"Hira" Arama Sonuçları
“Büyüklük taslayan kimselerin kahrolduğu ve boyun eğdiği yer”
Yüce Allah Mekke’yi dünyanın en kutsal şehri kılmıştır. Mekke şehrinin yer aldığı bölge her şeyden önce “mukaddes, saygınlığı korunan ve içinde kan dökmekten sakınılan yer” anlamına gelen Harem adıyla anılmaktadır. Suriye ile Yemen arasında uzanan kervan yolunun ortasında bulunan Mekke, kuzeyde Filistin, Suriye ve Irak; güneyde Yemen ve Habeşistan gibi bölgeler arasında yer alması sebebiyle tarihte büyük bir önem kazanmış ve küçümsenemeyecek bir ticarî şöhrete sahip olmuştur. Müslümanların kıblesi olan Kâbe’nin ve zemzem suyunun burada bulunması, Hz. Peygamber’in burada doğup büyümüş olması, ilk vahyin buradaki Hira/Nur dağında gelmeye başlaması ve Hz. Peygamber’in Hz. Ebû Bekir’le birlikte hicret ederken sığınmış oldukları Sevr mağarasının Mekke civarında bulunması bu şehrin önemini ve kutsiyetini arttırıcı unsurlardır.
Yüce Allah Mekke’yi dünyanın en kutsal şehri kılmıştır. Mekke şehrinin yer aldığı bölge her şeyden önce “mukaddes, saygınlığı korunan ve içinde kan dökmekten sakınılan yer” anlamına gelen Harem adıyla anılmaktadır. Suriye ile Yemen arasında uzanan kervan yolunun ortasında bulunan Mekke, kuzeyde Filistin, Suriye ve Irak; güneyde Yemen ve Habeşistan gibi bölgeler arasında yer alması sebebiyle tarihte büyük bir önem kazanmış ve küçümsenemeyecek bir ticarî şöhrete sahip olmuştur. Müslümanların kıblesi olan Kâbe’nin ve zemzem suyunun burada bulunması, Hz. Peygamber’in burada doğup büyümüş olması, ilk vahyin buradaki Hira/Nur dağında gelmeye başlaması ve Hz. Peygamber’in Hz. Ebû Bekir’le birlikte hicret ederken sığınmış oldukları Sevr mağarasının Mekke civarında bulunması bu şehrin önemini ve kutsiyetini arttırıcı unsurlardır.
Ramazan denince aklınıza ilk ne geliyor?
Kur’an’ı dışarıda bıraktığınızda, Hira’nın, Kadir gecesinin anlam ve işlevini gündemleştirmediğinizde, bir Ramazan ayının Kadir gecesinde, Hira’da insanlığa yağmaya başlayan vahyin yeniden bir de sizin üzerinize yağması için talepkâr olmadığınızda Ramazanı anlayamamış, Ramazana adım atmamışsınız demektir.
Kur’an’ı dışarıda bıraktığınızda, Hira’nın, Kadir gecesinin anlam ve işlevini gündemleştirmediğinizde, bir Ramazan ayının Kadir gecesinde, Hira’da insanlığa yağmaya başlayan vahyin yeniden bir de sizin üzerinize yağması için talepkâr olmadığınızda Ramazanı anlayamamış, Ramazana adım atmamışsınız demektir.
Suudi Amerika Hira ve Sevr'e ziyareti yasakladı iddiası
Son dönemde "reformlar" ile gündemden düşmeyen Suudi Arabistan`da Hac Bakanlığı Müslümanların tepkisini alan bir uygulamaya bir karara imza attı.
Son dönemde "reformlar" ile gündemden düşmeyen Suudi Arabistan`da Hac Bakanlığı Müslümanların tepkisini alan bir uygulamaya bir karara imza attı.
