 29 İtalyan askeri öldürülmesine rağmen bizim Irak direnişine olan desteğimiz çok güçlü. Biz bu noktada Irak direnişinin kendi yurdunu savunma konusunda çok haklı olduğunu düşünüyor ve direnişlerini meşru görüyoruz. Bizim bu söylemlerimiz İtalya’da çok büyük tepki çekti. Irak savaşına karşı bir protesto mitingi düzenlediğimiz için bize karşı çok büyük bir kampanya yürütüldü. Biz anti emperyalistiz ve milliyetçilik karşıtıyız. İtalya’yı emperyalist bir devlet olarak görüyor ve ona karşı da direniyoruz.” 

Pasquinelli  islam dostu bir solcu olduğundan Özgür Gazze(Free Gaza) hareketinin kurulmasına’da öncülük ettiklerini belirtiyor. Mavi Marmara gemisinde birisi Anti Emperylist Kamp’tan beş İtalyanın olduğunu ifade ederek  son filodan önce de birçok kez Gazze Ambargosunun kaldırılması için girişimlerde bulunduklarını söylüyor.

(Söyleşi: Ersen Akyıldız, Habil Sağlam / Özgün Duruş)