"seyrediyor" Arama Sonuçları
Muhafazakâr dindarlık üzerine mülâhazalar
Muhafazakâr dindarlık ile İslâmî yaşamsal olgular sıfır toplamlı ilişki üzere seyrediyor. Muhafazakâr dindarlığın talepleri dünyevîleşme ve bireyselleşmeyi aşamadığı gibi bilakis sekülarizmi besleme eşiğinde ilerliyor. Bu değerlendirmeyi, maalesef söylemlerinde ciddi İslâmî iddialara sahip niceleri için de yapmak mümkündür.
Muhafazakâr dindarlık ile İslâmî yaşamsal olgular sıfır toplamlı ilişki üzere seyrediyor. Muhafazakâr dindarlığın talepleri dünyevîleşme ve bireyselleşmeyi aşamadığı gibi bilakis sekülarizmi besleme eşiğinde ilerliyor. Bu değerlendirmeyi, maalesef söylemlerinde ciddi İslâmî iddialara sahip niceleri için de yapmak mümkündür.
Dünya, Suriye’deki yıkımı seyrediyor... Sorumlular hesap vermeli
Yüz binlerce insanın öldüğü, milyonlarcasının da toprağından göç etmek zorunda kaldığı Suriye iç savaşı 10 yılı geride bırakırken, dünyanın yüzyılın vahşetine sessiz kalması, akan kanı ve yıkımı seyretmesi tepkiyle karşılanıyor.
Yüz binlerce insanın öldüğü, milyonlarcasının da toprağından göç etmek zorunda kaldığı Suriye iç savaşı 10 yılı geride bırakırken, dünyanın yüzyılın vahşetine sessiz kalması, akan kanı ve yıkımı seyretmesi tepkiyle karşılanıyor.
İran rejimi 7 Müslüman genci idam ediyor
Dünya Tahran yönetiminin İranlı Müslümanları idam etmesini sessizce seyrediyor!
Dünya Tahran yönetiminin İranlı Müslümanları idam etmesini sessizce seyrediyor!
Esed rejimi katlediyor, tüm dünya seyrediyor
Suriye'de Esed güçlerince ülke genelinde düzenlenen saldırılarda 46 mazlum katledildi.
Suriye'de Esed güçlerince ülke genelinde düzenlenen saldırılarda 46 mazlum katledildi.
İran'dan nefret edelim tamam da... Sonra?
Ümmet bilincimiz, yıllarca dilimize doladığımız kelimelerin sınavını veriyor. Dimağlarımız her zamankinden daha fazla işgal altında. Romantik rüyalar eşliğinde, tek taraflı bir muharebenin muhatapları oluyoruz. ‘Gardaş’ız derken, düşman buluyoruz kendimizi. Sinir uçlarımızla oynayanlar, büyük bir iştah ile ğayb olan duyarlılıklarımızı seyrediyorlar. Kitle iletişim araçları, dezenformasyon saçarak bizleri ‘ümmet’ten ‘kitle’ye dönüştürüyor. Bu zihnî hercümerç içerisinde, mezhepsel reflekslerimiz kendine alan açmaya başladı.
Ümmet bilincimiz, yıllarca dilimize doladığımız kelimelerin sınavını veriyor. Dimağlarımız her zamankinden daha fazla işgal altında. Romantik rüyalar eşliğinde, tek taraflı bir muharebenin muhatapları oluyoruz. ‘Gardaş’ız derken, düşman buluyoruz kendimizi. Sinir uçlarımızla oynayanlar, büyük bir iştah ile ğayb olan duyarlılıklarımızı seyrediyorlar. Kitle iletişim araçları, dezenformasyon saçarak bizleri ‘ümmet’ten ‘kitle’ye dönüştürüyor. Bu zihnî hercümerç içerisinde, mezhepsel reflekslerimiz kendine alan açmaya başladı.
"Türkiye ve İsrail, ABD'nin en büyük müttefikleridir"
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye'nin geçtiğimiz 10 yıl içerisinde 3 kat büyüdüğünü ve dünyanın en büyük 10. ekonomisi olacağını belirterek, "Türkiye ve İsrail, ABD'nin en büyük müttefikleri olan ülkelerdir. Bugün ekonomik ilişkilerimizin ciddi biçimde olumlu seyrediyor. Ekonomik ilişkilerimiz de gelişiyor" dedi.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye'nin geçtiğimiz 10 yıl içerisinde 3 kat büyüdüğünü ve dünyanın en büyük 10. ekonomisi olacağını belirterek, "Türkiye ve İsrail, ABD'nin en büyük müttefikleri olan ülkelerdir. Bugün ekonomik ilişkilerimizin ciddi biçimde olumlu seyrediyor. Ekonomik ilişkilerimiz de gelişiyor" dedi.
