
"bulunuyor" Arama Sonuçları

Gazze ile Dayanışma gayesiyle 2 Mart’ta İstanbul Çamlıca Camii Konferans Salonunda bir gece düzenleniyor. Bir grup İslami kuruluş tarafından düzenlenen programın katılımcıları arasında İktibas Dergisi, Venhar, Kur’an Yurdu, Kur'an Nesli, Yeni Nesil İnsani Yardım Derneği, Yetim Derneği ve Darusselam da bulunuyor.

Sağlık Bakanlığı sözcüsü Dr. Eşref El-Kudra dün (7 Aralık Perşembe) düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, işgal güçlerinin 7 Ekim'den bu yana gerçekleştirdikleri saldırılarda tespit edilen şehit sayısının 7 binden fazlası çocuk olmak üzere 17 bin 177 olduğunu yaralı sayısının ise 46 bini geçtiğini dile getirdi. Ayrıca enkaz altında da binlerce mazlumun naaşı bulunuyor.

Seçimin kazananları arasında başat aktörlerden birinin de finans kapitalizmi olduğunu hassaten belirtmemiz gerekir. Ki finans kapitalizminin “seçim zaferi”, seçim öncesinde ilan edilmiş bir neticeydi. Zira her iki ittifak da, seçim öncesi deklare ettikleri ekonomi kadrolarıyla finans kapitalizme tam teslimiyet mesajı vermiş bulunuyorlardı.

Rasulullah (a.s.)'ın Mekke'den Medine'ye hicreti milat alınarak Ömer (r.a.) döneminde belirlenen hicri takvimde 1445. yıla girmiş bulunuyoruz. Rabbimizden yeni yılın tüm Müslümanlara ve insanlığa hayır getirmesini niyaz ediyoruz.

İpi göğüsleyen taraf rejimi 2023, 2053, 2071 gibi hedeflerine taşıma ihalesini almış olacak. Tabii ki sonuç ne olursa olsun “büyük ikramiye” yine düzenin hanesine yazılacak. Bu “seçimler”in gündemi ise başından “sistem tartışması” olarak konumlandırılmış bulunuyor.

Cübbesiyle nam salmış bir kişi şeytanın bütün bu görevlerini fazlasıyla yerine getirmektedir. Bu cübbeli İblis Kur’an’dan istediği ayeti ahlaksız ve ahmakça safsatalarına alet edebiliyor, İslam’ın tertemiz akidesine karşı istediği imansızlık zehrini kusabiliyor, istediği zaman istediği hezeyanı savurabiliyor. Kur’an’ın tanımıyla, kendisi gibi cin ve ins şeytanları zümresine vahiyler indiriyor / telkinlerde bulunuyor.

Birleşmiş Milletler temsilcisi Wennesland, BMGK’da verdiği brifingde, siyonist İsrail işgali altındaki Filistin topraklarında 670 bin yahudi yerleşimcinin bulunduğunu söyledi.

Suudi Arabistan’da eğlence sektörü bizzat devlet eliyle organize ediliyor ve bu işin başında da Turkî Âl-i Şeyh adında biri bulunuyor. Resmî olarak “Eğlence Heyeti” (Hey’etu’t-Terfîh) isimli bir kurumun başkanlığını yapan Âl-i Şeyh, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın (MbS) en yakın adamlarından ve “bakan düzeyinde baş danışman” statüsünde. “Terfîh” kelimesi genel anlamda eğlence sektörünün bütün kollarını kapsayan nötr bir anlama sahipken, Âl-i Şeyh’in yönetiminde ülkenin gelenekleriyle savaşan ve Suudi gençleri kestirme yollardan “modernleştiren” bir içeriğe bürünmüş. “Terfîhe karşı değiliz, ama İslâm ahlâkını da korumalıyız” diyen çok sayıda Suudi âlim ve kanaat önderi, şu anda hapiste. Onlardan biri de, Kâbe’nin sevilen imamlarından Şeyh Sâlih Âl-i Tâlib.

Bazen vermediğimiz veya almadığımız bir selâmla, bazen saklayamadığımız bir küçümsemeyle, bazen müstehzi bir gülüşle, kimi zaman da sosyal medyada paylaştığımız ve birilerini ne kadar inciteceğini düşünmediğimiz bir espriyle hepimiz kutuplaşmaya katkıda bulunuyoruz.”

İzzeddin Kassam, 1935'te beraberindeki bazı mücahitlerle birlikte silah eğitimi için Cenin yakınlarındaki Ya'bed dağına çıktığı sırada İngiliz işgalcilere casusluk yapan biri tarafından yeri ihbar edildi. İngiliz işgalciler 500 kişilik bir mücehhez birlikle onu karadan ve havadan muhasaraya aldılar. Kendisine teslim olması çağrısında bulundular. Ancak Kassam ve beraberindekiler işgalcilere teslim olmayı değil karşı koymayı tercih ettiler. Bu kuşatma esnasında İzzeddin Kassam'ın beraberinde sadece 14 mücahit bulunuyordu.

