"Kendimizi" Arama Sonuçları
Allah'ın dini üzere mi yaşıyoruz?
Mahşerde kendi kitabımızı okuyacağız, Kur'an'ın ifade ettiği kitap. Kendi kendimizin şahidi olacağız. Ne akraba, ne dost, ne arkadaş, ne lider edindiğimiz kişi ve kişiler, tek başına, eller konuşacak, ayaklar ise şahitlik edecek.
Mahşerde kendi kitabımızı okuyacağız, Kur'an'ın ifade ettiği kitap. Kendi kendimizin şahidi olacağız. Ne akraba, ne dost, ne arkadaş, ne lider edindiğimiz kişi ve kişiler, tek başına, eller konuşacak, ayaklar ise şahitlik edecek.
“Tevhidi” tarikatlar
Kendimizi beri görsek, Kur’ani ölçüler içinde bunun tamamen yanlış bir itaat ilişkisi olduğunu dillendirsek de, şeyh-mürit ilişkisi düzleminde bir tarikat yapılanma biçiminin kendisini “tevhidi” olarak niteleyen çevrelerde de yaygın/baskın olduğunu ifade etmemiz gerekir.
Kendimizi beri görsek, Kur’ani ölçüler içinde bunun tamamen yanlış bir itaat ilişkisi olduğunu dillendirsek de, şeyh-mürit ilişkisi düzleminde bir tarikat yapılanma biçiminin kendisini “tevhidi” olarak niteleyen çevrelerde de yaygın/baskın olduğunu ifade etmemiz gerekir.
Bedir Ehli'nin sünneti ve günümüz
Burada bir sünnet var. Hz. Peygamber’in, Bedir Ehline olan muamelesi onun bir sünneti. Peygamber varisleri olduğunu iddia edenler için hem de çok kuvvetli bir sünnet... Bedir Ehli önemli, hem de çok önemli. Hele bugün, bu toplumda Müslümanların önünü açacak kapının burada olduğunu düşünüyoruz. Bedir Ehli bizim için bir süzgeç olmalı, kendimizi ve çevremizi bu süzgeçten geçirmek durumundayız.
Burada bir sünnet var. Hz. Peygamber’in, Bedir Ehline olan muamelesi onun bir sünneti. Peygamber varisleri olduğunu iddia edenler için hem de çok kuvvetli bir sünnet... Bedir Ehli önemli, hem de çok önemli. Hele bugün, bu toplumda Müslümanların önünü açacak kapının burada olduğunu düşünüyoruz. Bedir Ehli bizim için bir süzgeç olmalı, kendimizi ve çevremizi bu süzgeçten geçirmek durumundayız.
Korku üzerine
Allah korkusu hani önceliğimizdi? Ümit ve korku ile yaşayacaktık! Adem ve eşi gibi dünyada endişe taşıyıp Allah'a kul olup, O'nu razı edecek amellerle takip edecektik. "Hani ölümden değil imansız ölmekten korkacaktık." Hani kendimizi, bize verilenleri israf etmeyecektik.
Allah korkusu hani önceliğimizdi? Ümit ve korku ile yaşayacaktık! Adem ve eşi gibi dünyada endişe taşıyıp Allah'a kul olup, O'nu razı edecek amellerle takip edecektik. "Hani ölümden değil imansız ölmekten korkacaktık." Hani kendimizi, bize verilenleri israf etmeyecektik.
Kendimizi ve ailemizi ateşten korumak
Çabanın başlangıcı eve; zevceye, anaya, çocuklara ve bundan sonra da tüm aileye yönelik olmalıdır. Müslüman kadın yetiştirmeye fazlasıyla önem verilmelidir. Çünkü bu, “Müslüman bir yuva” oluşturmanın vazgeçilmez bir gereğidir. “Müslüman bir yuva” kurmak isteyen kimse, öncelikle Müslüman bir hanım bulmak zorundadır. Aksi takdirde Müslüman cemaatin kuruluşu gecikip uzayacaktır. Çünkü Müslüman hanımı olmayan bir evin, pek çok boşluk ve gediği olacaktır.
