"ayetten" Arama Sonuçları
Bal arısı mı, bala üşüşen sinekler mi?
Bakın sinekgiller ailesinden kendisine bir-iki ayet vahyolunan birisi onlardan farklılaşarak arı oluyor ve neticede hem kendi ailesi hem insanlık için bu iki ayetten ötürü bir şifa üretiyor. Ürettiği çok değerli ürünü insanlar, kuşlar, hayvanlar, sinekler kısacası hepsi bu ilaçtan faydalanmak için yarışıyor.
Bakın sinekgiller ailesinden kendisine bir-iki ayet vahyolunan birisi onlardan farklılaşarak arı oluyor ve neticede hem kendi ailesi hem insanlık için bu iki ayetten ötürü bir şifa üretiyor. Ürettiği çok değerli ürünü insanlar, kuşlar, hayvanlar, sinekler kısacası hepsi bu ilaçtan faydalanmak için yarışıyor.
28 Şubat'a, Mâide Suresi 105. ayetten bakmak
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Mâide, 105) buyuruyor Rabbimiz. Şayet 28 Şubatla birlikte Müslümanlar arasında bazı zaaflar, olumsuzluklar ortaya çıktıysa, 28 Şubat bunun sebebi değil, ancak aynası olmuştur diye düşünüyorum.
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Mâide, 105) buyuruyor Rabbimiz. Şayet 28 Şubatla birlikte Müslümanlar arasında bazı zaaflar, olumsuzluklar ortaya çıktıysa, 28 Şubat bunun sebebi değil, ancak aynası olmuştur diye düşünüyorum.
28 Şubat'a, Mâide Suresi 105. ayetten bakmak
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Mâide, 105) Şayet 28 Şubatla birlikte Müslümanlar arasında bazı zaaflar, olumsuzluklar ortaya çıktıysa, 28 Şubat bunun sebebi değil, ancak aynası olmuştur diye düşünüyorum.
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Mâide, 105) Şayet 28 Şubatla birlikte Müslümanlar arasında bazı zaaflar, olumsuzluklar ortaya çıktıysa, 28 Şubat bunun sebebi değil, ancak aynası olmuştur diye düşünüyorum.
28 Şubat'a, Maide Suresi 105. ayetten bakmak
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Maide 105)
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Maide 105)
Pişman olan Kazan'ın şikayet dilekçesi kabul edilmedi
28 Şubat davasına bakan mahkeme, 'CMK'nın 243. maddesi' uyarınca şikayetten vazgeçen müştekinin tekrar katılan sıfatı alamayacağını gerekçe göstererek Şevket Kazan'ın talebini reddetti.
28 Şubat davasına bakan mahkeme, 'CMK'nın 243. maddesi' uyarınca şikayetten vazgeçen müştekinin tekrar katılan sıfatı alamayacağını gerekçe göstererek Şevket Kazan'ın talebini reddetti.
Mengüşoğlu ile "düşünmek" üzerine
Mengüşoğlu: Kişisel kanaatim odur ki Kur’an-ı Kerim’deki her altı ayetten biri insana düşünmenin muhtelif kompartımanlarından birisini harekete geçirmesine dair bir uyarı, hatırlatma ve kılavuzluk yüklüdür. Mesela Hıristiyan ve Yahudi teolojisi ve Mukaddes Kitapları incelendiğinde, orada insanın düşünme merkezine değil duyu veya duygu merkezlerine dokundurmalar vardır. Menar müfessiri Reşit Rıza’nın tespiti doğruysa o diyor ki; Kitab-ı Mukaddes’te akıl ve türevlerine dair bir kelime dahi yoktur. O muharref kitaplar baştan sona duygu yüklüdür. İnsanları duygu sömürüsüyle yakalamaya çalışır. Oysa bir de Kur’an-ı Kerim’in hem de herhangi bir suresi veya ayetler blokuna bakılsın. Aradaki fark açıkça görülecektir. Türkçede düşünce dediğimiz kelime karşılığında Kur’an Arapçası neredeyse yüze yakın kelime ve kavram kullanır. Düşünme işinin bütün inceliklerini karşılayan her durumu ayrı bir kelimeyle öğretir inananlarına.
Mengüşoğlu: Kişisel kanaatim odur ki Kur’an-ı Kerim’deki her altı ayetten biri insana düşünmenin muhtelif kompartımanlarından birisini harekete geçirmesine dair bir uyarı, hatırlatma ve kılavuzluk yüklüdür. Mesela Hıristiyan ve Yahudi teolojisi ve Mukaddes Kitapları incelendiğinde, orada insanın düşünme merkezine değil duyu veya duygu merkezlerine dokundurmalar vardır. Menar müfessiri Reşit Rıza’nın tespiti doğruysa o diyor ki; Kitab-ı Mukaddes’te akıl ve türevlerine dair bir kelime dahi yoktur. O muharref kitaplar baştan sona duygu yüklüdür. İnsanları duygu sömürüsüyle yakalamaya çalışır. Oysa bir de Kur’an-ı Kerim’in hem de herhangi bir suresi veya ayetler blokuna bakılsın. Aradaki fark açıkça görülecektir. Türkçede düşünce dediğimiz kelime karşılığında Kur’an Arapçası neredeyse yüze yakın kelime ve kavram kullanır. Düşünme işinin bütün inceliklerini karşılayan her durumu ayrı bir kelimeyle öğretir inananlarına.