"Hira sonrasına ait bir duruşa sahip olmalıyız"
"Tarihin her döneminde çatışma, şirke dayalı egemenlik anlayışı ve işleyişe itiraz edilip, yeni bir egemenlik anlayışı ve referans sistemi gündeme getirildiğinde çıkmıştır. İşte Hira sonrası olan da buydu. Bu noktada günümüzde Türkiye’deki İslami çevrelerin son yıllarda ortaya koyduğu profili ele almakta fayda var. Son yıllarda giderek tevhidi hükümranlık (hükmün kaynağının ancak Yüce Allah olduğu) iddialarından vazgeçerek STK’laşan ve çeşitli alanlardaki hak, özgürlük taleplerine indirgenen bir sistem içi mücadele anlayışına savrulan çeşitli İslami çevrelerin, bu açıdan Hira öncesine bir duruşa sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu yaklaşım ve mücadele anlayışı, en fazla ‘Hılful Fıdul’a denk gelmektedir zira."
"Tarihin her döneminde çatışma, şirke dayalı egemenlik anlayışı ve işleyişe itiraz edilip, yeni bir egemenlik anlayışı ve referans sistemi gündeme getirildiğinde çıkmıştır. İşte Hira sonrası olan da buydu. Bu noktada günümüzde Türkiye’deki İslami çevrelerin son yıllarda ortaya koyduğu profili ele almakta fayda var. Son yıllarda giderek tevhidi hükümranlık (hükmün kaynağının ancak Yüce Allah olduğu) iddialarından vazgeçerek STK’laşan ve çeşitli alanlardaki hak, özgürlük taleplerine indirgenen bir sistem içi mücadele anlayışına savrulan çeşitli İslami çevrelerin, bu açıdan Hira öncesine bir duruşa sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu yaklaşım ve mücadele anlayışı, en fazla ‘Hılful Fıdul’a denk gelmektedir zira."
Esed'in Nazi kampı
Halkına karşı kimyasal silah kullanan Beşşar Esed hapishanelerde de Nazileri aratmayan katliamlara imza atıyor. Suriyeli gazeteci Mughira El Şerif yoluyla Yeni Şafak'a ulaşan Suriyeli mahkumlar, Halep Merkez Cezaevi'nde son 3 ay içinde 700 kişinin açlık, hastalık ve işkence sonucu öldürüldüğünü dile getirdi.
Halkına karşı kimyasal silah kullanan Beşşar Esed hapishanelerde de Nazileri aratmayan katliamlara imza atıyor. Suriyeli gazeteci Mughira El Şerif yoluyla Yeni Şafak'a ulaşan Suriyeli mahkumlar, Halep Merkez Cezaevi'nde son 3 ay içinde 700 kişinin açlık, hastalık ve işkence sonucu öldürüldüğünü dile getirdi.
Şinasi Gündüz'den, "Hangi Kur'an" cehaletine tepki
Araştırıcılık, Oryantalistlerin iddialarını rastgele aktarmak değil, bu iddiaların tarihsel verilerle ne derecede doğrulanıp desteklendiğini ortaya koymak olmalıdır. Oysa söz konusu yazı, konuya ilişkin tarihsel kaynaklara o kadar yabancıdır ki Hz. Peygamber’in çocukluk döneminde karşılaştığı rahip Bahira’yı, Varaka ibn Nevfel’i (yazıda Verka diye geçiyor) ve Mekke’de yaşayan diğer bazı Yahudi ve Hıristiyan kökenli kişileri vahiy katibi olarak sıralamakta beis görmüyor.
Araştırıcılık, Oryantalistlerin iddialarını rastgele aktarmak değil, bu iddiaların tarihsel verilerle ne derecede doğrulanıp desteklendiğini ortaya koymak olmalıdır. Oysa söz konusu yazı, konuya ilişkin tarihsel kaynaklara o kadar yabancıdır ki Hz. Peygamber’in çocukluk döneminde karşılaştığı rahip Bahira’yı, Varaka ibn Nevfel’i (yazıda Verka diye geçiyor) ve Mekke’de yaşayan diğer bazı Yahudi ve Hıristiyan kökenli kişileri vahiy katibi olarak sıralamakta beis görmüyor.
