Sanıklara, “yangın öngörüldüğü halde önlem almadıkları” suçlaması yöneltildi. Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Mustafa Gülsoy’un hazırladığı iddianame, iki ayrı bilirkişi raporuna dayanıyor. Üç itfaiye uzmanının 12 Mart 2012’de hazırladığı raporda, ‘çadırda tek giriş kapısının olduğu, acil çıkış bulunmadığı, sünger yatakların devrilmesi üzerine tek girişin de kapandığı’ belirtiliyor. Raporda, Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliği’ndeki önlemlerin alınması halinde yangının çıkmayacağı, fakat uyarılara rağmen önlemlerın alınmadığı, barınma için uygun olmayan çadırlar kurdurulduğu kaydedildi. Savcı Mustafa Gülsoy, sanıkların ‘netice önceden öngörülebilecek olmasına karşın’ ölüm ve yangında bilinçli taksirlerinin olduğu sonucuna vardı. İddianamede yer verilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 29 Mart tarihli raporunda ise şu detaylar yer aldı:

* Çadırlar sağlık ve güvenlik açısından uygun değildi.

* Çadırların üzerini örtmek için kullanılan polyester malzeme ateşe dayanıksızdı. Kolay alevlenen B-3 sınıfı malzemeden üretilmişti.

* Soğuktan korunmak için açık yerlerin battaniye ve tekstil ürünleriyle kapatılması, yangının yayılmasını hızlandırdı; zehirleyici ve boğucu gazların ortaya çıkmasına neden oldu.

* Enerji dağıtım tesisleri yangın ve patlama riski yaratmayacak şekilde işletilmedi.

* Ana dağıtım panosuna 300 miliamper korunma eşikli yangın rölevesi takılmadı.

* Topraklama hattı yoktu. Çadırların içine elektrik dağıtan panolarda kaçak akım röleveleri yoktu.

* Kablolar bantlarla sarılıydı. Bir elektrik mühendisi ya da uzmanı tarafından denetlenmemişti.

* Çadırlara yeterince seyyar yangın söndürme cihazı konmamıştı.

* Yangının başlangıcında haber veren alarm sistemi yoktu.

* İşçilere yangın eğitimi verilmemişti. İş güvenlik uzmanı yoktu.

(Kaynak: AA)