
"iman" Arama Sonuçları

İmran’ın karısı bize şunları öğretiyor; birincisi, alemlere üstün kılınan bir ailenin temsil ettiği izzet ve şeref bayrağını ilerilere taşımak. Yani davayı yere düşürmemek için evladını Allah’a adamak/kurban etmek. İkincisi, İmran’ın karısının aileden ve atalarından devraldığı iman, sadakat, teslimiyet ve kulluk bilinci. Üçüncü şık belki çok daha önemli, çünkü çocuğunuzu teslim edeceğiniz kişi veya kurum Zekeriyya (as) gibi güvenilir olması.

“Şimdiki tüm komploların” ve hatta ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın daha önce önerdiği “Yüzyılın Anlaşması”nın bile Mescid-i Aksa’yı Yahudilere teslim etmeyi amaçladığını belirten Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri, Filistin halkının kararlılığının, bir iman kararlılığı olduğunu söyledi.

“Av tüfeğinin çeşitli aksam ve parçalarına” dair ticaret ise hâlâ taşmayan bardağın son damlalarından oldu. Malezya gibi ülkelerin limanlarına girişini yasakladığı İsrail bayraklı gemiler, Ekim ayından Aralık ayı sonuna kadar 86 kez Türk limanlarına giriş yaptı ve yapmaya devam ediyor.

Gazze tam anlamıyla bir cihad ve şehadet mektebi durumundadır. Dünyevileşme ve vehn (dünya hayatını sevip ölümü kötü görmek) hastalığının Müslümanlar arasında dahi yaygınlaştığı bir dönemde, “Hayat iman ve cihaddır” şiarını bizlere yeniden hatırlatan, bu şiarın bir topluma nasıl bir izzet kazandırdığını öğreten bir mekteb.

Döğer: En baştan Allah’ı ve O’nun hayat nizamı olarak vazettiği dini yok sayan bir hayat tarzına karşı çıkmak, Müslümanlardan bir Müslüman olarak benim imana tekabül eden itirazımdır. Bu sebepten modern tasavvura, onun dayattığı yaşam tarzına, davranış kalıplarına itiraz ediyorum.

Mehmet Akif Koç, ahlakın imanın şartlarını bile önceleyen bir aşama olduğuna dikkat çekerek, “Hazreti Peygamber döneminde Müslüman olacak olanlarda önce ahlaki değişim gözlemleniyordu. Herkes bir insanın Müslüman olacağını hissediyordu zaten davranışlarından. Böyle bir sorunumuz yok mu bizim?” sorusunu yöneltti.

İktibas Dergisi bürosunda 17 Haziran Cumartesi günü, “Ahlak imandan bir cüz (mü)dür?” başlığını taşıyan bir konferans vermek üzere Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Koç konuk olacak.

İşte böylesi şerefli, şanlı, değil sadece o günkü Mekke’de, tüm tarihin en mühim günü olarak kaydedilecek bir gecede Allah vahyini peygamberine sunuyordu. O peygamber ki o güne kadar da kitap nedir, iman nedir bilmiyordu… (42/52) İşte ondan bu gece oldukça hayırlı, bin aydan da, bin yıldan da hayırlı bir gece idi.

Cübbesiyle nam salmış bir kişi şeytanın bütün bu görevlerini fazlasıyla yerine getirmektedir. Bu cübbeli İblis Kur’an’dan istediği ayeti ahlaksız ve ahmakça safsatalarına alet edebiliyor, İslam’ın tertemiz akidesine karşı istediği imansızlık zehrini kusabiliyor, istediği zaman istediği hezeyanı savurabiliyor. Kur’an’ın tanımıyla, kendisi gibi cin ve ins şeytanları zümresine vahiyler indiriyor / telkinlerde bulunuyor.

Kur'an'ın temel bazı konularına ters olan, sadece Rabbimize tahsis edilmesi gereken hususlarda, başkalarını araya koymak, başkalarıyla sürekli irtibat (rabıta) haline bulunmak, başkalarından manevi anlamda kurtuluş ve yardım isteneceği düşünce ve inancı "Tevhide" aykırı ve imanı bozacak fiil ve söylemlerdir...