Suriye'de bugünün adı "Hamza Cuması"
Suriye'de muhalefet, Baas güçleri tarafından vahşice katledilen 13 yaşındaki Hamza için Cuma gösterilerine hazırlanıyor. Suriye’de Beşar Esad karşıtı gösteriler devam ederken muhalifler bu haftaki cuma gösteirlerini ‘Çocuk Cuması’ ya da ‘Hamza Cuması’ olarak isimlendirdi. AFP’nin haberine göre Suriyeli muhalifler yarınki gösteriler için hazırlık yapıyor. Baas rejimi karşıtı muhalifler 13 yaşında Baas güçleri tarafından işkenceyle öldürülen Hamza el Hatip’in anısına bu haftayı ‘Çocuk Cuması’ veya ‘Hamza Cuması’ olarak isimlendirdi. UNICEF ise en az 30 çocuğun Baas güçleri tarafından öldürüldüğü açıklad RASTAN'DA ÖLÜ SAYISI 52'YE ÇIKTI Reuters haber ajansına göre Baas güçlerinin Rastan'da gerçekleştirdiği operasyon sonrası en az 11 kişi hayatını kaybetti. Esad yönetiminin Rastan'daki operasyonları beşinci gününe ulaştı Reuters haber ajansına Şam'dan telefon ile bağlanan Avukat Razan Zeytuna Rastan'da 52 kişinin hayatını kaybettiğini ve en az 200 kişinin yaralandığını dile getirdi. Diğer taraftan Suriyeli aktivist Ammar Kurabi Salı günü sadece Hirak'ta dokuz sivilin öldürüldüğünü dile getirdi. Kurabi, öldürülen kişilerin arasında üç doktor ve 11 yaşında bir kız çocuğunun olduğunu sözlerine ekledi. SİYASİ TUTUKLULAR SERBEST BIRAKILIYOR ! Ez Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Örgütü tarafından yapılan açıklamada, siyasi tutukluların serbest bırakılmaya başlandığı dile getirildi. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Salı günü yaptığı beyanda reform adımları çerçevesinde siyasi tutukluların serbest bırakılacağını dile getirmişti. Diğer taraftan ABD yönetimi Baas rejiminin hakim olduğu Suriye'deki bütün siyasi tutukluların serbest bırakılması gerektiği uyarısında bulundu. KOMİSYON KURULUYOR Şarku'l Evsat Gazetesi'nin haberine göre, Suriye'de bir komisyon kurularak muhalefet ile görüşüleceği ifade edildi. Muhalefet ile görüşme sonrası alınan kararların ise BM müktesebatına uygun olacak eklendi.
Suriye'de muhalefet, Baas güçleri tarafından vahşice katledilen 13 yaşındaki Hamza için Cuma gösterilerine hazırlanıyor. Suriye’de Beşar Esad karşıtı gösteriler devam ederken muhalifler bu haftaki cuma gösteirlerini ‘Çocuk Cuması’ ya da ‘Hamza Cuması’ olarak isimlendirdi. AFP’nin haberine göre Suriyeli muhalifler yarınki gösteriler için hazırlık yapıyor. Baas rejimi karşıtı muhalifler 13 yaşında Baas güçleri tarafından işkenceyle öldürülen Hamza el Hatip’in anısına bu haftayı ‘Çocuk Cuması’ veya ‘Hamza Cuması’ olarak isimlendirdi. UNICEF ise en az 30 çocuğun Baas güçleri tarafından öldürüldüğü açıklad RASTAN'DA ÖLÜ SAYISI 52'YE ÇIKTI Reuters haber ajansına göre Baas güçlerinin Rastan'da gerçekleştirdiği operasyon sonrası en az 11 kişi hayatını kaybetti. Esad yönetiminin Rastan'daki operasyonları beşinci gününe ulaştı Reuters haber ajansına Şam'dan telefon ile bağlanan Avukat Razan Zeytuna Rastan'da 52 kişinin hayatını kaybettiğini ve en az 200 kişinin yaralandığını dile getirdi. Diğer taraftan Suriyeli aktivist Ammar Kurabi Salı günü sadece Hirak'ta dokuz sivilin öldürüldüğünü dile getirdi. Kurabi, öldürülen kişilerin arasında üç doktor ve 11 yaşında bir kız çocuğunun olduğunu sözlerine ekledi. SİYASİ TUTUKLULAR SERBEST BIRAKILIYOR ! Ez Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Örgütü tarafından yapılan açıklamada, siyasi tutukluların serbest bırakılmaya başlandığı dile getirildi. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Salı günü yaptığı beyanda reform adımları çerçevesinde siyasi tutukluların serbest bırakılacağını dile getirmişti. Diğer taraftan ABD yönetimi Baas rejiminin hakim olduğu Suriye'deki bütün siyasi tutukluların serbest bırakılması gerektiği uyarısında bulundu. KOMİSYON KURULUYOR Şarku'l Evsat Gazetesi'nin haberine göre, Suriye'de bir komisyon kurularak muhalefet ile görüşüleceği ifade edildi. Muhalefet ile görüşme sonrası alınan kararların ise BM müktesebatına uygun olacak eklendi.
