Türkiye’nin güçlü aile yapısını “kadına şiddet” kılıfı altında dinamitleme girişimleri her geçen gün boyutunu artırmaya devam ederken, yuva yıkan kanun olarak bilinen 6284 sayılı kanunun da 2019 yılında etkisini korkunç boyutlara ulaştırdığı belirlendi. Kadının beyanının delil ve belge aranmaksızın doğru kabul edilerek erkeklerin “şiddet” ithamıyla yuvasından 6 aya varan süreyle uzaklaştırılmasını öngören 6284 sayılı kanun uyarınca 2019’da yarım milyon babanın evinden atıldığı açıklandı.

Tüyler ürperten uzaklaştırma rakamları

Son 5 yılda 2 milyon babayı yuvasından attırdığını ortaya çıkardığımız 6284 sayılı kanun korkunç etkisini günden güne artırıyor. Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı istatistikler, aile kurumunun S.O.S. verdiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Adalet Bakanlığı Basın Sözcüsü Ertuğrul Çekin’in basın toplantısında 2019 yılına ilişkin kamuoyu ile paylaştığı veriler tüyler ürpertti. Bakanlığın yayınladığı istatistiklerde, 6284 sayılı kanun uyarınca 2019’da tam 553 bin 463 uzaklaştırma kararı verildiği tespit edildi. Bakanlık Sözcüsü Çekin, tedbir taleplerini hassasiyetle değerlendiren mahkemelerin 2019 senesi içinde 553 bin 463 önleyici ve koruyucu tedbir kararı verdiğini bildirdi.

550 binin üçte ikisi iftira sebebiyledir

Mağdur Çocuklar ve Baba Hakları Derneği (MAÇOBDER) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Köse, Akit’e yaptığı açıklamada, “Bizim kanunlarımız Batı’dan alındığı için sinsi planlara karşı dirençsiz kalıyoruz. Batı’nın, Türk aile yapısını ele geçirmek için İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun gibi uygulamaları bize sattığı ortadadır. 550 bin uzaklaştırma kararının 3’te 2’sinin iftira olduğunu düşünüyorum. Dostuyla yaşamak için kocasına iftira atanı mı ararsın, canı sıkılıp ufacık bir sebeple bu yasayı keyfi şekilde kullanarak eşini evinden attıranı mı ararsın... 6284 baştan sona suiistimal yasasıdır“ diye konuştu.

Yasadan gerçek mağdurlar faydalanamıyor

Köse, “Bu yasadan gerçekten mağdur olan kadınlar faydalanamıyor. Aile istemeyen, Sayın Cumhurbaşkanı’na hakaret eden, Taksim’de eşcinsel yaratıklarla yürüyüp ellerindeki küfür yazılı dövizlerle devlete meydan okuyan feministler faydalanıyor bu kanundan. Taksim’de ezanımızı ıslıklayan yaratıklar bu kanun vesilesiyle köşeyi dönüyor. Kadınlar eşlerini evden uzaklaştırınca onlar rant devşiriyor. Kadınlar öldükçe onlar rant devşiriyor. Sonuç olarak ise yılda yarım milyon erkek, kadının tek bir beyanıyla ailesinden ocağından devlet eliyle kovuluyor. 6284’ün kime ve neye hizmet ettiği 2019 yılı tablosuyla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu tablo yıkımın fotoğrafıdır” dedi. Köse, 6284 sayılı kanun konusunda hükümeti ise şu sözlerle uyardı: “İktidarımız bu yıkıcı tabloyu önleyemez, feministlerin önünü almaz ise bunlar önce iktidarı bitirecek, sonra AK Parti’yi bitirecek ve sonrasında da ülkeyi bitirecek. Bu mağduriyetler artık bitirilmeli ve İstanbul Sözleşmesi gibi lanet uygulamaların yıkıcı etkileri bir an önce giderilerek onarılmalıdır.”

6284 art niyetle kullanıldı

6284 tahribatını gazetemize değerlendiren Avukat Fatih Ekmekci, “6284 sayılı kanun, medyada daha önceki vakalardan dolayı oluşturulan baskıdan dolayı çıkarıldı. Çocuğunu yanlış bir davranışından dolayı uyaran veya kızan anne-babalara çocuğu tarafından ‘beni dövdü, şiddet uyguladı’ diyerek uzaklaştırma cezası çıkarılabiliyor. Maalesef çok absürt olaylara sebep olan 6284 sayılı kanun bize beş beden büyük geldi” dedi.

Av. Ekmekci, “Müslümanlar hanımını dövmez. En fazla şiddetli tartışmada küçük bir vurma söz konusu olur ve daha sonra taraflar yatıştırılır ve kolluk kuvvetlerine yansımaz. Ama maneviyattan uzaklaştıkça alkol, kumar, uyuşturucu gibi etkenler dolayısıyla eşine vuran erkeklerin arttığı da bir hakikat iken, 6284 çoğunlukla art niyetle kullanıldı” sözlerini sarf etti.

Suiistimale açık bir uygulamadır

Akit’e konuşan Avukat Yeşim Özen ise, “Bir bayan avukat olarak söyleyebilirim ki bu sayı uzaklaştırma rakamı olarak çok ama çok fazla. Bağlantı kurduğumuz aile STK’larına da sıklıkla söylemiştim, suiistimale açık bir uygulamadır bu kanun maalesef. Darp raporu veya herhangi bir maddi somut delil olmaksızın mahkemede uzaklaştırma kararı veriliyor ve babalar da mağdur oluyor bu durumda. Kişilerin manevi veya maddi tazminat taleplerini artırmak için kullandıkları saçma bir yöntem halini almıştır 6284 sayılı kanun. Kadınlara öncelik verilmesinin yansımasıdır uzaklaştırma rakamlarının bu kadar yüksek olması” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: Yeni Akit)