İktibas Dergisi 498. sayısı ile okurlarına ulaştı. Bu sayının yorumunda “Devlet neden otoriterleşme gereği duyar?” başlığı yer alırken, kavram bölümünde ise “İlimde rüsûh” üzerine bir inceleme bulunuyor.

Gelip kapımıza dayanmış olmasına rağmen Ramazan niçin gündemimizde yok? Şükrü Hüseyinoğlu işte bu sorunun cevabı mahiyetinde kısa bir hasbihalde bulunuyor:

Süleyman S. Öğün, "Virüs Tarihi Değiştirir mi?" başlıklı yazısında kapitalizme dair önemli çözümlemelerde bulunuyor. "Lâikleşmenin ve sekülerleşmenin feriştahı evvel emirde ekonomidir. Ekonominin lâikleşmesi, yâni dinlerin icaplarından kopması mutaddır ve bu hudutsuz bir eksende cereyan eder" ifadelerini kullanan Öğün, "Dindarlık ile kapitalizmin harmanlanması, kapitalizmin gerekleriyle uyumlu dinsel sekteryen yorumların tutkallarıyla yapıştırılmıştır. Hâsılı, elyevm baskın olan, dinlerle uyumlu kapitalizm değil; kapitalizm ile uyumlu, değilse uyumlulaştırılmış dinlerdir" diyor.

Ülkemizde son dönemde bağımlılıklar ürkütücü boyutlara ulaştı. Ülkemizde 2 milyon alkol, 2 milyon sanal kumar, 3 milyon teknoloji ve 1 milyon 300 bin uyuşturucu madde bağımlısı bulunuyor. Cinayetlerin yüzde 60’ının, saldırıların yüzde 40’ının, tecavüzlerin yüzde 33’ünün alkol ve madde kullanımıyla doğrudan bağlantılı olduğunu belirtiliyor.

Kırşehir'de ikamet eden Ramazan Sallabaş abimizin babası Kemal amcamız ve İstanbul'da ikamet eden Hamza Er kardeşimizin annesi Elmas teyzemizin vefat haberlerini teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Rabbimizden merhum ve merhumeye rahmet, yakınlarına sabır niyaz ediyoruz.

Afyon Kocatepe Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Mücahit Gültekin’le, mevcut aile ve kadın politikaları üzerine söyleşi gerçekleştirdik. Gültekin, “Aile politik bir mesele ve iktidarla ilişkili; iktidar kendisine anne-babayı şerik olarak görmek istemiyor. Hem ulusal, hem de küresel patronlar çocuğu doğrudan kontrol etmek ve anne-babayı devreden çıkarmak istiyor” tesbitinde bulunuyor.

Yeni Zelanda'nın ChristChurch kentindeki iki camiye, cuma namazı sırasında silahlı saldırı düzenlendi. Saldırılarda en az 49 Müslüman katledilirken çok sayıda da yaralı bulunuyor.

Keşmir dünyanın en yoğun militarize edilmiş bölgesi. Bölgede tam 700.000’den fazla asker bulunuyor ki bu da dünyadaki en büyük asker-sivil oranını oluşturuyor.

İktibas, Şubat sayısında kapak konusu olarak D.Trump'ın Türkiye'ye yönelik ekonomik yıkım tehdidini kapağına taşımış. Dergide bu ay, derginin kurucusu Ercümend Özkan’ın oğlu ile yapılmış uzun bir röportaj da bulunuyor. Bir baba, eş, aile reisi, iş sahibi ve tabii ki dava adamı olarak Ercümend Özkan’ın konuşulduğu röportaj iki bölüm halinde okuyucuya sunuluyor.

Öncelikle ifade etmek gerekir ki, ilk “Kur’an toplumu”nu oluşturan mü’minlerin hepsi Kur’an’ı anlamak, öğüt almak ve yaşamak amacıyla okuyorlardı. İslami şahsiyeti ve hayatın bütün alanlarını vahiyle inşa etmek amacıyla tertil üzere Kur’an okuyor (Müzzemmil, 73/4; Ahzab, 33/34), Rasûlullah’tan (s) kitabın ve hikmetin eğitimini alıyorlardı. (Cuma Suresi, 62/2; Bakara, 2/129, 151; Âl-i İmran, 3/164). Bütün mü’minler okuyup eğitimini aldıkları Kur’an’dan anladıklarını, fıkhettiklerini hayatlarına taşımaya çalışıyor, birbirleriyle de fikir teatisinde bulunuyorlardı.
Makaleler
Hava Durumu