Çabanın başlangıcı eve; zevceye, anaya, çocuklara ve bundan sonra da tüm aileye yönelik olmalıdır. Müslüman kadın yetiştirmeye fazlasıyla önem verilmelidir. Çünkü bu, “Müslüman bir yuva” oluşturmanın vazgeçilmez bir gereğidir. “Müslüman bir yuva” kurmak isteyen kimse, öncelikle Müslüman bir hanım bulmak zorundadır. Aksi takdirde Müslüman cemaatin kuruluşu gecikip uzayacaktır. Çünkü Müslüman hanımı olmayan bir evin, pek çok boşluk ve gediği olacaktır.
Bir muhasebe denemesi
Biz kendimizi ne sanıyoruz? Kimi örnek alıyor, neyi temsil ediyoruz? Gerçekten biz neyiz ve kimiz? Mü’min ve Müslüman olmak bu mudur?
Biz kendimizi ne sanıyoruz? Kimi örnek alıyor, neyi temsil ediyoruz? Gerçekten biz neyiz ve kimiz? Mü’min ve Müslüman olmak bu mudur?
Ahmed Kalkan'dan Korona Virüs mesajı (VİDEO-HABER)
Koronadan kurtulmak için Allah’a yönelip tevbe etmemiz, kendimizi hesaba çekmemiz gerektiği unutuluyor, unutturuluyor. Korona insanın en fazla dünyasını mahveder, öldürür. Şirk virüsü ise, dünyada rezil bir hayata sebep olduğu gibi âhiretini tümüyle mahveder.
Koronadan kurtulmak için Allah’a yönelip tevbe etmemiz, kendimizi hesaba çekmemiz gerektiği unutuluyor, unutturuluyor. Korona insanın en fazla dünyasını mahveder, öldürür. Şirk virüsü ise, dünyada rezil bir hayata sebep olduğu gibi âhiretini tümüyle mahveder.
Mehmed Durmuş'la söyleşi: Bir Müslümanın şahsiyeti nasıl olmalıdır?
Mehmed Durmuş: Takva, dünyadan el etek çekmek, topluma karışmamak, kadının bulunduğu ortamda erkeğin, erkeğin bulunduğu ortamda kadının zinhar bulunmaması demek değildir. Bilakis, Müslüman şahsiyet hayatın tam da merkezinde yer almak durumundadır. Peygamberlerin sünneti budur. Böyle iken kendimizi haramdan korumak takvadır. Allah meleklerin takvasından değil de, insanın takvasından bahsetmektedir.
Mehmed Durmuş: Takva, dünyadan el etek çekmek, topluma karışmamak, kadının bulunduğu ortamda erkeğin, erkeğin bulunduğu ortamda kadının zinhar bulunmaması demek değildir. Bilakis, Müslüman şahsiyet hayatın tam da merkezinde yer almak durumundadır. Peygamberlerin sünneti budur. Böyle iken kendimizi haramdan korumak takvadır. Allah meleklerin takvasından değil de, insanın takvasından bahsetmektedir.
Pre-Modern darbe ve kısa vadede getirdikleri
Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı girişilen darbe, Müslümanlar olarak karşı durduğumuz birtakım değerleri meşru hale getirmemelidir. Bugüne kadar batıl dediğimiz şeyler bugün hak olmuş olamaz. Bugüne kadarki bütün iddialarımız bir anda çürümüş değildir. İslam davası, askeri darbelere kadar bir ‘şekil’, askeri darbelerden sonra başka bir ‘şekil’ alamaz. Müslümanlar olarak nazarımızda küfür, tuğyan ve hıyanetten başka bir değeri olmayan bir örgütün rejime yönelik bir kalkışması, bizleri sağcılaştırmamalıdır. Rejimin temel değerlerini yücelten söylemler çukuruna yuvarlanmaktan kendimizi korumak zorundayız. Bizim tek davamız İslam’dır. Bu, bütün nebilerin kutlu yoludur. Tek kutlu yol da işte bu yoldur.
Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı girişilen darbe, Müslümanlar olarak karşı durduğumuz birtakım değerleri meşru hale getirmemelidir. Bugüne kadar batıl dediğimiz şeyler bugün hak olmuş olamaz. Bugüne kadarki bütün iddialarımız bir anda çürümüş değildir. İslam davası, askeri darbelere kadar bir ‘şekil’, askeri darbelerden sonra başka bir ‘şekil’ alamaz. Müslümanlar olarak nazarımızda küfür, tuğyan ve hıyanetten başka bir değeri olmayan bir örgütün rejime yönelik bir kalkışması, bizleri sağcılaştırmamalıdır. Rejimin temel değerlerini yücelten söylemler çukuruna yuvarlanmaktan kendimizi korumak zorundayız. Bizim tek davamız İslam’dır. Bu, bütün nebilerin kutlu yoludur. Tek kutlu yol da işte bu yoldur.
Çanakkale geçildi! Çünkü…
Çanakkale geçildi. Hatta Çanakkale gibi onlarca yer geçildi. Ama biz “Çanakkale Geçilmez” diyerek kendimizi avuttuk durduk. Evet üstüne basa basa söylüyorum: “Çanakkale Geçildi” Bu yazımı da Çanakkale’nin nasıl geçildiğini ispatlamak için yazdım.
Çanakkale geçildi. Hatta Çanakkale gibi onlarca yer geçildi. Ama biz “Çanakkale Geçilmez” diyerek kendimizi avuttuk durduk. Evet üstüne basa basa söylüyorum: “Çanakkale Geçildi” Bu yazımı da Çanakkale’nin nasıl geçildiğini ispatlamak için yazdım.
Venhar'da "Âhirette Pişmanlık Sahneleri" konusu
Venhar Cumartesi Seminerleri, bu hafta 19:00'da Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Zülfikar Durmuş'u konuk ediyor. Durmuş'un, 'Ahirette Pişmanlık Sahneleri' konusunu ele alarak, "Din Günü"nden önce kendimizi hesaba çekmemize yardımcı olacak bir oturum yapması bekleniyor. Rabbimiz'den ahiret günü pişmanlık duyacaklarımız konusunda bizlere basiret vermesini ve o pişmanlığı yaşatmamasını niyaz ederiz...
Venhar Cumartesi Seminerleri, bu hafta 19:00'da Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Zülfikar Durmuş'u konuk ediyor. Durmuş'un, 'Ahirette Pişmanlık Sahneleri' konusunu ele alarak, "Din Günü"nden önce kendimizi hesaba çekmemize yardımcı olacak bir oturum yapması bekleniyor. Rabbimiz'den ahiret günü pişmanlık duyacaklarımız konusunda bizlere basiret vermesini ve o pişmanlığı yaşatmamasını niyaz ederiz...
Seyyid Kutub örneğinde Kur’an nesli ve yeniden diriliş
Günümüzde imanın ve İslam’ın iktidarı için çalışan Müslümanların birey ve cemaat olarak, yıkmaya çalıştıkları cahiliyeyi aynı zamanda yaşama istekleri en büyük felaketleri olacaktır. Özellikle cahiliyenin vitrini olan kadın – erkek ilişkileri, ekonomisi, siyaseti, sporu, eğlence sektörü (tv, internet, sinema vs.) bürokrasisi mücadele alanlarımız olmakla birlikte, aynı zamanda kendimizi uzak tutamadığımız, arındıramadığımız konulardır. İkame etmeye çalıştığımız İslam için devrilmesi gereken bu cahili yapılanmalarda faydalanmayı sürdürdüğümüz müddetçe imanın iktidarı gecikecek, samimiyetimiz zarar görecektir.
