
"Yoktur" Arama Sonuçları

İnananların sayısı, tüm Rasuller ve Nebiler dönemlerinde tarih boyunca genelde azınlık olarak kalmıştır. Ancak Rabbimizin hiçbir buyruğunda kemiyeti, Allah’a ‘gönülden’ boyun eğen az sayıdaki kimselere tercih ettiğine dair bir delil yoktur.

Kısacası tarihsel anlayış ve kimlikler üzere rekabet yerine, Kitab-ı Kerim'in öğrettiği velayet bilinci (Bkz: Tevbe 71. ayet) üzere hareket etmekten başka çıkar yol yoktur.

Şükrü Hüseyinoğlu: Bugün yaygın bir istikamet krizi yaşandığı, maalesef acı bir gerçektir. Rabbimiz “Haktan sonra dalâletten başka ne vardır?” (Yunus 32) buyurarak, hak ile dalâlet arasında bir “ara form” olmadığını, bir anlayış ve işleyişin ya hak, ya dalâlet olduğunu bildirdiği halde, bugün maalesef İslami bağlamından koparılmış ve tamamen reel politik bir yaklaşıma indirgenmiş bir “maslahat” algı ve söylemiyle, bâtıl bir işleyişe destekçi ve taraftar durumuna düşen ciddi bir potansiyelin varlığına tanıklık ediyor ve gerçekten çok üzülüyoruz.

Siyonist iç sahada aktif olan aktörler /gruplar yetmiş yıldır yaptıkları gibi artık ihtilaflarını idare edemiyorlar. Buna imkanları da yoktur.

Siyonizm insanlık suçudur, siyonistler insanlık düşmanı caniler ve zalimlerdir. Siyonizm yeryüzünden kazınıp atılmadıkça insanlığa huzur gelme imkanı yoktur. Siyonist işgal çetesinin kuruluş dönemini yaşayan dönemin işgal askerleri, işledikleri cinayet ve tecavüz suçlarını nasıl nasıl gülüp eğlenerek anlatıyorlar:

Terörün, yani (ölçüsüz) şiddetin esas itibariyle İslâm’da yeri yoktur. İslâm kendisini kabul ettirmek için kesinlikle şiddetten medet ummaz, ummamıştır da. Aynı zamanda terör, ikrahın en yüksek boyutlusudur ki, İslâm ikrahın en küçüğünden, en büyüğüne kadar hiçbir boyutta olanına yer vermemektedir.

Müslümanlar siyaset sahnesinde yoksa, bu bütün İslam ümmetinin -bir ferdi bile kalmamacasına- helak olduğu ya da İslam ümmetinin dünyanın bir yerine zindanlara tıkıldığı, hareket imkanlarının tamamen ellerinden alındığı gibi varsayımlarla izah edilebilir ancak. Bunun dışında Müslümanın siyasete bigane kalmasının izahı yoktur.

İslam tabiatı icabı siyasî bir dindir. Daha doğrusu İslam “siyasîdir” demeye layık tek dindir. Çünkü Allah katında İslam’dan başka din yoktur. İnsanları hak ile yönetmeye ehil olan da sadece bu dindir. İslam’ın gönderiliş amacı insanı Allah’ın boyasıyla boyamaktır. Gökler ve yeryüzü (kâinat) nasıl yaratılış yasaları gereği mutlak bir teslimiyetle Allah’a teslim olmuşlarsa, insan da aklını kullanarak Allah’a mutlak surette boyun eğmeli, gönülden teslim olmalıdır.

Bütün yol, yöntem ve vasıtalarla hayattan men ettikleri İslam'ın yerine laikliği ikame edenlerin niyetleri -Bebek’teki mücrimlerin çıplaklığı misali- bütün çıplaklığı ile hala tebarüz etmediyse, bunun artık kalplerin mühürlenmesi, gözlerin perdelenmesi ve kulaklara ağırlık vurulmasından başka bir izahı yoktur. Laiklik Allah'ın günah saydığı, haram kıldığı bütün cürümler için alan açmakta, korumalık yapmakta, haramı teşvik etmektedir.

