"zehirli" Arama Sonuçları
Zehirli ağacı kesip, onun meyvesini satmaya devam etmek
Danıştay "İstanbul Sözleşmesi"nin iptalini onayladı. Peki pratikte değişen bir şey var mı? Yok. Zira bu me'şum sözleşmenin yasal uzantısı 6284 sayılı kanun halen yürürlükte.
Danıştay "İstanbul Sözleşmesi"nin iptalini onayladı. Peki pratikte değişen bir şey var mı? Yok. Zira bu me'şum sözleşmenin yasal uzantısı 6284 sayılı kanun halen yürürlükte.
Doğu Guta'ya kimyasal silah saldırısı: En az 40 sivil katledildi (HABER-VİDEO)
Esed rejimi, abluka altında tuttuğu Doğu Guta'nın Duma ilçesine zehirli gaz içerikli kimyasal silah saldırısı düzenledi. Sivil Savunma ekipleri saldırıda en az 40 sivilin katledildiğini duyurdu.
Esed rejimi, abluka altında tuttuğu Doğu Guta'nın Duma ilçesine zehirli gaz içerikli kimyasal silah saldırısı düzenledi. Sivil Savunma ekipleri saldırıda en az 40 sivilin katledildiğini duyurdu.
Esed rejimi Doğu Guta'ya kimyasal silahla saldırdı
İşgal işbirlikçisi Esed rejimi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Suriye'de gecikmeksizin ateşkes sağlanması kararı almasına karşın, Doğu Guta'da yine kimyasal silah kullandı. Duma hastanesi yetkilileri 16 sivilin zehirli gazdan etkilendiğini belirtti. Rejim güçlerinin, sabah saatlerinde Duma, Haresta, Şifoniyye ve Kefer Batna, Hammuriye, Sakba, Baeyt Sava ve Merc bölgelerine hava ve karadan düzenlediği saldırılarda ise 5 mazlum katledildi.
İşgal işbirlikçisi Esed rejimi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Suriye'de gecikmeksizin ateşkes sağlanması kararı almasına karşın, Doğu Guta'da yine kimyasal silah kullandı. Duma hastanesi yetkilileri 16 sivilin zehirli gazdan etkilendiğini belirtti. Rejim güçlerinin, sabah saatlerinde Duma, Haresta, Şifoniyye ve Kefer Batna, Hammuriye, Sakba, Baeyt Sava ve Merc bölgelerine hava ve karadan düzenlediği saldırılarda ise 5 mazlum katledildi.
Zehirli dumanın esaretinden kurtulabilmek
26 yıl onkoloji bölümünde çalışmış bir doktor isyan ediyor, “ben bu ülkeyi yönetiyor olsaydım, her birinize bir hafta gasilhanede, bir hafta da onkoloji servisinde mecburi hizmet yaptırırdım”, diye. “Çok uzak görüyorsunuz ölümü kendinize, her gün sizin gibi kaç kişinin geldiğini görmeniz gerek, akciğer kanseri nasıl oluyormuş, gırtlak kanseri, dudak kanseri, hattâ mide kanseri, mesane kanseri, kangren vs. Bu kişiler nasıl tarifsiz ağrılar, zor durumlar, büyük acılar yaşıyormuş, görün, ben de sizi göreyim…” diyor.
26 yıl onkoloji bölümünde çalışmış bir doktor isyan ediyor, “ben bu ülkeyi yönetiyor olsaydım, her birinize bir hafta gasilhanede, bir hafta da onkoloji servisinde mecburi hizmet yaptırırdım”, diye. “Çok uzak görüyorsunuz ölümü kendinize, her gün sizin gibi kaç kişinin geldiğini görmeniz gerek, akciğer kanseri nasıl oluyormuş, gırtlak kanseri, dudak kanseri, hattâ mide kanseri, mesane kanseri, kangren vs. Bu kişiler nasıl tarifsiz ağrılar, zor durumlar, büyük acılar yaşıyormuş, görün, ben de sizi göreyim…” diyor.
Siyonist işgal ordusu zehirli gazla saldırıyor
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in zehirli gazlarla düzenlediği saldırıda çok sayıda kişinin etkilendiğini bildirdi.
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in zehirli gazlarla düzenlediği saldırıda çok sayıda kişinin etkilendiğini bildirdi.