Günümüzde imanın ve İslam’ın iktidarı için çalışan Müslümanların birey ve cemaat olarak, yıkmaya çalıştıkları cahiliyeyi aynı zamanda yaşama istekleri en büyük felaketleri olacaktır. Özellikle cahiliyenin vitrini olan kadın – erkek ilişkileri, ekonomisi, siyaseti, sporu, eğlence sektörü (tv, internet, sinema vs.) bürokrasisi mücadele alanlarımız olmakla birlikte, aynı zamanda kendimizi uzak tutamadığımız, arındıramadığımız konulardır. İkame etmeye çalıştığımız İslam için devrilmesi gereken bu cahili yapılanmalarda faydalanmayı sürdürdüğümüz müddetçe imanın iktidarı gecikecek, samimiyetimiz zarar görecektir.
Bir ergen... Bir yalnızlık... Bir hikâye...
Günümüzde herkes maddeye yatırım yapıyor. İmkânların artırılması için çabalayıp duruyor, ama evlatlarının hayallerini konuşmayı unutuyor. Çocuğuyla oyun oynamanın, evin içinde koşturmanın, saklambaçla coşmanın, kendimizi hediye haline getirmenin inanılmaz etkisi gözden kaçırılıyor. M ile yaptığımız birkaç seans görüşmenin ardından ailesiyle de görüştük. Önce M’nin içinde hissettiği yalnızlık duygusuyla çalıştık, sonra ailesiyle arasında köprü olduk. Kuşaklararası iyi niyete rağmen devreye giren derin uçurumları kapattık. Birbirlerini dinlemeye ve duymaya başladılar. Böylece M’nin yalnızlık psikolojisi, ailenin oğullarının geleceğiyle ilgili kaygıları yatıştı.
Günümüzde herkes maddeye yatırım yapıyor. İmkânların artırılması için çabalayıp duruyor, ama evlatlarının hayallerini konuşmayı unutuyor. Çocuğuyla oyun oynamanın, evin içinde koşturmanın, saklambaçla coşmanın, kendimizi hediye haline getirmenin inanılmaz etkisi gözden kaçırılıyor. M ile yaptığımız birkaç seans görüşmenin ardından ailesiyle de görüştük. Önce M’nin içinde hissettiği yalnızlık duygusuyla çalıştık, sonra ailesiyle arasında köprü olduk. Kuşaklararası iyi niyete rağmen devreye giren derin uçurumları kapattık. Birbirlerini dinlemeye ve duymaya başladılar. Böylece M’nin yalnızlık psikolojisi, ailenin oğullarının geleceğiyle ilgili kaygıları yatıştı.
Ramazan arınma ayımız olsun
İçinde bulunduğumuz ve hızlı değişim ve dönüşümlerin gerçekleştiği dönemde, Türkiyeli Müslümanlar olarak kendimizi yeniden gözden geçirmenin, gelişen siyasal ve sosyal şartlara ilişkin yaklaşımlarımızı vahyin aydınlığında masaya yatırmanın gerekli olduğuna inanmaktayım. Kur’an’ın inzal olduğu ay olan ve hep “arınma ayı” olarak nitelendiregeldiğimiz Ramazan iklimi, böyle bir muhasebe ve arınma çabası için iyi bir fırsat olarak görülüp değerlendirilmelidir.
İçinde bulunduğumuz ve hızlı değişim ve dönüşümlerin gerçekleştiği dönemde, Türkiyeli Müslümanlar olarak kendimizi yeniden gözden geçirmenin, gelişen siyasal ve sosyal şartlara ilişkin yaklaşımlarımızı vahyin aydınlığında masaya yatırmanın gerekli olduğuna inanmaktayım. Kur’an’ın inzal olduğu ay olan ve hep “arınma ayı” olarak nitelendiregeldiğimiz Ramazan iklimi, böyle bir muhasebe ve arınma çabası için iyi bir fırsat olarak görülüp değerlendirilmelidir.