Ercümend Özkan: Kur’ân tefsir edilirken imana tealluk eden hususlarda Kur’ân’ın dışına çıkılmamalı, Kur’ân dışı rivayetlere itibar olunmamalı ve Kur’ân dışı şeyleri Kur’ân’ın tefsirinde kullanmamalıdır… Amelî hususlarda ise aslolan yine kat’iyet ve buna ek olarak da zannı gâlib olduğundan Kur’ân’ın ruhuna uygun rivayetler ile Kur’ân’ın açıklanması (tefsiri) mümkün ve caizdir.

Allah Rasûlü'nün hidayet çağrısını kabul etmek, şirk ve küfre ait olan işlevlerden (boş ve yararsız işlerden) yüz çevirmek ile mümkündür. “Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirmek” iman edenlerin bir vasfı olduğu gibi, iman etmiş olmanın da bir gereğidir.

Yüreklerimizi parça parça etmiyorsa bu söz, gözlerimizden yaşlar akıtmıyorsa ve bizi hala harekete geçirmiyorsa ne hakiki bir iman’dan, ne kuvvetli bir İslam’dan ve ne de temiz bir vicdan’dan söz edebiliriz.

Siyeri incelediğimizde ilk iman eden Müslümanların büyük çoğunluğunun gençlerden oluştuğunu görüyoruz. Mesela iman ettiğinde Ali b. Ebi Talip henüz 10 yaşlarında iken Zeyd b. Harise 15; Abdullah b. Ömer 13; Sad b. Ebi Vakkas, Abdurrahman b. Avf, Talha b. Ubeydullah ve Erkam b. Ebi’l-Erkam 17; Musab b. Umeyr 18-20 arası; Cafer b. Ebi Talib ise 22 yaşlarında idiler.

Kur’ân’ı Kerîm bizi eğitiyor ve bize insanlığımızı öğretiyor. Ahlâkın îmanla, tevhidle olan ilişkisi hayatın her alanında açık ve net olarak görülür. Kur’ân âyetleri, bir iç olgunlaşma imkânı sağladığı gibi hitap ettiği insana topyekûn yaşam tarzı telkininde bulunur. Kişi ahlâkının hayatla ilişki düzeyi, Kur’ân’la ilişkisi kadardır. Kur'ân ahlâkı, ahlâk da hayatı inşâ eder.

Bütün fərqli qövmləri, xalqları vahid bayraq altında birləşdirəcək tək Din, tək əqidə, tək ideologiya İslam Dinidir, İslam sancağıdır. Allah Rəsulu Hz.Muhamməd (Allahın salamı olsun onun üzərinə) kimsəni "Ərəb İslam Birliyi" sancağında cəm etmədi, Salman Farisi də ərəb birliyinə yox İslam birliyinə iman etmişdi.

Biz İslam’a iman etmede ısrarcı olduğumuz takdirde ve Kur’an’ın yol göstericiliğini kendimize kılavuz seçtiğimiz sürece bu kirli propaganda şiddetinin etkilerine maruz kalmayız. Ne var ki işimiz sadece bununla da bitmiyor. Önümüzde uzanan onca kirliliğe sebep olan düşünce, davranış bozukluklarına karşı da söz ve amel inşa etme mecburiyetimiz vardır.

Eğer kişi ile Kur’an’ın arasında çekilmiş bir perdeden söz edeceksek, ayete geri dönüp baktığımız vakit, ahirete iman konusunu birinci kefeye koymak gerek. Çünkü ahireti inkar, perdenin varlığına işarettir.

Bilindiği üzere Erdoğan, tevhide aykırı bir inançla sık tekrar ettiği bir sözünde; “ekonominin, sermayenin dini imanı olmaz” diyor. Her halde bu inancı sebebiyle olsa gerek, ekonomik ilişkilerde bu kadar rahat davranılmış, en sert söylemlerle İsrail’in “terör devleti” olarak suçlandığı süreçlerde bile ekonomik ilişkiler, neo-liberal politikalar gereği piyasa ilahının arzularına uygun ölçüler içinde zirve yaparak sürdürülmüştür.

Putlar iki çeşittir. Dıştaki putlar; taş, tunç, tahtadır, kâğıtlara yazılan kanunlardır. İçteki putlar; hevâ ve heves, haz ve hızdır. İçteki putu kırmadan dıştaki putu kıramazsınız. Kır içindeki putunu, putperestler seni öldürmesin. Vesveseler kalbinde, imanı söndürmesin!
Makaleler
Hava Durumu