Suriye'de yine zehirli gaz saldırısı iddiası
Esad yönetimine bağlı güçlerin, başkent Şam'ın Arbin bölgesine "zehirli gazlarla" saldırıda bulunduğu iddia edildi
Esad yönetimine bağlı güçlerin, başkent Şam'ın Arbin bölgesine "zehirli gazlarla" saldırıda bulunduğu iddia edildi
Esed'den Avrupalılara masallar: Halkını katleden bir lider değilim
Esed, Alman Spiegel dergisine yaptığı açıklamada, rejimin sivillere ve muhalefete karşı zehirli gaz kullanmadığını ileri sürerek, "Kimyasal silah kullanmadık. Benimle ilgili olarak kendi halkını öldüren bir adam resminin çizilmesi de yanlış" ifadesini kullandı.
Esed, Alman Spiegel dergisine yaptığı açıklamada, rejimin sivillere ve muhalefete karşı zehirli gaz kullanmadığını ileri sürerek, "Kimyasal silah kullanmadık. Benimle ilgili olarak kendi halkını öldüren bir adam resminin çizilmesi de yanlış" ifadesini kullandı.
Afrikalılar üzerinde zehirli su testleri
Coca-Cola CEO'su Muhtar Kent'in projesi olarak bilinen "Zehirli suyu arıtma cihazı"nın testleri Amerika ve Avrupa'da değil, fakir Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde yapılıyor
Coca-Cola CEO'su Muhtar Kent'in projesi olarak bilinen "Zehirli suyu arıtma cihazı"nın testleri Amerika ve Avrupa'da değil, fakir Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde yapılıyor
Dersim katliamına katılan askerlerin ifadeleri kan donduruyor
"Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1937-1938 yılında Dersim'de meydana gelen olaylar için "katliam" ifadesini kullanmasından sonra o günlere ait belgeler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Buna benzer bir açıklamayı daha önce de İhsan Sabri Çağlayangil yapmıştı, mağaralara kaçan insanlar dışarı çıkarmak için zehirli gaz bombalarını atıklarını söylüyordu. O dönem Dersim harekatında yer alan emekli generallerden Muhsin Batur ise "Anılar ve Görüşler" adlı kitabında katliamı doğrularcasına "okuyucularımdan özür diliyor ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum" diyecekti. Son olarak "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten. HAREKATA KATILAN İKİ ASKER KONUŞTU Ve şimdi Dersim'de isyanın var olup olmadığı, katliam yaşandı mı tartışmalarının odağında yönetmen Özgür Fındık "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselle karşımıza çıkıyor. 5 Mayıs'ta Bilgi Üniversitesi'nde galası yapılacak olan belgeselde Dersim katliamında sürgüne gidenler, gittikleri yerlerden acı ve gözyaşlarıyla "yaşanılanları" ve "sürgünleri" anlatıyor. Belgeselin en önemli yanı ise o dönemde Dersim'deki harekata katılmış orduda görevli iki askerin anlatımı. Askerlerden birinin adı Haydar Dede. Belgesele konuşan Hayder Dede anlatıyor: "Bir alay komutanımız geldi, Konya'dan. Dedi ki; 'Arkadaşlar, vatandaşlar dünyada dört hain vardır' dedi. 'Biliyor musunuz?' Biz nereden bilelim dört haini. 'bak' dedi. 'Biri fani (veya vali), biri kurt, biri domuz, biri de Kürt' dedi. Bu dördünü de aynı anda söyledi.""Adamları vurduk, vurdular. Şimdi şöyle kol kola taktılar. Şöyle kol kola taktılar beş yüz, alt yüz kişiyi ağır makineli tüfeklerle şöyle öldürdüler. Harçik ırmağına koydular, ırmak kıpkırmızı aktı. Yanız bir kadın kendisini suya attı, kaçtı kurtuldu." Yine Haydar Dede adlı asker anlatıyor: "Bomba atıp içeri girdiler. Yetmiş üç kişiyi içerden çıkardılar, yedisi erkekmiş. Gerisi kadın ve çocuk." Belgesele konuşan askerler birisi de Eskeri Akyol. Dersim olaylarının yaşandığı dönem 2. Tabur 9. Bölük'te askerlik yapan 101 yaşındaki Eskeri Akyol, yaşanılanları vahşet olarak nitelendiriyor begeselde... 