"belgeseli" Arama Sonuçları
Seyyid Kutub Belgeseli (VİDEO)
Bugün Seyyid Kutub'un şehadetinin 57. yıldönümü. Bu vesileyle, Kur'an Nesli İlim Merkezi olarak hazırladığımız "Seyyid Kutub Belgeseli'ni ilginize sunuyoruz...
Bugün Seyyid Kutub'un şehadetinin 57. yıldönümü. Bu vesileyle, Kur'an Nesli İlim Merkezi olarak hazırladığımız "Seyyid Kutub Belgeseli'ni ilginize sunuyoruz...
Seyyid Kutub Belgeseli (VİDEO)
Kur'an Nesli İlim Merkezi olarak hazırladığımız "Seyyid Kutub Belgeseli'ni ilginize sunuyoruz...
Kur'an Nesli İlim Merkezi olarak hazırladığımız "Seyyid Kutub Belgeseli'ni ilginize sunuyoruz...
Doğu Türkistan belgeseli: Toplama kamplarının tanıkları anlatıyor (VİDEO)
Doğu Türkistan'daki Çin toplama kamplarının tanıkları anlatıyor…
Doğu Türkistan'daki Çin toplama kamplarının tanıkları anlatıyor…
Belgesel: Şucaiyye katliamı (VİDEO)
Siyonist işgal rejiminin geçtiğimiz hafta Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde yaptığı katliamın korkunç görüntüleri... El Cezire kanalının belgeselini dikkatlerinize sunuyoruz:
Siyonist işgal rejiminin geçtiğimiz hafta Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde yaptığı katliamın korkunç görüntüleri... El Cezire kanalının belgeselini dikkatlerinize sunuyoruz:
Şehid Metin Yüksel belgeseli (VİDEO)
Şehadet yıldönümünde Metin Yüksel belgeselini dikkatlerinize sunuyoruz...
Şehadet yıldönümünde Metin Yüksel belgeselini dikkatlerinize sunuyoruz...
Alevi belgeselinin yönetmenine göre Alevilik...
"Alevilik hem zahiri yönden hem de batıni yönden işleyen bir inançtır. Batıni yanı inancın gerçek ilmini, bilgisini oluşturur. Aleviler yokluktan varoluşa inanmaz. Varlığın kendi iç disiplinindeki varoluş gerçekliğini bilir. Varlık, özelde de insan oluşumunda dört elementin birliğini temel alır. Havadan, ateşten, sudan ve topraktan kalıbı tutar insanın."
"Alevilik hem zahiri yönden hem de batıni yönden işleyen bir inançtır. Batıni yanı inancın gerçek ilmini, bilgisini oluşturur. Aleviler yokluktan varoluşa inanmaz. Varlığın kendi iç disiplinindeki varoluş gerçekliğini bilir. Varlık, özelde de insan oluşumunda dört elementin birliğini temel alır. Havadan, ateşten, sudan ve topraktan kalıbı tutar insanın."
Suriyeli doktorlar yaşananları anlatıyor (VİDEO)
Batılı bir gazeteci tarafından hazırlanan Suriye Belgeseli, özellikle hastanelerden görüntülere yer veriyor. Yaralıları tedavi etmek için güvenli bölgelere gitmeyi reddeden doktorların, imkansızlıklara ve sürekli hastanelerin bombalanmasına, doktorların öldürülmesine rağmen verdiği mücadele anlatılıyor. Kusayr, Humus, Halep’ten çok çarpıcı karelerin yer aldığı belgesel, IncaNews tarafından Türkçe altyazı eklenerek yayınlandı. Dpktorlar, Baas ordusunun vahşetini anlatırken askerlerin hastaneleri hergün ateş altında tuttuğunu söylüyor.
