
"adalet" Arama Sonuçları

Hep sorarım neden bir İslam beldesinde ramazan ayı gelince fiyatlar hep tavan yapar? Merhametin ve adaletin kaynağı olan bir din Ramazan’da nerede? İslam’ın ticaret ahlakı, tüketim ahlakı oruçlu iken olmayacaksa ne zaman olacak? Neden? Neden? Neden? Çünkü içimizde İslam’ın üflediği ruh değil, kokuşmuş kapitalizmin daha çok kazanma ruhu hüküm sürüyor. Hiç kusura bakmayın sokakta ve alışverişte gördüğümüz manzara bu.

Yaqeen İslami Araştırmalar Enstitüsü Başkanı ve Amerikalı insan hakları aktivisti Ömer Süleyman’a göre, boykot hareketi, ırkçılık ve baskıya karşı direnişin en güçlü araçlarından biri olduğunu kanıtlayarak sınırlar ve ideolojileri aşıyor ve insanları ortak bir adalet talebinde birleştiriyor.

80 yıldır “soykırım mağduru” denilerek küresel sistemde ayrıcalıklı bir yere konulan siyonazi işgal ve terör çetesi, 26 Ocak 2024 itibarıyla artık bir soykırım sanığı. Güney Afrika’nın başvurusunu değerlendiren Uluslararası Adalet Divanı, Gazze’de yeterli kanıt olduğuna hükmederek, siyonist çetenin soykırım suçundan yargılanmasına karar verdi.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin siyonazi çetesi aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açtığı “soykırım” davası bugün başlıyor. 2 gün sürecek duruşmalarda Güney Afrika’nın ihtiyati tedbir talebi ele alınacak. Tedbir kararı, dava yıllar sürebileceği için “İsrail’i soykırım yapmamaya ve soykırımın faillerini cezalandırmaya zorlamak” için acil bir önlem olarak görülüyor. Lahey’de bugün Güney Afrika’nın avukatları, yarın da İsrail’in avukatları sunum yapacak.

Güney Afrika yönetimi, siyonazi rejimi aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırım davası açtı.

Kolektif bilincin, akılların birleştirilmesinin, kısacası paylaşımın olmadığı bir yerde “iktidar ahlakı”ndan söz etmek beyhude olacaktır. İslam’ın asli ve asil değerlerini teşkil eden hakkaniyet ve ona dayalı adalet öğretisi, Hukukullah ve Hududullah temelinde “hukuku’l-ibad”ı (kulların hak ve hukuklarını) gözetmeyi ve yeryüzünde bu düzlemde bir işleyişi cari kılmayı öngörür.

Vahdeti İttihat ve Terakki’ye karşı yüksek perdeden muhalefet sergilese de, ciddi bir meşrutiyet savunucusudur. Aynı zamanda dönemin popüler kavramlarından olan hürriyet, adalet, müsavat, uhuvvet, ittihad-ı İslam gibi kavramları sıkça ele almış, yorumlamıştır. Vahdeti’nin düşüncesinde meşruti idare eğer temin edilmek isteniyorsa, bu ancak hürriyetle mümkün olacaktır.

İslam hak ve ona dayalı adalet eksenli bir öğretidir ve İslam'ın iktidarı da Allah'ın tüm kullarına merhamet üzere adaleti sağlamayı esas alır. Fakat bu coğrafyada yaşayanlar, bir kişinin putlaştırılıp topluma dayatılması demek olan Kemalizm dininin, batıdan ithal bâtıl öğretisi adına ne cinayetler işlediğini, ne büyük zulümler irtikap ettiğini çok iyi bilir.

“Hakka uygunluk” açısından ne yapılıp edilenlerin, ne yapılması gerekirken yapılmayanların, ne de konuşulanların ve konuşulmayanların geçer not alması mümkün değildir! Allah’ın ahkamı, yasama-yargı-yürütmede Allah’ın sınırları, her iş ve işleyişte Allah’ın ve hatırının/hatırlattıklarının birinci sıraya alınmıyor oluşları başka söze hacet bırakmıyor ki! Düşününüz “haram ama yasal” meşhur sözünü, te’vil gerekiyor mu?

