
"akla" Arama Sonuçları

Filistinli gruplar, siyonazi çetesinin Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına karşı dikkat çekmek ve uluslararası baskı oluşturmak amacıyla yarın kapsamlı bir genel grev ilan etti. Yapılan ortak açıklamada, işgal altındaki tüm Filistin topraklarında ve ülke dışındaki mülteci kamplarında hayatın tüm yönlerini kapsayan bir grev çağrısı yapıldı.

Katil İsrail savaş uçaklarının okulu üç füze ile vurduğu saldırıda en az 19 kişinin hayatını kaybettiği, 100 kişinin de yaralandığı bildirildi.

Avrupa'da neşet eden ulus-devlet anlayışı, zamanla dünyanın geri kalanına yayılmış, teker teker bütün toplumlar bu yola bile isteye girmişlerdir. Çünkü uluslararası düzende bir devlet olarak kabul edilebilmek için başta BM'nin onayından geçmek, bunun için de ön şart olarak, bir ulusa dayanmak, laiklik ve demokrasiyi kabul etmek, insan hakları, eşitlik, uluslararası hukukun üstünlüğünü kabul etmek gibi ‘amentü’ye katılmak gerekmektedir. Yola çıkan veya çıkmayı düşünen her toplumun önderleri ya bunun farkında olarak işe başlamakta ya da bir şekilde kendilerine öğretilmektedir.

Taha Suresi’nin 14. ayeti, insanlığa sunulmuş ilahi bir reçetedir. Bu reçeteye uymak, insanı hem dünyada hem de ahirette mutlu eder. Tevhidin nurunda, namazın huzurunda, kulluğun sorumluluğunda bir hayat yaşamak, insanı Allah’a yaklaştırır, ona cenneti kazandırır.

Birbirimizi dahi yaşatmayı başaramamışken İslam ve müslümanları insanlığın umudu nasıl kılacağız. Bu savaşların insanları ölüme, kalanların gittikçe İslam'dan ve Müslümanlardan uzaklaşmasına neden olduğunu ne zaman anlayacağız.

Bu ayette müminlere duâ adabı öğretilmektedir. Allah’ın öğrettiği birinci adap kul olarak O’na duâ etmemizin zaruretidir. Ayet “üd’û rabbekum” diye başlamaktadır. “De ki, duânız olmasa Rabbim size ne diye değer versin ki!” (Furkan, 77) ayeti de bu zarurete işaret buyurmaktadır. Allah’a duâ etmek kulluğun gereğidir. Duâdan kaçınmak ya cehaletten ya da tekebbürden kaynaklanır ki, her iki halde de tevhide aykırıdır.

Doğu Türkistan’da Müslümanlar için Ramazan, ibadet ve manevi huzurdan çok, yasaklar ve baskılarla anılan bir dönem haline geldi. Çin yönetimi tarafından yıllardır uygulanan kısıtlamalar nedeniyle bölgede yaşayan Müslümanlar, dini vecibelerini yerine getiremez hale geldi. Oruç, teravih namazı ve diğer ibadetler tamamen yasaklanırken, bölge halkı dini kimlikleri nedeniyle çeşitli baskılara maruz kalıyor.

Bugün Müslümanlık iddiasındaki fert ve topluluklarda yaygın şekilde gözlemlenen sorunlardan biri de, yukarıdaki değinilerimizden de anlaşılacağı gibi ulus-devletlerden bağımsızlaşmayı başaramayan iliştirilmiş (embedded) yaklaşımların varlığıdır.

Müslüman Olamayacakların "İmam" Olduğu Ülke I Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Yaqeen İslami Araştırmalar Enstitüsü Başkanı ve Amerikalı insan hakları aktivisti Ömer Süleyman’a göre, boykot hareketi, ırkçılık ve baskıya karşı direnişin en güçlü araçlarından biri olduğunu kanıtlayarak sınırlar ve ideolojileri aşıyor ve insanları ortak bir adalet talebinde birleştiriyor.

İşgal ordusunun Gazze Şeridi’ne soykırım savaşı açtığı 7 Ekim’den bu yana bir milyon İsrailli yahudinin geri dönmemek üzere işgal altındaki Filistin topraklarından ayrıldığı belirtildi.

Kıbleye yöneliş, sadece bedeni bir yönelişin çok ötesinde mahiyete sahiptir. Zira kıble, tâbi olduğun dini, izmi, ideolojiyi, ibadet ettiğin taptığın ilahı temsil eder. Kıbleye yöneliş, bir uhrevi hareket olmakla birlikte, dünyevi eylemlerini “neden”, “nasıl” ve “hangi değere” göre yapacağını belirler.

İşgayci İsrail ordusundaki üst düzey askeri kaynaklar, Hamas ve diğer Filistinli gruplar tarafından inşa edilen tünellerin hala “operasyonel ve son derece hazırlıklı olduğunu ve hatta İsrail tarafından imha edilen tünellerin yeniden faaliyete geçirildiğini” itiraf etti.

Kayseri’de Suriyelilere yönelik başlatılan saldırıları yorumlarken “ama Suriyeliler de…” diye başlayan cümleler kurmak, oynanan şeytani oyunu küresel siyaset tablosunda, bulunması gereken yere koyamamakla ilgilidir.

Kurban, seküler-dünyevi, nefsi ve şeytani ayartmalara karşı bir başkaldırıdır. Siyasi, iktisadi, hukuki ve içtimai olarak, her hususta belirleyici olan Allah’ın tarafına rücu etmektir. Nefsin tamah ettiklerinden uzaklaşıp, Allah’ın yap-yapma dediklerine yönelmektir.

İktibas Dergisi 546. sayısı ile yeniden okurları ile buluşurken, Gazze'ye duyarsız kalan ve fikren çöken batı değerlerine atıfla, 'kurak topraklar üzerinde devrilmiş bir özgürlük heykeli' kapak resmini oluşturuyor.

Filistinlilerin makus tarihi 14 Mayıs 1948'de, ondan da önce İngilizlerin Kasım 1917'de Balfour Deklarasyonunu yayınlaması ve Aralık 1917'de Filistin topraklarını ve Kudüs'ü işgal etmesi ile başlamıştı.

Müslümanlar artık sistemin tüm ayartmalarına rağmen müstakil bir duruş sergilemeli ve bütün olarak Allah’ın dini ve emirleri dışında hiçbir uzlaşmaya yanaşmamalıdır. Aksi takdirde işlenen suçların meşruiyet sağlayıcısı ve ortağı olacaktır.

Bugün için “ümmet” sözcüğü, seküler kesimlerce, kullanımı Müslümanlara terk edilmiş, onlar lehine kendilerinin kullanım hakkından feragat ettikleri bir şekle bürünmüştür. Zira seküler dünya, ümmet yerine “ulus”u doğurmuştur! En az ümmet kadar dini /Kur’ani bir kavram olan “millet”i kullanmakta hiçbir beis görmezken, bu dünya, ümmeti kullanmaktan özenle kaçınmaktadır. Bunda da, ümmet kavramının halifelik yönetimiyle olan yakın alakasından kaynaklanan tabir caizse bir kuyruk “kuyruk acısı” söz konusudur.
Makaleler
Hava Durumu