Sanal dünya çocukları hipnoz ediyor
Uzun süre TV seyreden çocukların izledikleri karakterlerle özdeşleşmeleri sonucu “başka dünyada yaşama” sürecine yöneldikleri, bu durumun özgüvenleri ve hayata bakış açılarını olumsuz etkilediği bildirildi. Televizyonun, uzun süreli izlemelerde kendine güveni olmayan, bağımlı ve ilgi alanları kısıtlı, “sanal dünyada” yaşama eğilimli birey oluşumuna zemin hazırladığı bildirildi. Adana Numune Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Dr. Sümer Öztanrıöver, uzun süre TV seyreden çocukların özendikleri karakterlerle özdeşleşmeleri sonucu “başka dünyada yaşama” sürecine yöneldiklerini, bu durumun özgüvenleri ve hayata bakış açılarını olumsuz etkilediğini söyledi. Televizyonun görsel ve işitsel özelliklerinin hipnoz etkisi meydana getirerek çocukların karşısında hareketsiz kalmasını sağlaması sebebiyle özellikle anneler için “iyi bir bakıcı” işlevi gördüğünü belirten Öztanrıöver, “Bu durumdaki çocukların uslu durup yaramazlık yapmamaları, ailelerin çok işine gelir. Çünkü çocuklarıyla ilgilenmeleri gerekmiyor” dedi. Öztanrıöver, trans haline geçerek pür dikkat kesilen çocukların, seyrettiği her şeyi bilinç altına yerleştirdiklerini ifade ederek, şunları söyledi: “Seyrettikleri hangi tarz ve içerikte program olursa olsun istenilen veya istenilmeyen her türlü mesajı alacaklardır. Programda şiddet varsa şiddeti alıp bunu yaşamında uygulayacaktır. Reklamları seyrediyorsa bunların alınmasını sağlayıp tüketici pozisyonunu güçlendirecek, alınmaması durumunda da çöküntü hali yaşayarak psikolojik boyutta problemler oluşacaktır.” Aşırı televizyon seyretmenin “madde bağımlılığı” etkisi oluşturacağını anlatan Öztanrıöver, şöyle devam etti: “Televizyona baktıkları sürece kendilerini iyi hissediyor, kapatıldığı an sıkıntıya giriyorlar. Bu durum çocukların yanı sıra yetişkinler için de geçerli. Bazen yetişkinler de 'seyrettiğim dizi zihnimi dağıtıyor' diyorlar. Aslında dağıtmıyor, bu durum yorgunluğa ve strese yol açıyor. Madde bağımlılığı gibi etki yaptığı için yalancı mutluluk hali veriyor. Yetişkinler bu durumları kontrol edebilir, ama çocuk ve gençler kendilerini kontrol edemezler.”
Uzun süre TV seyreden çocukların izledikleri karakterlerle özdeşleşmeleri sonucu “başka dünyada yaşama” sürecine yöneldikleri, bu durumun özgüvenleri ve hayata bakış açılarını olumsuz etkilediği bildirildi. Televizyonun, uzun süreli izlemelerde kendine güveni olmayan, bağımlı ve ilgi alanları kısıtlı, “sanal dünyada” yaşama eğilimli birey oluşumuna zemin hazırladığı bildirildi. Adana Numune Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Dr. Sümer Öztanrıöver, uzun süre TV seyreden çocukların özendikleri karakterlerle özdeşleşmeleri sonucu “başka dünyada yaşama” sürecine yöneldiklerini, bu durumun özgüvenleri ve hayata bakış açılarını olumsuz etkilediğini söyledi. Televizyonun görsel ve işitsel özelliklerinin hipnoz etkisi meydana getirerek çocukların karşısında hareketsiz kalmasını sağlaması sebebiyle özellikle anneler için “iyi bir bakıcı” işlevi gördüğünü belirten Öztanrıöver, “Bu durumdaki çocukların uslu durup yaramazlık yapmamaları, ailelerin çok işine gelir. Çünkü çocuklarıyla ilgilenmeleri gerekmiyor” dedi. Öztanrıöver, trans haline geçerek pür dikkat kesilen çocukların, seyrettiği her şeyi bilinç altına yerleştirdiklerini ifade ederek, şunları söyledi: “Seyrettikleri hangi tarz ve içerikte program olursa olsun istenilen veya istenilmeyen her türlü mesajı alacaklardır. Programda şiddet varsa şiddeti alıp bunu yaşamında uygulayacaktır. Reklamları seyrediyorsa bunların alınmasını sağlayıp tüketici pozisyonunu güçlendirecek, alınmaması durumunda da çöküntü hali yaşayarak psikolojik boyutta problemler oluşacaktır.” Aşırı televizyon seyretmenin “madde bağımlılığı” etkisi oluşturacağını anlatan Öztanrıöver, şöyle devam etti: “Televizyona baktıkları sürece kendilerini iyi hissediyor, kapatıldığı an sıkıntıya giriyorlar. Bu durum çocukların yanı sıra yetişkinler için de geçerli. Bazen yetişkinler de 'seyrettiğim dizi zihnimi dağıtıyor' diyorlar. Aslında dağıtmıyor, bu durum yorgunluğa ve strese yol açıyor. Madde bağımlılığı gibi etki yaptığı için yalancı mutluluk hali veriyor. Yetişkinler bu durumları kontrol edebilir, ama çocuk ve gençler kendilerini kontrol edemezler.”
Makaleler
Hava Durumu