Suriyeli muhalifler: Esad Moğollar gibi saldırıyor
Suriyeli muhaliflerin İstanbul buluşmasında öğleden sonraki oturumda Suriyeli Kürtlerin temsilcileri isteklerini aktardı. Suriye'de günlerdir devam eden eylemler ve gelinen noktanın tartışıldığı konferansın öğleden sonraki ikinci bölümünde Suriyeli Kürtler söz aldı. Mücadelelerini anlatan Kürtler talaplerini de sıraladı. KÜRTLER TALEPLERİNİ SIRALADI İstanbul Grand Cevahir otelindeki konferansta konuşan Kürt liderlerden Rabban Ramazan, Suriye’nin farklı yerlerinde rejim karşıtı mücadele eden kardeşlerinin mücadelelerini desteklediklerini ve demokratik bir Suriye için mücadele ettiklerini söyledi. Rejimin ‘korkutma’ siyaseti uyguladığını ve muhalifleri bastırmak için komplo teorisi ürettiğini dile getiren Ramazan, “Suriye İçişleri Bakanlığı’nın el Muhaberat ile birlikte muhaliflere yönelik operasyon yapmasının durdurulmasını talep ediyoruz” ifadesini kullandı. Ramazan şunları söyledi: "Hapishanelerde binlerce insan suçsuz esir tutuluyor. Bugün de aynı siyaset uygulanıyor ve göstericiler öldürülüyor. Suriye’de hükümet rejimden bağımsız değildir. Halk yönetime katılmak istiyor; Kürtlere, Türkmenlere, Asurilere uygulanan ayrımcı politikaların sonlandırılmasını istiyor" Ramazan taleplerini ise şu şekilde sıraladı: “Talebimiz gösterilere izin verilmesidir, gösterilerde öldürülenler ‘şehit’ olarak kabul edilsin, askeri mahkemeler kaldırılsın, siyasi suçlarla ilgili dosyalar kapatılsın, grev, medya ve siyasi partilere izin verecek kanuni düzenlemeler yapılarak çok partili sisteme geçilsin, şu an yapılan tutuklamalar ile ilgili kamuoyu bilgilendirilsin, Anayasa’daki 8. madde ortadan kaldırılsın, böylece, Suriye devletinin Kürtler, Türkmenler ve Süryanilere farklı etnik ve dini ayrımcılığı da kalkacak. VAROL: REFORM YAPACAK GÜCÜN YOKSA GÖREVİ BIRAK Konferansta konuşan yazar Ahmer Varol ise Suriye’de adaletin uygulanması ve katillerin cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi. Varol, “Yönetimden katillerin bulunmasını istiyoruz; ancak katillerin başında bizzat Beşar Esad’ın kardeşi bulunuyor. Esad kardeşine ceza verebilir mi" şeklinde konuştu. Varol gerçek anlamda reformun halkı ikna edecek şekilde yapılması gerektiğinin de altını çizdi. Suriye’nin Filistin siyasetine de dikkat çeken Varol, “Bu ülkenin, Filistin’e yardım ediyor diye halkına zulmetmesine izin veremeyiz,” ifadesini kullandı. Son olarak Varol bir takım menfaat hesaplarından dolayı Suriye yönetimi ile çıkar ilşkilerinin korunması gerektiğini savunan yaklaşımların kabul edilemez olduğunun altını çizdi ve Türkiye ile İran’ın politikasını yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ekledi. MÜNİR: HAPİSANELERDE DOĞAN ÇOCUKLARIN SUÇU NE? Suriyeli bayan temsilci Azad Münir “Suriye rejimi kadın ve erkeklere zulüm açısından eşit davranıyor, Suriye’de kadına da erkeğe de aynı şekilde işkence ediliyor” dedi. Çocukların dahi işkencelere maruz kaldığını dile getiren Münir, yıllar geçmesine rağmen işkencelerin azalmadığının altını çizdi. Suriye’de kadınların büyük bedeller ödediğini dile getiren Münir; Suriye