“Peygamberlere iman, Allah’ın hayata müdahalesine imandır”
"Peygamberlere İman" konusunu anlatan Şükrü Hüseyinoğlu, Peygamberlere (s) iman etmenin, Yüce Allah’ın hayata müdahil olduğuna iman etmek ve bu müdahaleye kendimizi açtığımızı, gönüllü olarak Allah’a itaat dairesinin içine girmeyi kabullendiğimizi deklare etmek demek olduğunu kaydederek "Dolayısıyla Peygamberlere ve tabi Kitaplara iman, sekülerizm ve laiklik gibi yeryüzünü Allah’sızlaştırmaya yönelik anlayışların kökünden reddi anlamına gelmektedir. Peygamberlere gereğince iman eden bir kimse, Allah’ın yeryüzüne ve yeryüzündeki her şeye müdahil olduğunu tasdik etmekte ve Allah’sız bir yeryüzü iddiasını kesin olarak reddetmiş olmaktadır" ifadelerini kullandı.
"Peygamberlere İman" konusunu anlatan Şükrü Hüseyinoğlu, Peygamberlere (s) iman etmenin, Yüce Allah’ın hayata müdahil olduğuna iman etmek ve bu müdahaleye kendimizi açtığımızı, gönüllü olarak Allah’a itaat dairesinin içine girmeyi kabullendiğimizi deklare etmek demek olduğunu kaydederek "Dolayısıyla Peygamberlere ve tabi Kitaplara iman, sekülerizm ve laiklik gibi yeryüzünü Allah’sızlaştırmaya yönelik anlayışların kökünden reddi anlamına gelmektedir. Peygamberlere gereğince iman eden bir kimse, Allah’ın yeryüzüne ve yeryüzündeki her şeye müdahil olduğunu tasdik etmekte ve Allah’sız bir yeryüzü iddiasını kesin olarak reddetmiş olmaktadır" ifadelerini kullandı.
Kayan: Davetçiye düşen gayrettir
Ramazan Kayan: Davetin bizzat kendisi, alınacak sonuçtan daha elzemdir, önemlidir, kıymetlidir. Sonuç ne olursa olsun, hezimet olabilir, elde bir kazanç görülmeyebilir; ama bu kutlu göreve her şart ve zeminde devam etmek zorundadır müminler. Ve davetçiye düşen gayrettir, hidayet değil. Zira o Allah’ın elindedir. Kendimizi yıpratmanın gereği yoktur. Karşılığı Rabbimizdendir. Davetçi insanları gütmekle değil, gözetmekle, korumakla görevlidir.
Ramazan Kayan: Davetin bizzat kendisi, alınacak sonuçtan daha elzemdir, önemlidir, kıymetlidir. Sonuç ne olursa olsun, hezimet olabilir, elde bir kazanç görülmeyebilir; ama bu kutlu göreve her şart ve zeminde devam etmek zorundadır müminler. Ve davetçiye düşen gayrettir, hidayet değil. Zira o Allah’ın elindedir. Kendimizi yıpratmanın gereği yoktur. Karşılığı Rabbimizdendir. Davetçi insanları gütmekle değil, gözetmekle, korumakla görevlidir.
İran'dan nefret edelim tamam da... Sonra?
Ümmet bilincimiz, yıllarca dilimize doladığımız kelimelerin sınavını veriyor. Dimağlarımız her zamankinden daha fazla işgal altında. Romantik rüyalar eşliğinde, tek taraflı bir muharebenin muhatapları oluyoruz. ‘Gardaş’ız derken, düşman buluyoruz kendimizi. Sinir uçlarımızla oynayanlar, büyük bir iştah ile ğayb olan duyarlılıklarımızı seyrediyorlar. Kitle iletişim araçları, dezenformasyon saçarak bizleri ‘ümmet’ten ‘kitle’ye dönüştürüyor. Bu zihnî hercümerç içerisinde, mezhepsel reflekslerimiz kendine alan açmaya başladı.