Batılı bir gazeteci tarafından hazırlanan Suriye Belgeseli, özellikle hastanelerden görüntülere yer veriyor. Yaralıları tedavi etmek için güvenli bölgelere gitmeyi reddeden doktorların, imkansızlıklara ve sürekli hastanelerin bombalanmasına, doktorların öldürülmesine rağmen verdiği mücadele anlatılıyor. Kusayr, Humus, Halep’ten çok çarpıcı karelerin yer aldığı belgesel, IncaNews tarafından Türkçe altyazı eklenerek yayınlandı. Dpktorlar, Baas ordusunun vahşetini anlatırken askerlerin hastaneleri hergün ateş altında tuttuğunu söylüyor.
Suriyeli mülteciler belgeseli (VİDEO)
İHH İnsani Yardım Vakfı’nın yapımını üstlendiği ve yönetmenliğini Emre Karapınar’ın yaptığı ”Bekleyiş” adlı belgesel, Mart 2011’de Suriye’de başlayan olaylardan sonra ülkelerinden kaçarak Türkiye’ye sığınan mültecileri anlatıyor...
İHH İnsani Yardım Vakfı’nın yapımını üstlendiği ve yönetmenliğini Emre Karapınar’ın yaptığı ”Bekleyiş” adlı belgesel, Mart 2011’de Suriye’de başlayan olaylardan sonra ülkelerinden kaçarak Türkiye’ye sığınan mültecileri anlatıyor...
Ahmet Varol: BM gözlemcileri belgesel mi çekecek?
O zaman gönderilen heyet sadece belgesel çekmek üzere gitmiş olacaktır. Hiç olmazsa Baas vahşetinin belgeselini çekip de dünya kamuoyunu bu konuda aydınlatmak ve mazlum Suriye halkına karşı katil Baas rejiminin yanında duranların ne kadar çirkin bir iş yaptıklarını belgeleyen zulüm uygulamalarını ifşa etseler! Ama öyle bir niyetlerinin de olmadığı anlaşılıyor. BM gözlemci heyeti de Arap Birliği'nin daha önce gönderdiği heyetin yaptığının bir benzerini yapmasın.
O zaman gönderilen heyet sadece belgesel çekmek üzere gitmiş olacaktır. Hiç olmazsa Baas vahşetinin belgeselini çekip de dünya kamuoyunu bu konuda aydınlatmak ve mazlum Suriye halkına karşı katil Baas rejiminin yanında duranların ne kadar çirkin bir iş yaptıklarını belgeleyen zulüm uygulamalarını ifşa etseler! Ama öyle bir niyetlerinin de olmadığı anlaşılıyor. BM gözlemci heyeti de Arap Birliği'nin daha önce gönderdiği heyetin yaptığının bir benzerini yapmasın.
Dersim katliamına katılan askerlerin ifadeleri kan donduruyor
"Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1937-1938 yılında Dersim'de meydana gelen olaylar için "katliam" ifadesini kullanmasından sonra o günlere ait belgeler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Buna benzer bir açıklamayı daha önce de İhsan Sabri Çağlayangil yapmıştı, mağaralara kaçan insanlar dışarı çıkarmak için zehirli gaz bombalarını atıklarını söylüyordu. O dönem Dersim harekatında yer alan emekli generallerden Muhsin Batur ise "Anılar ve Görüşler" adlı kitabında katliamı doğrularcasına "okuyucularımdan özür diliyor ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum" diyecekti. Son olarak "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten. HAREKATA KATILAN İKİ ASKER KONUŞTU Ve şimdi Dersim'de isyanın var olup olmadığı, katliam yaşandı mı tartışmalarının odağında yönetmen Özgür Fındık "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselle karşımıza çıkıyor. 