polisinin gözaltına almak istediği erkeği bulamadığı zaman hanımını esir aldığını ve rehine olarak kullandığını belirtti. Birçok çocuğun hapishanelerde, yine bir o kadarının da ülkelerinin dışında doğduğunu hatırlatan Münir; “bu zulmü bu insanlara neden çektirdiler, niçin 13 yaşındayken ben vatanıma özlemlerimi yazdım ve niçin yazdıklarımdan dolayı Suriye’deki akrabalarım sorgulandı” sorularını yöneltti. Sorulması gereken çok sorular olduğunu dile getiren Münir, “ben konuşurken masun insanlar tanklar ile bombalanıyor, biz hiçbir şey yapamıyoruz. Bu tahammül edilemez bir şey. Ben hürriyetimi istiyorum ve vatanıma girme izni istiyorum,” dedi. MECİT: ESAD MOĞOLLAR GİBİ SALDIRDI Mecit kabileleri şeyhi Abdulrahim Mecit, Suriye’de farklı kabilelerin taleplerine Esad rejimini cevap vermeye çağırdıklarını; ancak Beşar Esad’ın ve Baas Partisi’nin taleplerine kulak asmadıklarını dile getirdi. Esad’ın taleplere katliamlar yaparak cevap verdiğini dile getiren Mecit, “Humus’ta Baas güçleri Moğollar gibi saldırdılar” dedi. Suriye yönetiminin gösterilerde ölen insanların bedenlerini ailelerine vermemek için toplu mezarlara gömeceklerini açıklayan Mecit; rejimin alenen halkını katlettiğini belirtti. Türkiye’ye seslenen Mecit, Baas rejimi üzerine baskı yapılmasını ve katliamlara son verilmesini için adım atılmasını istedi. Son olarak Mecit, “Peygamberimizin Hira Mağarası’nda dediği gibi ‘ biz ikimiz değiliz; üçüncümüz Allah’” diyerek sözlerini sonlandırdı. ABDURRAHMAN: ÖZGÜR SEÇİMLER İSTİYORUZ Antakya’da mülteci olarak bulunan Suriye İnsan Hakları Örgütünden Abdulhaviz Abdurrahman, Suriye’deki rejimin Cuma gününden beri yüzlerce kişiyi öldürdüğünü hatırlatarak, Baas güçlerinin tam anlamıyla katliam gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi. Suriye’de yaralıların sayısının bini geçtiğini ifade eden Abdurrahman, Suriye’de yolsuzlukların da devam ettiğini ifade etti. Abdurrahman taleplerini şöyle sıraladı: Suriye’de halkın taleplerine karşılık verilerek Baas tekelinin sonlandırılması Siyasi ve fikir suçlularının serbest bırakılması Kürtlere siyasi hakların verilmesi Belediye ve özgür seçimler için düzenleme yapılması TÜRKMENLER: REJİMİN ADIMLARI OLUMLU AMA YETERSİZ Suriye Türkmen Topluluğu temsilcisi Tarık Cevizci, Suriye Türklerinin şiddete başvuranları kınadıklarını dile getirdi. Vatanı yıkmanın ihanet olduğunu belirten Cevizci, gösterilere güvenlik güçlerinin tutumunun yanlış olduğunu sözlerine ekledi. Cevizci, rejim tarafından alınan son adımların olumlu ancak yeterli olmadığını dile getirdi. SİİDE: SURİYE REJİMİ MEŞRUİYETİNİ KAYBETMEDİ Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezinden Kürt araştırmacı Abdulbasık Siide “Suriye rejimi meşruiyetini kaybetmedi; zaten yoktu. Bu rejim askeri darbe ile yönetimi devraldı ve Baba Esad kendisi ile devrim yapanlara karşı devrim yaptı” dedi. Siide, “halk vatanında tam bir yabancılaşma içerisindedir” diyerek yöneticilerin kim olduğu noktasında halkın kafasında soru işaretleri olduğunu hatırlattı. “Suriye’de temel sorun baskı rejimidir, Suriye’de bir vatandaş havaalanına gittiğinde