Bugün Türkiye’de bir seçim oldu. Görünen o ki AKP ilk defa ciddi bir yenilgi aldı. Bu ülkede bir kaç büyük şehir dışında nerdeyse tamamını CHP’ye kaptırdı. Bu seçim sonuçlarını nasıl değerlendirebiliriz?

AKP’nin seçim kaybetmesini Gazze ile ilişkilendirenler oldu. İktidar Gazze ile ilgili somut adımlar atmadığı için bu sonuçları aldı diyenler var. Kimisi bu mağlubiyeti Gazze’nin tokadı olarak değerlendiriyor. Bize göre böyle bir değerlendirme yanlıştır. Zira iktidar, Gazze için nasıl bir şey yapmıyor ve ABD’nin bölgesel projelerinin uygulayıcılığını yapıyorsa CHP de ondan daha ilerisini yapacaktır. Yani Gazze için AKP’ye kızıp eğer CHP’ye oylar gitmişse yazık olmuş diyebiliriz. Yazık olmuş dememiz AKP’nin kazanamamasına değil elbette. Hamas’a terör örgütü diyen ve iş başında Gazze ve diğer zulüm gören İslam coğrafyaları için kılını kıpırdatmayacak aksine küfrün yanında destekçi olarak yerini alacak bir diğer partinin birinci olmasına yazık diyoruz.

Gazze’yi önemseyen bir avuç duyarlı kesimin dışında bu ülke halkının Gazze’yi önemsediği söylenemez. Bu seçimde gösterilen refleks AKP’nin bunca yıl sonunda ülkeyi getirdiği ekonomik çıkmazdır. Ağır hayat pahalılığı ve üstüne üstlük kibrinden ve zulmünden bir gram vazgeçmemesi ülke insanında muhalefet refleksi geliştirmiştir. Ne yazık ki ağır ekonomik buhranlarda verilen tepki ahlaki yozlaşmaya sebep olan gerek yasalara, gerek medyanın rolüne ve gerekse alenen söylemlere karşı verilmemiştir. Bu ülkenin ekonomik anlamda sıkıntıya düşmesi ahlakını kaybetmesinden kaynaklanmaktadır. Bu öyle bir kayıptır ki iktidara hangi parti gelirse gelsin, yerel yönetimleri hangi parti yürütürse yürütsün bu sistemle, bu gidişatla çözülebilecek bir şey değildir. Bu ülkede insanlar yüzünü İslam’a dönüp ve zulmün her çeşidine ve zalimin kim olduğuna bakmaksızın mücadele ederlerse hem ekonomileri hem de hayat standartları yükselecektir.

Yüzünü İslam’a dönenler bu mücadele yolunun uzun olduğunu bilmekteler. Yolun uzunluğu yolcuları belli ki korkutmaktadır. Tebük seferine o sıcakta ve kazanması imkansız görülen bir savaş için gölgeliklerden, hurmalarından, kazançlarından vazgeçmek istemeyenler gibi yerinde kalıveriyorlar. Sonra da başımıza niçin bu geldi diye dertleniyorlar. Oysa İslam, bu dünyada zulmün karşısında sesini yükselten tek dindir. Ve bu dine sahip çıkmak insanın kendi haysiyetine ve şerefine sahip çıkması demektir. Ama insanlar kolay olanı istemektedirler. AKP gitsin CHP gelsin olmadı başka bir parti gelsin yönetsin. Zulüm aynı zulüm ama zalim değiştirmekle işin çözüleceğine inanan bir akıl tutulması. Sonuç nedir diye baktığımızda hep beraber ülkenin kaynaklarının, insan kalitesinin, insan onurunun, şerefinin ve gelecek neslin kaybedişini oylamışız. Zira sistem küfürde ısrar etmekte ve İslam’ı sömürme aracı olmak dışında hiç bir yönetime dahil etmemektedir.

Anadolu köylüsünün, CHP ve DP partisini değerlendirirken söylediği gibi, CHP ve AKP bir tekerin böldüğü aynı işleve sahip iki partidir. Ne birinin kazanması ne de diğerinin kaybetmesi Müslümanların üzüleceği ya da sevineceği bir mesele olmaktan uzaktır. Müslümanlar bilir ki kim kazanırsa kazansın ülke halkı kaybetmiştir. Elbette ülke halkı önceliğin ekonomi mi, yoksa insan haysiyet ve onuru mu olduğu konusunda oturup yeniden tefekkür etmelidir. İslam, Allah’a tevhide çağırır, beşeri ideolojiler ve sistemler ise ateşe çağırır. Bu ateş sadece ahirette karşılaşacağımız bir ateş değildir. Bu ateş aynı zamanda bu dünyada karşılığını gördüğümüz, göreceğimiz ekinin ve neslin yok edilişi ve ifsad edilişidir. Yani üzerimizdeki kırbaçların sayısının artacağı ve lokmalarımızın giderek daha eksiltileceği ve kölelik düzeyinin çok daha yükseleceği bir hayata doğru gidiyoruz demektir. Seçtik ama neyi seçtik üzerinde düşünelim. Nasıl yaşarsak kuşkusuz öyle idare olunacağız. Seçimlerini Allah ve resulünden yana yapanlara selam olsun.

(Venhar)