74 yıl sonra konuşan Akyol, Dersim'e Diyarbakır'dan 7 gün 7 gece yürüyerek gittiklerini söylüyor: "Gittikten sonra bizi Ali Boğazı'na verdiler. Gittiğimizde askerler evleri yakıyordu. Ulaştıkları tüm evleri yakıyorlardı..." Katliamdan kurtulabilenlerin mağaralara saklandıklarını, kimisinin ise Munzur nehrini aşarak İngilizlere ve Ruslara sığındıklarını anlatıyor Akyol... "ÜZERLERİNE GAZYAĞI DÖKÜP YAKIYORLARDI" Mağaralara girmekten korkuyorlarmış askerler, ama "girin" talimatı üzerine askerler mağaraları ateşe veriyor; bu kısmı Akyol şu sözlerle anlatıyor: "Bombaları atmak zorundaydık mağaralara. Sonra gidip baktığımızda öyle çoğu yaşlı benim gibi. Getirip üst üste yığıyordu askerler ve üzerlerine gazyağı döküp ateşliyorlardı... Öyle canlı canlı..." Eskeri Akyol anlatıyor yine: "Çok öldürüldüler! Askerlerden de, ahaliden de çok insan öldürüldü. Yukarı Kutu deresinde ceset kokusundan durulamıyordu. İnsanları öldürüp atmşlardı.Öylesine felaket görülmemiştir. Askerler Allah'ın merine karşı geliyorlardı ha..." Askeri Akyol, röportajı yapan muhabirin "Tahminen kaç kişi öldürdünüz?" sorusuna, "Valla ne bileyim işte koşturarak ateş ediyorduk... Kalkıp yalan mı söyleyeyim. Askerdik 'ateş' dediklerinde mecburduk ateş etmeye..." sözleriyle cevaplıyor. Akyol yutkunarak, gözyaşlarını akıtarak anlatıyor vahşeti... Zamanla öldürmelerin son bulduğunu ve sürgünlerin başladığını söylüyor. Kaynak: Milliyet
"Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1937-1938 yılında Dersim'de meydana gelen olaylar için "katliam" ifadesini kullanmasından sonra o günlere ait belgeler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Buna benzer bir açıklamayı daha önce de İhsan Sabri Çağlayangil yapmıştı, mağaralara kaçan insanlar dışarı çıkarmak için zehirli gaz bombalarını atıklarını söylüyordu. O dönem Dersim harekatında yer alan emekli generallerden Muhsin Batur ise "Anılar ve Görüşler" adlı kitabında katliamı doğrularcasına "okuyucularımdan özür diliyor ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum" diyecekti. Son olarak "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten. HAREKATA KATILAN İKİ ASKER KONUŞTU Ve şimdi Dersim'de isyanın var olup olmadığı, katliam yaşandı mı tartışmalarının odağında yönetmen Özgür Fındık "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselle karşımıza çıkıyor. 5 Mayıs'ta Bilgi Üniversitesi'nde galası yapılacak olan belgeselde Dersim katliamında sürgüne gidenler, gittikleri yerlerden acı ve gözyaşlarıyla "yaşanılanları" ve "sürgünleri" anlatıyor. Belgeselin en önemli yanı ise o dönemde Dersim'deki harekata katılmış orduda görevli iki askerin anlatımı. Askerlerden birinin adı Haydar Dede. Belgesele konuşan Hayder Dede anlatıyor: "Bir alay komutanımız geldi, Konya'dan. Dedi ki; 'Arkadaşlar, vatandaşlar dünyada dört hain vardır' dedi. 'Biliyor musunuz?' Biz nereden bilelim dört haini. 'bak' dedi. 