suçlu muamelesi görüyor,” diyen Siide, Baas ideolojisinin halktan tamamen koptuğunu sözlerine ekledi. Siide, Suriye ordusu içerisinde de mezhepsel bir sorun olduğunu hatırlattı ve rejimin güçlü kalabilmek için orduyu kullandığını sözlerine ekledi. Esad’a da seslenen Siide, “yönetemiyorum diyorsan görevi bırak” çağrısı yaptı. KİMLER KATILIYOR? Katılımcılar arasında Suriye İslam Alimleri Birliği Başkanı Şeyh Muhammed el Sabuni, Ahmet Ramazan, Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Muhammed Şıfki, Suriye İnsan Hakları Örgütü Başkanı Velid Saffur başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden Suriyeli temsilciler katılıyor.
Suriyeli muhaliflerin İstanbul buluşmasında öğleden sonraki oturumda Suriyeli Kürtlerin temsilcileri isteklerini aktardı. Suriye'de günlerdir devam eden eylemler ve gelinen noktanın tartışıldığı konferansın öğleden sonraki ikinci bölümünde Suriyeli Kürtler söz aldı. Mücadelelerini anlatan Kürtler talaplerini de sıraladı. KÜRTLER TALEPLERİNİ SIRALADI İstanbul Grand Cevahir otelindeki konferansta konuşan Kürt liderlerden Rabban Ramazan, Suriye’nin farklı yerlerinde rejim karşıtı mücadele eden kardeşlerinin mücadelelerini desteklediklerini ve demokratik bir Suriye için mücadele ettiklerini söyledi. Rejimin ‘korkutma’ siyaseti uyguladığını ve muhalifleri bastırmak için komplo teorisi ürettiğini dile getiren Ramazan, “Suriye İçişleri Bakanlığı’nın el Muhaberat ile birlikte muhaliflere yönelik operasyon yapmasının durdurulmasını talep ediyoruz” ifadesini kullandı. Ramazan şunları söyledi: "Hapishanelerde binlerce insan suçsuz esir tutuluyor. Bugün de aynı siyaset uygulanıyor ve göstericiler öldürülüyor. Suriye’de hükümet rejimden bağımsız değildir. Halk yönetime katılmak istiyor; Kürtlere, Türkmenlere, Asurilere uygulanan ayrımcı politikaların sonlandırılmasını istiyor" Ramazan taleplerini ise şu şekilde sıraladı: “Talebimiz gösterilere izin verilmesidir, gösterilerde öldürülenler ‘şehit’ olarak kabul edilsin, askeri mahkemeler kaldırılsın, siyasi suçlarla ilgili dosyalar kapatılsın, grev, medya ve siyasi partilere izin verecek kanuni düzenlemeler yapılarak çok partili sisteme geçilsin, şu an yapılan tutuklamalar ile ilgili kamuoyu bilgilendirilsin, Anayasa’daki 8. madde ortadan kaldırılsın, böylece, Suriye devletinin Kürtler, Türkmenler ve Süryanilere farklı etnik ve dini ayrımcılığı da kalkacak. VAROL: REFORM YAPACAK GÜCÜN YOKSA GÖREVİ BIRAK Konferansta konuşan yazar Ahmer Varol ise Suriye’de adaletin uygulanması ve katillerin cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi. Varol, “Yönetimden katillerin bulunmasını istiyoruz; ancak katillerin başında bizzat Beşar Esad’ın kardeşi bulunuyor. Esad kardeşine ceza verebilir mi" şeklinde konuştu. Varol gerçek anlamda reformun halkı ikna edecek şekilde yapılması gerektiğinin de altını çizdi. Suriye’nin Filistin siyasetine de dikkat çeken Varol, “Bu ülkenin, Filistin’e yardım ediyor diye halkına zulmetmesine izin veremeyiz,” ifadesini kullandı. Son olarak Varol bir takım menfaat hesaplarından dolayı Suriye yönetimi ile çıkar