"kimselerin" Arama Sonuçları
Kapitalizme teolojik hizmete mûti, “protestan papazlığı” heveslileri
Bugün İslam'ın “Luther'i” ve özellikle de “Calvin’i” olmaya hevesli birçok kimse türemiş durumdadır. Bu türler, İslam'da Katoliklik veya Ortodoksluk’ta olduğu gibi bir “din adamı sınıfı olmadığını” ve dolayısıyla Kur’an’ı/İslam’ı anlamanın kimselerin tekelinde olmadığını haklı olarak söylerken, kendileri ise “dini anlamayı tekelinde gören din adamlığı”nın ötesinde, Kur’an’ı bağlamlarından koparıp kimi temel emir ve nehiylerini keyfi/subjektif yorumlara açık hale getirerek, İslam’ı temel iddiaları ve ahkâmından soyutlamaya kalkışabiliyor ve böylece tam anlamıyla içimizdeki "Protestan papazları" gibi hareket edebiliyorlar.
Bugün İslam'ın “Luther'i” ve özellikle de “Calvin’i” olmaya hevesli birçok kimse türemiş durumdadır. Bu türler, İslam'da Katoliklik veya Ortodoksluk’ta olduğu gibi bir “din adamı sınıfı olmadığını” ve dolayısıyla Kur’an’ı/İslam’ı anlamanın kimselerin tekelinde olmadığını haklı olarak söylerken, kendileri ise “dini anlamayı tekelinde gören din adamlığı”nın ötesinde, Kur’an’ı bağlamlarından koparıp kimi temel emir ve nehiylerini keyfi/subjektif yorumlara açık hale getirerek, İslam’ı temel iddiaları ve ahkâmından soyutlamaya kalkışabiliyor ve böylece tam anlamıyla içimizdeki "Protestan papazları" gibi hareket edebiliyorlar.
“Büyüklük taslayan kimselerin kahrolduğu ve boyun eğdiği yer”
Yüce Allah Mekke’yi dünyanın en kutsal şehri kılmıştır. Mekke şehrinin yer aldığı bölge her şeyden önce “mukaddes, saygınlığı korunan ve içinde kan dökmekten sakınılan yer” anlamına gelen Harem adıyla anılmaktadır. Suriye ile Yemen arasında uzanan kervan yolunun ortasında bulunan Mekke, kuzeyde Filistin, Suriye ve Irak; güneyde Yemen ve Habeşistan gibi bölgeler arasında yer alması sebebiyle tarihte büyük bir önem kazanmış ve küçümsenemeyecek bir ticarî şöhrete sahip olmuştur. Müslümanların kıblesi olan Kâbe’nin ve zemzem suyunun burada bulunması, Hz. Peygamber’in burada doğup büyümüş olması, ilk vahyin buradaki Hira/Nur dağında gelmeye başlaması ve Hz. Peygamber’in Hz. Ebû Bekir’le birlikte hicret ederken sığınmış oldukları Sevr mağarasının Mekke civarında bulunması bu şehrin önemini ve kutsiyetini arttırıcı unsurlardır.
Yüce Allah Mekke’yi dünyanın en kutsal şehri kılmıştır. Mekke şehrinin yer aldığı bölge her şeyden önce “mukaddes, saygınlığı korunan ve içinde kan dökmekten sakınılan yer” anlamına gelen Harem adıyla anılmaktadır. Suriye ile Yemen arasında uzanan kervan yolunun ortasında bulunan Mekke, kuzeyde Filistin, Suriye ve Irak; güneyde Yemen ve Habeşistan gibi bölgeler arasında yer alması sebebiyle tarihte büyük bir önem kazanmış ve küçümsenemeyecek bir ticarî şöhrete sahip olmuştur. Müslümanların kıblesi olan Kâbe’nin ve zemzem suyunun burada bulunması, Hz. Peygamber’in burada doğup büyümüş olması, ilk vahyin buradaki Hira/Nur dağında gelmeye başlaması ve Hz. Peygamber’in Hz. Ebû Bekir’le birlikte hicret ederken sığınmış oldukları Sevr mağarasının Mekke civarında bulunması bu şehrin önemini ve kutsiyetini arttırıcı unsurlardır.
Kitapların okuyucuları değil müşterileri var artık!