'Biri fani (veya vali), biri kurt, biri domuz, biri de Kürt' dedi. Bu dördünü de aynı anda söyledi.""Adamları vurduk, vurdular. Şimdi şöyle kol kola taktılar. Şöyle kol kola taktılar beş yüz, alt yüz kişiyi ağır makineli tüfeklerle şöyle öldürdüler. Harçik ırmağına koydular, ırmak kıpkırmızı aktı. Yanız bir kadın kendisini suya attı, kaçtı kurtuldu." Yine Haydar Dede adlı asker anlatıyor: "Bomba atıp içeri girdiler. Yetmiş üç kişiyi içerden çıkardılar, yedisi erkekmiş. Gerisi kadın ve çocuk." Belgesele konuşan askerler birisi de Eskeri Akyol. Dersim olaylarının yaşandığı dönem 2. Tabur 9. Bölük'te askerlik yapan 101 yaşındaki Eskeri Akyol, yaşanılanları vahşet olarak nitelendiriyor begeselde... 74 yıl sonra konuşan Akyol, Dersim'e Diyarbakır'dan 7 gün 7 gece yürüyerek gittiklerini söylüyor: "Gittikten sonra bizi Ali Boğazı'na verdiler. Gittiğimizde askerler evleri yakıyordu. Ulaştıkları tüm evleri yakıyorlardı..." Katliamdan kurtulabilenlerin mağaralara saklandıklarını, kimisinin ise Munzur nehrini aşarak İngilizlere ve Ruslara sığındıklarını anlatıyor Akyol... "ÜZERLERİNE GAZYAĞI DÖKÜP YAKIYORLARDI" Mağaralara girmekten korkuyorlarmış askerler, ama "girin" talimatı üzerine askerler mağaraları ateşe veriyor; bu kısmı Akyol şu sözlerle anlatıyor: "Bombaları atmak zorundaydık mağaralara. Sonra gidip baktığımızda öyle çoğu yaşlı benim gibi. Getirip üst üste yığıyordu askerler ve üzerlerine gazyağı döküp ateşliyorlardı... Öyle canlı canlı..." Eskeri Akyol anlatıyor yine: "Çok öldürüldüler! Askerlerden de, ahaliden de çok insan öldürüldü. Yukarı Kutu deresinde ceset kokusundan durulamıyordu. İnsanları öldürüp atmşlardı.Öylesine felaket görülmemiştir. Askerler Allah'ın merine karşı geliyorlardı ha..." Askeri Akyol, röportajı yapan muhabirin "Tahminen kaç kişi öldürdünüz?" sorusuna, "Valla ne bileyim işte koşturarak ateş ediyorduk... Kalkıp yalan mı söyleyeyim. Askerdik 'ateş' dediklerinde mecburduk ateş etmeye..." sözleriyle cevaplıyor. Akyol yutkunarak, gözyaşlarını akıtarak anlatıyor vahşeti... Zamanla öldürmelerin son bulduğunu ve sürgünlerin başladığını söylüyor. Kaynak: Milliyet
Gazze toprağında, cenine zarar veren maddeler tesbit edildi
İtalyan araştırmacılar, son savaşta Gazze’ye atılan bombalar nedeniyle, toprağa cenine zarar veren zehirli ve kanserojen maddelerin karıştığını ifade ettiler.
İtalyan araştırmacılar, son savaşta Gazze’ye atılan bombalar nedeniyle, toprağa cenine zarar veren zehirli ve kanserojen maddelerin karıştığını ifade ettiler.
"İhraç ettiğimiz şeylerin en zehirlisi tüketim kültürü"
ABD'li çevreci aktivist Annie Leonard: Biz ülkemizdeki kimyasalları, zararlı olduğunu bilerek başka ülkelere gönderiyoruz. Fakat daha da tehlikelisi, ihraç ettiğimiz başka bir şey, bu düşünce tarzı. Tüketim toplumunu ihraç etmek çok daha tehlikeli bence.
ABD'li çevreci aktivist Annie Leonard: Biz ülkemizdeki kimyasalları, zararlı olduğunu bilerek başka ülkelere gönderiyoruz. Fakat daha da tehlikelisi, ihraç ettiğimiz başka bir şey, bu düşünce tarzı. Tüketim toplumunu ihraç etmek çok daha tehlikeli bence.
İslam dünyası petrol zengini, Gazze benzin yokluğunda boğuluyor!
İslam dünyası dünyanın petrol deposu. Buna rağmen bugün Gazze, işgal çetesi İsrail'in ambargosu yüzünden benzin bulamıyor, benzin yerine yemek yağı kullanan Filistinliler, oluşan zehirli gazlar yüzünden nefes bile alamayacak bir noktaya geldi.
İslam dünyası dünyanın petrol deposu. Buna rağmen bugün Gazze, işgal çetesi İsrail'in ambargosu yüzünden benzin bulamıyor, benzin yerine yemek yağı kullanan Filistinliler, oluşan zehirli gazlar yüzünden nefes bile alamayacak bir noktaya geldi.
Makaleler
Hava Durumu