8 kat zulüm!
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) araştırmasına göre, Türkiye'de gelir dağılımında değişim gözlenmedi. En yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı, 2008'de, bir önceki yılda olduğu gibi 8,1 katta kaldı.
30-07-2010
Araştırma verilerine göre, kurumsal olmayan nüfusun yüzde 58,7'si, ''iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek'' yiyemiyor. Yüzde 45,5'i yeni giysiler alamıyor. Yüzde 88,8'i, ''evden uzakta bir haftalık tatil'' yapamıyor.
Araştırmanın gerçekleştirildiği 2008 yılı itibariyle Türkiye'de 69 milyon 231 bin kurumsal olmayan nüfus bulunuyor. Kurumsal olmayan sivil nüfus, kurumsal yerlerde değil, hanelerde ikamet eden nüfus anlamına geliyor. Başka bir deyişle, okul, yurt, otel, çocuk yuvası, huzurevi, özel nitelikteki hastahane, hapishane, kışla ya da orduevinde ikamet edenler dışında kalan nüfusu ifade ediyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2008 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçlarını açıkladı.
Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlere göre oluşturulan yüzde 20'lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46,7, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay ise yüzde 5,8 oldu.
Buna göre, son yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay, ilk yüzde 20'lik gruba göre bir önceki yıl olduğu gibi 8,1 kat olarak hesaplandı.
''Eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelir dağılımı''nda bireysel refah ön plana çıkıyor. Dolayısıyla hesaplamalarda hane halkının toplam geliri kadar hane içindeki fert sayısı da önem taşıyor.
Türkiye'de ortalama yıllık hanehalkı kullanılabilir geliri, 2008'de 19 bin 328 YTL, ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir ise 8 bin 372 YTL olarak belirlendi.
İstanbul Bölgesi, 11 bin 881 YTL ile ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri en yüksek bölge oldu. Bunu, 9 bin 852 YTL'lik ortalama gelir ile Doğu Marmara Bölgesi izledi. En düşük ortalamaya sahip bölge ise 4 bin 193 YTL ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu.
Maaş-ücret gelirleri, yüzde 41,9 ile toplam gelir içinde en fazla paya sahip gelir türü olarak belirlendi. Bunu, yüzde 22,4'lük oranla müteşebbislik gelirleri takip etti.
Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirleri kullanılarak çeşitli göreli yoksulluk sınırları da hesaplandı.
Buna göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 50'si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre nüfusun yüzde 16,7'si, yoksulluk riski altında. Kentsel ve kırsal yerler için ayrı ayrı hesaplanan yoksulluk sınırlarına göre, kentsel yerlerde oran yüzde 15,2, kırsal yerlerde yüzde 14,2 olarak hesaplandı.
TÜİK araştırmasına göre, kurumsal olmayan nüfusun yaşam koşullarına ilişkin bazı göstergeler şöyle:
Yüzde 61'i kendilerine ait konutta oturuyor.
Yüzde 39'unun konutunda ''sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi ve benzeri'' sorunlar söz konusu.
Yüzde 38,5'inin oturduğu konutta ''izolasyondan dolayı ısınma sorunu'' yaşanıyor.
Yüzde 57,7'sinin hanesinin taksit ödemeleri ve borçları (konut alımı ve konut masrafları dışında) bulunmakta, bu borç ödemeleri, yüzde 25'inin hanesine çok yük getiriyor.
(İslam ve Hayat / Milli Gazete)
- Bir 10 Kasım Mağduriyeti: Dr. Mehmet Arslan Tutuklandı
- İktibas’ın yeni sayısı Bangladeş gündemi ile çıktı
- Diken ve Karanfil
- Hayrola Mahmud Abbas
- Bir milyon yahudi, işgal altındaki toprakları terketti
- Ya Eyyühel Müzzemmil
- Son Seyahatimizden Yansımalar
- Husi: Gazze'ye destek için vurulan gemi sayısı 177'ye çıktı
Makaleler
Hava Durumu