"dokundu" Arama Sonuçları
Şükür: Nimetlerin kadrini bilmek
Sayısız nimetin kendisine bahşedildiği insan, aldığı ve verdiği her nefeste, işittiği her seste, gördüğü her şeyde, tattığı her lezzette, dokunduğu her nesnede, kavradığı, idrak edebildiği her gerçekte bu kabiliyetleri kendisine veren Allah’ı anmalı, kendi âcizliğinin farkına varmalı ve kendisine hayat bahşettiği için Yüce Yaratan’a şükran duymalıdır. Unutmamalıdır ki, sadece kendisi değil melekler de dâhil olmak üzere yedi kat göklerde ve yerde bulunan bütün varlıklar hamd ile Allah’a karşı minnettarlıklarını dile getirmektedirler. Dolayısıyla hamdeden bir kul olmak kâinat bütününün anlamlı bir parçası olmak demektir.
Sayısız nimetin kendisine bahşedildiği insan, aldığı ve verdiği her nefeste, işittiği her seste, gördüğü her şeyde, tattığı her lezzette, dokunduğu her nesnede, kavradığı, idrak edebildiği her gerçekte bu kabiliyetleri kendisine veren Allah’ı anmalı, kendi âcizliğinin farkına varmalı ve kendisine hayat bahşettiği için Yüce Yaratan’a şükran duymalıdır. Unutmamalıdır ki, sadece kendisi değil melekler de dâhil olmak üzere yedi kat göklerde ve yerde bulunan bütün varlıklar hamd ile Allah’a karşı minnettarlıklarını dile getirmektedirler. Dolayısıyla hamdeden bir kul olmak kâinat bütününün anlamlı bir parçası olmak demektir.
Mengüşoğlu ile "düşünmek" üzerine
Mengüşoğlu: Kişisel kanaatim odur ki Kur’an-ı Kerim’deki her altı ayetten biri insana düşünmenin muhtelif kompartımanlarından birisini harekete geçirmesine dair bir uyarı, hatırlatma ve kılavuzluk yüklüdür. Mesela Hıristiyan ve Yahudi teolojisi ve Mukaddes Kitapları incelendiğinde, orada insanın düşünme merkezine değil duyu veya duygu merkezlerine dokundurmalar vardır. Menar müfessiri Reşit Rıza’nın tespiti doğruysa o diyor ki; Kitab-ı Mukaddes’te akıl ve türevlerine dair bir kelime dahi yoktur. O muharref kitaplar baştan sona duygu yüklüdür. İnsanları duygu sömürüsüyle yakalamaya çalışır. Oysa bir de Kur’an-ı Kerim’in hem de herhangi bir suresi veya ayetler blokuna bakılsın. Aradaki fark açıkça görülecektir. Türkçede düşünce dediğimiz kelime karşılığında Kur’an Arapçası neredeyse yüze yakın kelime ve kavram kullanır. Düşünme işinin bütün inceliklerini karşılayan her durumu ayrı bir kelimeyle öğretir inananlarına.
Mengüşoğlu: Kişisel kanaatim odur ki Kur’an-ı Kerim’deki her altı ayetten biri insana düşünmenin muhtelif kompartımanlarından birisini harekete geçirmesine dair bir uyarı, hatırlatma ve kılavuzluk yüklüdür. Mesela Hıristiyan ve Yahudi teolojisi ve Mukaddes Kitapları incelendiğinde, orada insanın düşünme merkezine değil duyu veya duygu merkezlerine dokundurmalar vardır. Menar müfessiri Reşit Rıza’nın tespiti doğruysa o diyor ki; Kitab-ı Mukaddes’te akıl ve türevlerine dair bir kelime dahi yoktur. O muharref kitaplar baştan sona duygu yüklüdür. İnsanları duygu sömürüsüyle yakalamaya çalışır. Oysa bir de Kur’an-ı Kerim’in hem de herhangi bir suresi veya ayetler blokuna bakılsın. Aradaki fark açıkça görülecektir. Türkçede düşünce dediğimiz kelime karşılığında Kur’an Arapçası neredeyse yüze yakın kelime ve kavram kullanır. Düşünme işinin bütün inceliklerini karşılayan her durumu ayrı bir kelimeyle öğretir inananlarına.
