Türkiye'de son bir asırlık gâvurlaştırma politikalarıyla peydahlanmış bulunan laik-kemalist zümrenin bariz bir özelliği, düşmanlık ettikleri İslami değerlerle ilgili tam anlamıyla bilgi fukarası olmalarıdır.

İslam'a ve İslam'a ait tüm değerlere, "Pavlov'un köpekleri" misali şartlı bir refleksle düşmanlık ediyorlar, lakin İslam'la ilgili hiçbir şey bilmiyorlar. Tek yaptıkları, şartlandırıldıkları düşmanlık refleksini göstermek.

Prof. etiketi taşıyan bir 28 Şubat artığıyla, soğuk savaş dönemi artığı sözde bir gazeteci bir kanalizasyonda oturmuşlar, bizim selamımızı, Ramazan Bayramımızı vs dillerine dolamaya kalkışmışlar.

Fakat ne dolama!

Bilgileri ilkokul öğrencileri seviyesini bile bulmadığı için, ilkokul müsameresi bile denilemeyecek bir parodi performansı ortaya çıkarmışlar.

Önce biz Müslümanların selamımız olan "Selamun aleykum"u İbranice "şalom"a bağlayıp "Yahudilerin selamı" ilan ediyorlar, ardında da bu selamın Türkçesinin "merhaba" olduğunu söylüyorlar :)

Kısacası ne Arapça ile İbranice'nin Sami dil ailesine ait iki akraba dil olduğu ve birçok ortak kelimeye sahip olduğu bilgisine sahipler, ne de "merhaba" selamlama ifadesinin de Arapça bir selamlama biçimi olduğunu biliyorlar. Üstelik Kur'an'da da geçen bir selamlama biçimi:

"(Şirkin önderlerine şöyle denilecektir:) İşte bunlar da sizinle birlikte küfürde direnenlerdir. Onlara bir merhaba yoktur. Çünkü onlar ateşe gireceklerdir." (Sad, 59; Ayrıca bkz: Sad, 60)

Ardından prof. olan bir bomba daha patlatıyor ve Ramazan Bayramı'nın asıl adının "Şeker Bayramı" olduğunu söylüyor, "Ramazan'ın bitimindeki Şeker Bayramı'nın adını Ramazan Bayramı yapan 12 Eylül yönetimiydi. O zaman kadar bu bayramın adı "Şeker Bayramı"ydı" diyor :)

Bu Tv parodisi karşısında şu kadarını söylemekle iktifa edelim: Gâvurluk yapacaksanız da adam gibi gâvurluk yapın. Kemal Sunal bile sizden daha ciddi ve seviyeli idi.

(Şükrü Hüseyinoğlu / İslam ve Hayat)