5 Mayıs'ta Bilgi Üniversitesi'nde galası yapılacak olan belgeselde Dersim katliamında sürgüne gidenler, gittikleri yerlerden acı ve gözyaşlarıyla "yaşanılanları" ve "sürgünleri" anlatıyor. Belgeselin en önemli yanı ise o dönemde Dersim'deki harekata katılmış orduda görevli iki askerin anlatımı. Askerlerden birinin adı Haydar Dede. Belgesele konuşan Hayder Dede anlatıyor: "Bir alay komutanımız geldi, Konya'dan. Dedi ki; 'Arkadaşlar, vatandaşlar dünyada dört hain vardır' dedi. 'Biliyor musunuz?' Biz nereden bilelim dört haini. 'bak' dedi. 'Biri fani (veya vali), biri kurt, biri domuz, biri de Kürt' dedi. Bu dördünü de aynı anda söyledi.""Adamları vurduk, vurdular. Şimdi şöyle kol kola taktılar. Şöyle kol kola taktılar beş yüz, alt yüz kişiyi ağır makineli tüfeklerle şöyle öldürdüler. Harçik ırmağına koydular, ırmak kıpkırmızı aktı. Yanız bir kadın kendisini suya attı, kaçtı kurtuldu." Yine Haydar Dede adlı asker anlatıyor: "Bomba atıp içeri girdiler. Yetmiş üç kişiyi içerden çıkardılar, yedisi erkekmiş. Gerisi kadın ve çocuk." Belgesele konuşan askerler birisi de Eskeri Akyol. Dersim olaylarının yaşandığı dönem 2. Tabur 9. Bölük'te askerlik yapan 101 yaşındaki Eskeri Akyol, yaşanılanları vahşet olarak nitelendiriyor begeselde... 74 yıl sonra konuşan Akyol, Dersim'e Diyarbakır'dan 7 gün 7 gece yürüyerek gittiklerini söylüyor: "Gittikten sonra bizi Ali Boğazı'na verdiler. Gittiğimizde askerler evleri yakıyordu. Ulaştıkları tüm evleri yakıyorlardı..." Katliamdan kurtulabilenlerin mağaralara saklandıklarını, kimisinin ise Munzur nehrini aşarak İngilizlere ve Ruslara sığındıklarını anlatıyor Akyol... "ÜZERLERİNE GAZYAĞI DÖKÜP YAKIYORLARDI" Mağaralara girmekten korkuyorlarmış askerler, ama "girin" talimatı üzerine askerler mağaraları ateşe veriyor; bu kısmı Akyol şu sözlerle anlatıyor: "Bombaları atmak zorundaydık mağaralara. Sonra gidip baktığımızda öyle çoğu yaşlı benim gibi. Getirip üst üste yığıyordu askerler ve üzerlerine gazyağı döküp ateşliyorlardı... Öyle canlı canlı..." Eskeri Akyol anlatıyor yine: "Çok öldürüldüler! Askerlerden de, ahaliden de çok insan öldürüldü. Yukarı Kutu deresinde ceset kokusundan durulamıyordu. İnsanları öldürüp atmşlardı.Öylesine felaket görülmemiştir. Askerler Allah'ın merine karşı geliyorlardı ha..." Askeri Akyol, röportajı yapan muhabirin "Tahminen kaç kişi öldürdünüz?" sorusuna, "Valla ne bileyim işte koşturarak ateş ediyorduk... Kalkıp yalan mı söyleyeyim. Askerdik 'ateş' dediklerinde mecburduk ateş etmeye..." sözleriyle cevaplıyor. Akyol yutkunarak, gözyaşlarını akıtarak anlatıyor vahşeti... Zamanla öldürmelerin son bulduğunu ve sürgünlerin başladığını söylüyor. Kaynak: Milliyet
"Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1937-1938 yılında Dersim'de meydana gelen olaylar için "katliam" ifadesini kullanmasından sonra o günlere ait belgeler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Buna benzer bir açıklamayı daha önce de İhsan Sabri Çağlayangil yapmıştı, mağaralara kaçan insanlar dışarı çıkarmak için zehirli gaz bombalarını atıklarını söylüyordu. O dönem Dersim harekatında yer alan emekli generallerden Muhsin Batur ise "Anılar ve Görüşler" adlı kitabında katliamı doğrularcasına "okuyucularımdan özür diliyor ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum" diyecekti. Son olarak "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten. HAREKATA KATILAN İKİ ASKER KONUŞTU Ve şimdi Dersim'de isyanın var olup olmadığı, katliam yaşandı mı tartışmalarının odağında yönetmen Özgür Fındık "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselle karşımıza çıkıyor. 