Mengüşoğlu ile "düşünmek" üzerine
Mengüşoğlu: Kişisel kanaatim odur ki Kur’an-ı Kerim’deki her altı ayetten biri insana düşünmenin muhtelif kompartımanlarından birisini harekete geçirmesine dair bir uyarı, hatırlatma ve kılavuzluk yüklüdür. Mesela Hıristiyan ve Yahudi teolojisi ve Mukaddes Kitapları incelendiğinde, orada insanın düşünme merkezine değil duyu veya duygu merkezlerine dokundurmalar vardır. Menar müfessiri Reşit Rıza’nın tespiti doğruysa o diyor ki; Kitab-ı Mukaddes’te akıl ve türevlerine dair bir kelime dahi yoktur. O muharref kitaplar baştan sona duygu yüklüdür. İnsanları duygu sömürüsüyle yakalamaya çalışır. Oysa bir de Kur’an-ı Kerim’in hem de herhangi bir suresi veya ayetler blokuna bakılsın. Aradaki fark açıkça görülecektir. Türkçede düşünce dediğimiz kelime karşılığında Kur’an Arapçası neredeyse yüze yakın kelime ve kavram kullanır. Düşünme işinin bütün inceliklerini karşılayan her durumu ayrı bir kelimeyle öğretir inananlarına.
Mengüşoğlu: Kişisel kanaatim odur ki Kur’an-ı Kerim’deki her altı ayetten biri insana düşünmenin muhtelif kompartımanlarından birisini harekete geçirmesine dair bir uyarı, hatırlatma ve kılavuzluk yüklüdür. Mesela Hıristiyan ve Yahudi teolojisi ve Mukaddes Kitapları incelendiğinde, orada insanın düşünme merkezine değil duyu veya duygu merkezlerine dokundurmalar vardır. Menar müfessiri Reşit Rıza’nın tespiti doğruysa o diyor ki; Kitab-ı Mukaddes’te akıl ve türevlerine dair bir kelime dahi yoktur. O muharref kitaplar baştan sona duygu yüklüdür. İnsanları duygu sömürüsüyle yakalamaya çalışır. Oysa bir de Kur’an-ı Kerim’in hem de herhangi bir suresi veya ayetler blokuna bakılsın. Aradaki fark açıkça görülecektir. Türkçede düşünce dediğimiz kelime karşılığında Kur’an Arapçası neredeyse yüze yakın kelime ve kavram kullanır. Düşünme işinin bütün inceliklerini karşılayan her durumu ayrı bir kelimeyle öğretir inananlarına.
Otoritenizi de alın ve gidin!
“Hoca, efendi ol” demek artık bizim için mecburiyettir. Küresel güç odakları ile Vatikan ile, şunlarla, bunlarla ne yaptığınız bizi ilgilendirmiyor lakin Furkan’ımıza dokundurtmayız. Biz “Saddam’ın füzeleri ile ölen Yahudi çocukları” ve “Dünya savaşlarında bombardımanlarda ölen Hıristiyan çocukları” kadar Mavi Marmara’da şehit düşen Furkanlara da cümle kurabilecek adamları ciddiye alıyoruz. Otoritenizi de alın gidin.
“Hoca, efendi ol” demek artık bizim için mecburiyettir. Küresel güç odakları ile Vatikan ile, şunlarla, bunlarla ne yaptığınız bizi ilgilendirmiyor lakin Furkan’ımıza dokundurtmayız. Biz “Saddam’ın füzeleri ile ölen Yahudi çocukları” ve “Dünya savaşlarında bombardımanlarda ölen Hıristiyan çocukları” kadar Mavi Marmara’da şehit düşen Furkanlara da cümle kurabilecek adamları ciddiye alıyoruz. Otoritenizi de alın gidin.
Makaleler
Hava Durumu