Batı'da hikaye şöyle başladı: Kadın haksızlığa uğramıştır... Ona yapılan bu haksızlık da son bulmalıdır... Evet, haklı bir istek; ancak bu haksızlık nasıl son bulacak? Kadınların hak ve görevlerini hakîkat ve adâlet temelinde açıklayan ve sınırları belirleyen ilahî bir yasa var mı? Hayır... Batı'da insanlara sunulan böyle bir sistem yok.

Ahirette hiç kimseye hiç kimsenin şefaat etmesi mümkün olmayacak; buna gerek de kalmayacaktır. Çünkü hayatımız olduğu gibi ölümümüz de âlemlerin Rabbi Allaha aittir. (6/En’am, 162). Allah’a aidiz ve yine O’na döneceğiz. (2/Bakara, 156). Müminler, Allah’ın merhametinden, mağfiretinden, adaletinden kuşku duyamazlar.

Adalet; insan-eşya ilişkilerini, insanların birbirleriyle olan münasebetlerini ve insanın devletle olan alâkasını, Allah Teâlâ’nın indirdiği hükümlere göre düzenlemeye denir. Bu bir anlamda, Allahu Teâlâ’nın emrini, emrettiği şekilde yerine getirmektir.

Hutbeye kılıçla çıkma uygulamasının, Kur’an ve Rasulullah’ın pratiği (Sünnet) açısından bir dayanağı bulunmasa da, Hadîd Sûresi 25. ayetin çerçevesini çizdiği “İslam’ın egemenlik ve adaleti” öğretisiyle mutâbık bir sembolizm içerdiğini söyleyebiliriz. Söz konusu ayette Rabbimiz, insanlar arasında adaletin tesis edilmesi için Rasulleri insanlara açık belgelerle gönderdiğini, onlara Kitab ve Mizan’ı inzal ettiğini ve Kitab’ın hükmünü ve Mizan’ı egemen kılmak ve ayakta tutmak için de insanlara demiri indirdiğini bildirmektedir.

Egemenliğin, yani hükmün kaynağının insana ait olmadığı, kula kulluğun dayatılmadığı Allah’ın emir ve nehiylerinin hayatı şekillendirdiği bir düzen ve zaman diliminde muhakkak ki adalet bir güneş gibi tüm insanlığın üzerine doğacaktır!

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, 2019 yılında cezaevleri için merkezi yönetim bütçesinden 6 milyar 993 milyon 138 bin lira ayrıldığını açıkladı. Cezaevlerine 2019 yılında ayrılan bütçe, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Anayasa Mahkemesi gibi birçok kurumun yanında 6 bakanlığın bütçesini de geçti.

Neticede tamamı İbn İshak’ın anlatısına dayanan söz konusu anlatımlarda yer aldığı gibi, hakem tayin edilen Sad b. Muaz’ın hükmünün “kabilenin yetişkin tüm erkeklerinin öldürülmesi” olması ve Rasulullah’ın da bu hükmü onaylaması gibi bir anlatı, Kur’an’ın hem genel/külli adalet ve merhamet ilkelerine, hem de bu konudaki cüz’i ifadelerine açıkça aykırıdır.

Son 5 yılda 2 milyon babayı yuvasından eden 6284 sayılı kanun, korkunç etkisini günden güne artırırken, Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı 2019 yılına ilişkin veriler tüyler ürpertti. Bakanlığın yayınladığı istatistiklerde, 6284 sayılı kanun uyarınca 2019’da tam 553 bin 463 babanın, kadının beyanı esas alınarak evinden uzaklaştırıldığı belirlendi.

Nisa 135. Ayet Bağlamında Asabiyet Değil Adalet - Şükrü Hüseyinoğlu - Kur'an Nesli İlim Merkezi - 13 Muharrem 1440 / 13 Eylül 2019

Müslüman herkese son derece merhamet, adalet ve şefkatle davranması, zayıf ve muhtaç olanlarına yardım etmesi, ana ve babaya saygılı olması, onların gönüllerini kazanmaya çalışmalıdır. Eşler birbirlerine çok iyi davranmalı, çocuklarıyla, akraba ve komşularıyla da iyi geçinmeye özen göstermesi gerekir.
Makaleler
Hava Durumu