Mengüşoğlu ile "düşünmek" üzerine
Mengüşoğlu: Kişisel kanaatim odur ki Kur’an-ı Kerim’deki her altı ayetten biri insana düşünmenin muhtelif kompartımanlarından birisini harekete geçirmesine dair bir uyarı, hatırlatma ve kılavuzluk yüklüdür. Mesela Hıristiyan ve Yahudi teolojisi ve Mukaddes Kitapları incelendiğinde, orada insanın düşünme merkezine değil duyu veya duygu merkezlerine dokundurmalar vardır. Menar müfessiri Reşit Rıza’nın tespiti doğruysa o diyor ki; Kitab-ı Mukaddes’te akıl ve türevlerine dair bir kelime dahi yoktur. O muharref kitaplar baştan sona duygu yüklüdür. İnsanları duygu sömürüsüyle yakalamaya çalışır. Oysa bir de Kur’an-ı Kerim’in hem de herhangi bir suresi veya ayetler blokuna bakılsın. Aradaki fark açıkça görülecektir. Türkçede düşünce dediğimiz kelime karşılığında Kur’an Arapçası neredeyse yüze yakın kelime ve kavram kullanır. Düşünme işinin bütün inceliklerini karşılayan her durumu ayrı bir kelimeyle öğretir inananlarına.
Mengüşoğlu: Kişisel kanaatim odur ki Kur’an-ı Kerim’deki her altı ayetten biri insana düşünmenin muhtelif kompartımanlarından birisini harekete geçirmesine dair bir uyarı, hatırlatma ve kılavuzluk yüklüdür. Mesela Hıristiyan ve Yahudi teolojisi ve Mukaddes Kitapları incelendiğinde, orada insanın düşünme merkezine değil duyu veya duygu merkezlerine dokundurmalar vardır. Menar müfessiri Reşit Rıza’nın tespiti doğruysa o diyor ki; Kitab-ı Mukaddes’te akıl ve türevlerine dair bir kelime dahi yoktur. O muharref kitaplar baştan sona duygu yüklüdür. İnsanları duygu sömürüsüyle yakalamaya çalışır. Oysa bir de Kur’an-ı Kerim’in hem de herhangi bir suresi veya ayetler blokuna bakılsın. Aradaki fark açıkça görülecektir. Türkçede düşünce dediğimiz kelime karşılığında Kur’an Arapçası neredeyse yüze yakın kelime ve kavram kullanır. Düşünme işinin bütün inceliklerini karşılayan her durumu ayrı bir kelimeyle öğretir inananlarına.
Alan: İslam devleti iddiasını terk edenler ABD'ye gitsin!
Hüseyin Alan: İslami kriter ve ölçüler yerine seküler kriter ve ölçüyle cahiliye toplumsal hayatında bocalayıp duranlara söylenecek bir sözümüz kaldı. Kemalist vesayetten bu kadar dertli idiyseniz, gidin Amerika’ya! Boşuna uğraşıp zaman kaybetmeyin bu sistemle! Hem gittiğinizde siz de göreceksiniz, sizin talep etiğiniz özgürlüklerin, adalet ve eşitlik taleplerinizin, laik adalet ve devlet yönetiminin gerçeği orada var. Dolayısıyla çok daha rahat bir ortam, çok daha güvenlikli bir vasat ve imkanlar orada mevcut. Bu tip dini telakki sahipleri için de bir “özgürlükler ülkesi” orası! Üstelik tekçi, ateist ve ulusalcı Avrupa’ya da hiç benzemiyor. Bizden hatırlatması."
Hüseyin Alan: İslami kriter ve ölçüler yerine seküler kriter ve ölçüyle cahiliye toplumsal hayatında bocalayıp duranlara söylenecek bir sözümüz kaldı. Kemalist vesayetten bu kadar dertli idiyseniz, gidin Amerika’ya! Boşuna uğraşıp zaman kaybetmeyin bu sistemle! Hem gittiğinizde siz de göreceksiniz, sizin talep etiğiniz özgürlüklerin, adalet ve eşitlik taleplerinizin, laik adalet ve devlet yönetiminin gerçeği orada var. Dolayısıyla çok daha rahat bir ortam, çok daha güvenlikli bir vasat ve imkanlar orada mevcut. Bu tip dini telakki sahipleri için de bir “özgürlükler ülkesi” orası! Üstelik tekçi, ateist ve ulusalcı Avrupa’ya da hiç benzemiyor. Bizden hatırlatması."