5 Mayıs'ta Bilgi Üniversitesi'nde galası yapılacak olan belgeselde Dersim katliamında sürgüne gidenler, gittikleri yerlerden acı ve gözyaşlarıyla "yaşanılanları" ve "sürgünleri" anlatıyor. Belgeselin en önemli yanı ise o dönemde Dersim'deki harekata katılmış orduda görevli iki askerin anlatımı. Askerlerden birinin adı Haydar Dede. Belgesele konuşan Hayder Dede anlatıyor: "Bir alay komutanımız geldi, Konya'dan. Dedi ki; 'Arkadaşlar, vatandaşlar dünyada dört hain vardır' dedi. 'Biliyor musunuz?' Biz nereden bilelim dört haini. 'bak' dedi. 'Biri fani (veya vali), biri kurt, biri domuz, biri de Kürt' dedi. Bu dördünü de aynı anda söyledi.""Adamları vurduk, vurdular. Şimdi şöyle kol kola taktılar. Şöyle kol kola taktılar beş yüz, alt yüz kişiyi ağır makineli tüfeklerle şöyle öldürdüler. Harçik ırmağına koydular, ırmak kıpkırmızı aktı. Yanız bir kadın kendisini suya attı, kaçtı kurtuldu." Yine Haydar Dede adlı asker anlatıyor: "Bomba atıp içeri girdiler. Yetmiş üç kişiyi içerden çıkardılar, yedisi erkekmiş. Gerisi kadın ve çocuk." Belgesele konuşan askerler birisi de Eskeri Akyol. Dersim olaylarının yaşandığı dönem 2. Tabur 9. Bölük'te askerlik yapan 101 yaşındaki Eskeri Akyol, yaşanılanları vahşet olarak nitelendiriyor begeselde... 74 yıl sonra konuşan Akyol, Dersim'e Diyarbakır'dan 7 gün 7 gece yürüyerek gittiklerini söylüyor: "Gittikten sonra bizi Ali Boğazı'na verdiler. Gittiğimizde askerler evleri yakıyordu. Ulaştıkları tüm evleri yakıyorlardı..." Katliamdan kurtulabilenlerin mağaralara saklandıklarını, kimisinin ise Munzur nehrini aşarak İngilizlere ve Ruslara sığındıklarını anlatıyor Akyol... "ÜZERLERİNE GAZYAĞI DÖKÜP YAKIYORLARDI" Mağaralara girmekten korkuyorlarmış askerler, ama "girin" talimatı üzerine askerler mağaraları ateşe veriyor; bu kısmı Akyol şu sözlerle anlatıyor: "Bombaları atmak zorundaydık mağaralara. Sonra gidip baktığımızda öyle çoğu yaşlı benim gibi. Getirip üst üste yığıyordu askerler ve üzerlerine gazyağı döküp ateşliyorlardı... Öyle canlı canlı..." Eskeri Akyol anlatıyor yine: "Çok öldürüldüler! Askerlerden de, ahaliden de çok insan öldürüldü. Yukarı Kutu deresinde ceset kokusundan durulamıyordu. İnsanları öldürüp atmşlardı.Öylesine felaket görülmemiştir. Askerler Allah'ın merine karşı geliyorlardı ha..." Askeri Akyol, röportajı yapan muhabirin "Tahminen kaç kişi öldürdünüz?" sorusuna, "Valla ne bileyim işte koşturarak ateş ediyorduk... Kalkıp yalan mı söyleyeyim. Askerdik 'ateş' dediklerinde mecburduk ateş etmeye..." sözleriyle cevaplıyor. Akyol yutkunarak, gözyaşlarını akıtarak anlatıyor vahşeti... Zamanla öldürmelerin son bulduğunu ve sürgünlerin başladığını söylüyor. Kaynak: Milliyet
Makaleler
Hava Durumu