ilşkilerinin korunması gerektiğini savunan yaklaşımların kabul edilemez olduğunun altını çizdi ve Türkiye ile İran’ın politikasını yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ekledi. MÜNİR: HAPİSANELERDE DOĞAN ÇOCUKLARIN SUÇU NE? Suriyeli bayan temsilci Azad Münir “Suriye rejimi kadın ve erkeklere zulüm açısından eşit davranıyor, Suriye’de kadına da erkeğe de aynı şekilde işkence ediliyor” dedi. Çocukların dahi işkencelere maruz kaldığını dile getiren Münir, yıllar geçmesine rağmen işkencelerin azalmadığının altını çizdi. Suriye’de kadınların büyük bedeller ödediğini dile getiren Münir; Suriye polisinin gözaltına almak istediği erkeği bulamadığı zaman hanımını esir aldığını ve rehine olarak kullandığını belirtti. Birçok çocuğun hapishanelerde, yine bir o kadarının da ülkelerinin dışında doğduğunu hatırlatan Münir; “bu zulmü bu insanlara neden çektirdiler, niçin 13 yaşındayken ben vatanıma özlemlerimi yazdım ve niçin yazdıklarımdan dolayı Suriye’deki akrabalarım sorgulandı” sorularını yöneltti. Sorulması gereken çok sorular olduğunu dile getiren Münir, “ben konuşurken masun insanlar tanklar ile bombalanıyor, biz hiçbir şey yapamıyoruz. Bu tahammül edilemez bir şey. Ben hürriyetimi istiyorum ve vatanıma girme izni istiyorum,” dedi. MECİT: ESAD MOĞOLLAR GİBİ SALDIRDI Mecit kabileleri şeyhi Abdulrahim Mecit, Suriye’de farklı kabilelerin taleplerine Esad rejimini cevap vermeye çağırdıklarını; ancak Beşar Esad’ın ve Baas Partisi’nin taleplerine kulak asmadıklarını dile getirdi. Esad’ın taleplere katliamlar yaparak cevap verdiğini dile getiren Mecit, “Humus’ta Baas güçleri Moğollar gibi saldırdılar” dedi. Suriye yönetiminin gösterilerde ölen insanların bedenlerini ailelerine vermemek için toplu mezarlara gömeceklerini açıklayan Mecit; rejimin alenen halkını katlettiğini belirtti. Türkiye’ye seslenen Mecit, Baas rejimi üzerine baskı yapılmasını ve katliamlara son verilmesini için adım atılmasını istedi. Son olarak Mecit, “Peygamberimizin Hira Mağarası’nda dediği gibi ‘ biz ikimiz değiliz; üçüncümüz Allah’” diyerek sözlerini sonlandırdı. ABDURRAHMAN: ÖZGÜR SEÇİMLER İSTİYORUZ Antakya’da mülteci olarak bulunan Suriye İnsan Hakları Örgütünden Abdulhaviz Abdurrahman, Suriye’deki rejimin Cuma gününden beri yüzlerce kişiyi öldürdüğünü hatırlatarak, Baas güçlerinin tam anlamıyla katliam gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi. Suriye’de yaralıların sayısının bini geçtiğini ifade eden Abdurrahman, Suriye’de yolsuzlukların da devam ettiğini ifade etti. Abdurrahman taleplerini şöyle sıraladı: Suriye’de halkın taleplerine karşılık verilerek Baas tekelinin sonlandırılması Siyasi ve fikir suçlularının serbest bırakılması Kürtlere siyasi hakların verilmesi Belediye ve özgür seçimler için düzenleme yapılması TÜRKMENLER: REJİMİN ADIMLARI OLUMLU AMA YETERSİZ Suriye Türkmen Topluluğu temsilcisi Tarık Cevizci, Suriye Türklerinin şiddete başvuranları kınadıklarını dile getirdi. Vatanı yıkmanın ihanet olduğunu belirten Cevizci, gösterilere güvenlik güçlerinin tutumunun yanlış olduğunu sözlerine ekledi. Cevizci, rejim tarafından