Ümmet bilincimiz, yıllarca dilimize doladığımız kelimelerin sınavını veriyor. Dimağlarımız her zamankinden daha fazla işgal altında. Romantik rüyalar eşliğinde, tek taraflı bir muharebenin muhatapları oluyoruz. ‘Gardaş’ız derken, düşman buluyoruz kendimizi. Sinir uçlarımızla oynayanlar, büyük bir iştah ile ğayb olan duyarlılıklarımızı seyrediyorlar. Kitle iletişim araçları, dezenformasyon saçarak bizleri ‘ümmet’ten ‘kitle’ye dönüştürüyor. Bu zihnî hercümerç içerisinde, mezhepsel reflekslerimiz kendine alan açmaya başladı.
Hicabı savunmaya devam edeceğiz
Azerbaycan'da tutuklanan İslam Partisi Başkanı Dr. Mövsüm Samedov’un yerine geçici başkanlığına getirilen Elçin Menafov: Karşılaştığımız bu sorun ve engellemeler bizim manevi direnicimizi kıramaz. Karşılaştığımız bu durum, hicabı savunma noktasında verdiğimiz mücadeleden dolayıdır. Biz kendimizi savunduk ve hicabı savunmaya devam edeceğiz.
Azerbaycan'da tutuklanan İslam Partisi Başkanı Dr. Mövsüm Samedov’un yerine geçici başkanlığına getirilen Elçin Menafov: Karşılaştığımız bu sorun ve engellemeler bizim manevi direnicimizi kıramaz. Karşılaştığımız bu durum, hicabı savunma noktasında verdiğimiz mücadeleden dolayıdır. Biz kendimizi savunduk ve hicabı savunmaya devam edeceğiz.
Bu Ramazan, arınma ayımız olsun
İçinde bulunduğumuz ve hızlı değişim ve dönüşümlerin gerçekleştiği dönemde, Türkiyeli Müslümanlar olarak bu açıdan kendimizi yeniden gözden geçirmenin, gelişen siyasal ve sosyal şartlara ilişkin yaklaşımlarımızı vahyin aydınlığında masaya yatırmanın gerekli olduğuna inanmaktayım. Kur’an’ın doğum ayı olan ve hep “arınma ayı” olarak nitelendiregeldiğimiz Ramazan iklimi, böyle bir muhasebe ve arınma çabası için iyi bir fırsat olarak görülüp değerlendirilmelidir.
İçinde bulunduğumuz ve hızlı değişim ve dönüşümlerin gerçekleştiği dönemde, Türkiyeli Müslümanlar olarak bu açıdan kendimizi yeniden gözden geçirmenin, gelişen siyasal ve sosyal şartlara ilişkin yaklaşımlarımızı vahyin aydınlığında masaya yatırmanın gerekli olduğuna inanmaktayım. Kur’an’ın doğum ayı olan ve hep “arınma ayı” olarak nitelendiregeldiğimiz Ramazan iklimi, böyle bir muhasebe ve arınma çabası için iyi bir fırsat olarak görülüp değerlendirilmelidir.
Müslüman gibi inanıp Firavun gibi yaşanmaz
Müslüman insanların kriterleri, bakış açıları değişiyor. Hepimiz lüks peşinde koşuyoruz. Daha fazla nasıl zengin olabiliriz diye mücadele ediyoruz. Bu hengâmede Allah’ı, peygamberi, Kuran’ı unutuyoruz. Kendimizi unutuyoruz. Kendimizden, inandıklarımızdan, kimliğimizden uzaklaşmanın bize bir katkısı olmaz, bu bizi bitirir.
Müslüman insanların kriterleri, bakış açıları değişiyor. Hepimiz lüks peşinde koşuyoruz. Daha fazla nasıl zengin olabiliriz diye mücadele ediyoruz. Bu hengâmede Allah’ı, peygamberi, Kuran’ı unutuyoruz. Kendimizi unutuyoruz. Kendimizden, inandıklarımızdan, kimliğimizden uzaklaşmanın bize bir katkısı olmaz, bu bizi bitirir.
Makaleler
Hava Durumu