Bir evde kütüphane varsa o evde birilerinin mutlaka “memleketin gidişatından rahatsız” olduğuna hükmedilirdi. Kitap aykırı düşünen kimselerin yegâne beslenme kaynağı sayılırdı.
Bir evde kütüphane varsa o evde birilerinin mutlaka “memleketin gidişatından rahatsız” olduğuna hükmedilirdi. Kitap aykırı düşünen kimselerin yegâne beslenme kaynağı sayılırdı.
Bizim seçimimiz...
Kur’an der ki, Allah ve Rasulü bir işe hüküm verdiği zaman, mümin erkek ve mümin kadınların o hususta başka seçim hakları yoktur! Çünkü Allah hükmünü vermiş, Rasulü de o hükmü tebliğ ve tatbik etmiştir. Hüküm Allah'a ait olduğuna göre, iman eden kimselerin başka bir tercihte bulunma muhayyerlikleri olamaz. Olursa, işte o zaman paradigmanın dışına çıkılmış olunur. İşte demokratik bir sistemin işleyişinde de durum bu merkezdedir. Demokratik bir sistem de, kurucu ideolojisine rağmen, onu yöneten erkek ve kadınlara başka bir ‘muhayyerlik’ hakkı tanımaz.
Kur’an der ki, Allah ve Rasulü bir işe hüküm verdiği zaman, mümin erkek ve mümin kadınların o hususta başka seçim hakları yoktur! Çünkü Allah hükmünü vermiş, Rasulü de o hükmü tebliğ ve tatbik etmiştir. Hüküm Allah'a ait olduğuna göre, iman eden kimselerin başka bir tercihte bulunma muhayyerlikleri olamaz. Olursa, işte o zaman paradigmanın dışına çıkılmış olunur. İşte demokratik bir sistemin işleyişinde de durum bu merkezdedir. Demokratik bir sistem de, kurucu ideolojisine rağmen, onu yöneten erkek ve kadınlara başka bir ‘muhayyerlik’ hakkı tanımaz.
Şam İslam heyetinden 'Tekfirden Sakındırma
Tekfir meselesi akide bahsinde önemli konulardandır. İnsanlar bu konuda ifrat ve tefrite düşmektedirler. Tekfir edilmeyi hak etmeyen kimseleri tekfir ederek ifrat konumuna, tekfir edilmeyi hak eden kimselerin küfrünü yok saymakla tefrit konumuna düşmektedirler.
Tekfir meselesi akide bahsinde önemli konulardandır. İnsanlar bu konuda ifrat ve tefrite düşmektedirler. Tekfir edilmeyi hak etmeyen kimseleri tekfir ederek ifrat konumuna, tekfir edilmeyi hak eden kimselerin küfrünü yok saymakla tefrit konumuna düşmektedirler.
Mevlüt Akbal, "İnfak Bilinci"ni anlattı (HABER- VİDEO)
Mevlüt Akbal: Bir ahlak dini olan islam dininde, infak etmeninde bir ahlakı vardır. Müddessir ve Maun surelerinde Rabbimiz infak edecek kimselerin; itip kakmadan, başa kakmadan, yetimleri gözeterek infak etmelerini emretmiştir
Mevlüt Akbal: Bir ahlak dini olan islam dininde, infak etmeninde bir ahlakı vardır. Müddessir ve Maun surelerinde Rabbimiz infak edecek kimselerin; itip kakmadan, başa kakmadan, yetimleri gözeterek infak etmelerini emretmiştir
İslam Düşüncesinde, Bid'at ve Hurafe
İşte «bid'at» sözcüğü İslâm din terminolojisine bu nedenle girmiştir. İslâm'ın özgün değerlerini çarpıtmak ve dini dejenere etmek isteyebilecek art niyetli kimselerin yenilik adına girişebilecekleri her yıkıcı harekete karşı bizzat Hz. Peygamber (s), bu sözcüğü kullanmış, onu, yıkıcı her eylemin sembolü olarak tescil etmiştir.
İşte «bid'at» sözcüğü İslâm din terminolojisine bu nedenle girmiştir. İslâm'ın özgün değerlerini çarpıtmak ve dini dejenere etmek isteyebilecek art niyetli kimselerin yenilik adına girişebilecekleri her yıkıcı harekete karşı bizzat Hz. Peygamber (s), bu sözcüğü kullanmış, onu, yıkıcı her eylemin sembolü olarak tescil etmiştir.
Makaleler
Hava Durumu