alınan son adımların olumlu ancak yeterli olmadığını dile getirdi. SİİDE: SURİYE REJİMİ MEŞRUİYETİNİ KAYBETMEDİ Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezinden Kürt araştırmacı Abdulbasık Siide “Suriye rejimi meşruiyetini kaybetmedi; zaten yoktu. Bu rejim askeri darbe ile yönetimi devraldı ve Baba Esad kendisi ile devrim yapanlara karşı devrim yaptı” dedi. Siide, “halk vatanında tam bir yabancılaşma içerisindedir” diyerek yöneticilerin kim olduğu noktasında halkın kafasında soru işaretleri olduğunu hatırlattı. “Suriye’de temel sorun baskı rejimidir, Suriye’de bir vatandaş havaalanına gittiğinde suçlu muamelesi görüyor,” diyen Siide, Baas ideolojisinin halktan tamamen koptuğunu sözlerine ekledi. Siide, Suriye ordusu içerisinde de mezhepsel bir sorun olduğunu hatırlattı ve rejimin güçlü kalabilmek için orduyu kullandığını sözlerine ekledi. Esad’a da seslenen Siide, “yönetemiyorum diyorsan görevi bırak” çağrısı yaptı. KİMLER KATILIYOR? Katılımcılar arasında Suriye İslam Alimleri Birliği Başkanı Şeyh Muhammed el Sabuni, Ahmet Ramazan, Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Muhammed Şıfki, Suriye İnsan Hakları Örgütü Başkanı Velid Saffur başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden Suriyeli temsilciler katılıyor.
Hira’dan İnkılaba: Bir öncü neslin inşası
Müşrik Aristokratlar tarafından yönetilen Darun Nedve merkezli zulüm ve sömürü düzenine karşı vahyin tevhid ve adalet mesajını gerek bire bir gerekse kitleye yönelik olarak dillendiren ilk Kur’an nesli her geçen gün yeni ihtida edenlerle güçleniyor, müşrik önderlerin baskı ve engellemeleri İslam’ın aydınlık çağrısını boğmaya yetmiyordu.
Müşrik Aristokratlar tarafından yönetilen Darun Nedve merkezli zulüm ve sömürü düzenine karşı vahyin tevhid ve adalet mesajını gerek bire bir gerekse kitleye yönelik olarak dillendiren ilk Kur’an nesli her geçen gün yeni ihtida edenlerle güçleniyor, müşrik önderlerin baskı ve engellemeleri İslam’ın aydınlık çağrısını boğmaya yetmiyordu.
Hira’dan inkılaba: Bir öncü neslin inşası
Rabbani ilkelerde sebat eden, baskılara, engellemelere ve saptırma girişimlerine karşı duruşunu bozmayan ve istikametini kaybetmeyen, sarsılmaz bir kardeşlik bağıyla birbirlerine kenetlenmiş, öncü ve önderleri olan Allah Rasulü’nü canlarından çok seven, varlarını yoklarını Allah yoluna vakfeden ilk Kur’an Nesli, gecelerini gündüze katarak çabalayıp, ağır bedeller ödeyerek İslam’ın sancağını önce Yesrib’de, ardından da baskı ve işkencelerle kovuldukları şehirlerin anası Mekke’de dalgalandırmayı başarmışlardı.
Rabbani ilkelerde sebat eden, baskılara, engellemelere ve saptırma girişimlerine karşı duruşunu bozmayan ve istikametini kaybetmeyen, sarsılmaz bir kardeşlik bağıyla birbirlerine kenetlenmiş, öncü ve önderleri olan Allah Rasulü’nü canlarından çok seven, varlarını yoklarını Allah yoluna vakfeden ilk Kur’an Nesli, gecelerini gündüze katarak çabalayıp, ağır bedeller ödeyerek İslam’ın sancağını önce Yesrib’de, ardından da baskı ve işkencelerle kovuldukları şehirlerin anası Mekke’de dalgalandırmayı başarmışlardı.
Makaleler
Hava Durumu