Bulaç'tan "hermenötik" eleştirileri
Bulaç, yorumlamada öznel deneyimi ve anlamlandırmayı esas alan hermenötik biliminin, kişiyi, Kur’ân’da yer alan ayetlerin açıklaması sırasında “bir ayetten Allah’ın, bir hadisten Hz. Peygamber (s.a.v.)’in neyi kastettiğini Allah’tan ve Hz. Peygamber(s.a.v.)’den daha iyi bilmek” gibi bir yanılgıya düşürebileceğini vurgulayıp bu konuda çok dikkatli olunmasının gerekliliğinin altını kalınca çiziyor.
Bulaç, yorumlamada öznel deneyimi ve anlamlandırmayı esas alan hermenötik biliminin, kişiyi, Kur’ân’da yer alan ayetlerin açıklaması sırasında “bir ayetten Allah’ın, bir hadisten Hz. Peygamber (s.a.v.)’in neyi kastettiğini Allah’tan ve Hz. Peygamber(s.a.v.)’den daha iyi bilmek” gibi bir yanılgıya düşürebileceğini vurgulayıp bu konuda çok dikkatli olunmasının gerekliliğinin altını kalınca çiziyor.
28 Şubat'a, Maide Suresi 105. ayetten bakmak
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Maide 105)
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Maide 105)
28 Şubat'a nasıl bakmalıyız?
Tarihte çokça örneği bulunan İslam düşmanlarının çağdaş örneklerinin zorbalık ve zulümlerini gündeme getirirken, Müslümanlar olarak taşıdığımız sorumlulukları ve eğer bir sorunla karşı karşıya bulunuyorsak, bir sürecin olumsuz etkilerinden söz ediyorsak, bu sorun ve olumsuz etkilerde bizlerin ne gibi bir paya sahip olduğumuzu belirlememiz ve çözüme buradan yol almamız gereğini ihmal etmememiz gereği üzerinde durmakta fayda görüyorum. Bu çerçevede, Maide Suresi 105. ayetten yola çıkarak, 28 Şubat sürecinin Müslümanlar üzerinde oluşturduğu varsayılan olumsuz etkilerin, 28 Şubat süreci denilen bu “dış müdahale”den mi, yoksa bünyesel zaaflardan mı kaynaklandığını tartışmak niyetindeyim.
Tarihte çokça örneği bulunan İslam düşmanlarının çağdaş örneklerinin zorbalık ve zulümlerini gündeme getirirken, Müslümanlar olarak taşıdığımız sorumlulukları ve eğer bir sorunla karşı karşıya bulunuyorsak, bir sürecin olumsuz etkilerinden söz ediyorsak, bu sorun ve olumsuz etkilerde bizlerin ne gibi bir paya sahip olduğumuzu belirlememiz ve çözüme buradan yol almamız gereğini ihmal etmememiz gereği üzerinde durmakta fayda görüyorum. Bu çerçevede, Maide Suresi 105. ayetten yola çıkarak, 28 Şubat sürecinin Müslümanlar üzerinde oluşturduğu varsayılan olumsuz etkilerin, 28 Şubat süreci denilen bu “dış müdahale”den mi, yoksa bünyesel zaaflardan mı kaynaklandığını tartışmak niyetindeyim.
28 Şubat'a Maide 105. ayetten bakmak
28 Şubat sürecinin Müslümanlar üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri de ancak, sebep-sonuç ilişkisi bağlamında ve projektörleri öncelikle bünyeye tutmak suretiyle doğru okuyabilir ve bu okumadan yola çıkarak söz konusu etkilerin bertaraf edilmesine çalışabiliriz. Çünkü tedavide ilk adım, doğru teşhistir. Teşhisin doğru olması, tedavide doğru yol almayı getirir.
28 Şubat sürecinin Müslümanlar üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri de ancak, sebep-sonuç ilişkisi bağlamında ve projektörleri öncelikle bünyeye tutmak suretiyle doğru okuyabilir ve bu okumadan yola çıkarak söz konusu etkilerin bertaraf edilmesine çalışabiliriz. Çünkü tedavide ilk adım, doğru teşhistir. Teşhisin doğru olması, tedavide doğru yol almayı getirir.
Türkiye'deki Çeçenler soruyor: Sıra hangimizde?
İstanbul'da 5 ay içinde üç Çeçen katledildi. Şüpheler Rus istihbaratı üzerinde yoğunlaşırken geçen hafta öldürülen Ali Osaev'in yardımcısı Müslüm C., "Rus istihbaratının 30 kişilik timi Türkiye'de cirit atıyor. Her cinayetten sonra 'sıra hangimizde' diyoruz. Türkiye önlem almalı" dedi.
İstanbul'da 5 ay içinde üç Çeçen katledildi. Şüpheler Rus istihbaratı üzerinde yoğunlaşırken geçen hafta öldürülen Ali Osaev'in yardımcısı Müslüm C., "Rus istihbaratının 30 kişilik timi Türkiye'de cirit atıyor. Her cinayetten sonra 'sıra hangimizde' diyoruz. Türkiye önlem almalı" dedi.
Makaleler
Hava Durumu