Cuma hutbesi: Mutaffifin Düzeni Kapitalizmde Çözüm Yoktur - Şükrü Hüseyinoğlu - Kur'an Nesli İlim Merkezi - 13 Cemaziyelevvel 1443 - 17 Aralık 2021

Cuma Hutbesi: Ahde Sadakati Olmayanın İmanı Yoktur - Rıdvan Dinçer - Kur'an Nesli İlim ve Dâvet Merkezi - 7 Rebiülahir 1443 - 12 Kasım 2021

2001’de ağır bir ABD-NATO saldırı ve işgaline maruz kalan Taliban’ın, bu işgale boyun eğmeyip, 20 yıl süren zorlu, çileli, ağır bedeller gerektiren bir direnişin ardından büyük ve açık bir zafer kazanmıştır. Bu iki gerçeğin lamı, cimi yoktur. Hiçbir yorum, “stratejik değerlendirme”, komplo teorisi bu gerçekleri ortadan kaldıramaz. Saniyen ve salisen yapılacak tüm değerlendirmeler, evvelen bu gerçekleri teslim etmekle başlamalıdır ki, dikkate alınmaya layık olabilsin.

"Dijital paralarda" büyük bir belirsizlik, ğarar, yani aldanma ve tağrir olduğu, yani aldatma ihtimali büyük olduğu halde, herhangi bir güvencesi, teminat ve garantisi yoktur.

İslâm nizamındaki her tür ayrıntıya Âhiret hayatına iman açısından bakılabilir. Ahiret hayatının düşünceye bahşettiği güzellik, yücelik ve enginlik açısından, ahlâka verdiği üstünlük, arılık ve hoşgörü bakımından hak ve takva konusundaki sıkı tavsiyelerden ve insânî faaliyetlere bahşettiği samimiyet, güven ve düzenlilik zaviyesinden bakılabilir. İşte bütün bunlardan dolayı âhirete kesin bir şekilde inanılmadan İslâmî bir hayatın istikamet bulmasına imkân yoktur.

Algı yönetimleri ve manipülatörlerin neredeyse hiçbir kuralı yoktur, daha doğrusu, bütün kuralları tek bir ilkeye, tek bir inanca dayanır: Benim çıkarımla uyuşuyor mu uyuşmuyor mu?

Şimdi de okulun Sahibini tanıyalım: Rahman, Rahim olan Âlemlerin Rabbi Allah (cc) Kâinatın yegâne sahibi ve yetkilisidir. Büyüklükte eşi ve benzeri yoktur. Kâinattaki her varlık onunudur ve O’nun tasavvurundadır. Hiç kimse O’na hesap soramaz. O her an yaratma halindedir. Asla çocuk edinmemiştir. Öncesi ve sonu yoktur. Doğmamış ve doğurulamamıştır. Kâinatta ki her bir varlık O’na itaat ve tesbih eder. O hüküm ve hikmet sahibidir.

Kur’an, tamamen Allah sözüdür. Kelimelerinin seçilişi, cümlelerinin kuruluşu, âyetlerinin tertibi, lafızları ve manası ile tamamen Allah’a aittir. Bu konuda vahiy meleği ve Peygamberimiz sadece birer elçi, birer vasıtadır. “İŞTE O KİTAB (KUR’AN); ONDA ASLA ŞÜPHE YOKTUR.”(2/Bakara, 2)

"Haberiniz olsun ki ben kötü bir amaç için yola çıkmadım; zalim de değilim, bozguncu da... Kötü bir azgınlık ya da haksız bir isyan çıkarma amacında da değilim. Aksine Hz. Muhammed s.a.v. ümmetinin kötüye giden durumlarını düzeltmek için yola çıktım. Emri bil- mâruf ve nehyi ani'l- münker istemekten başka bir amacım yoktur."
Makaleler
Hava Durumu