Ortak Nokta Kitabevi tarafından organize edilip Atasoy Müftüoğlu’nun konuşmacı olarak davet edildiği "Küresel Çağda Var Olmak" konulu bir konferans düzenlendi.

UrfaCıty Konferans Salonunda düzenlenen program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ve mealinin okunması ile başladı. Bin kişinin üzerinde katılımın olduğu konferansta Ortak Nokta Kitabevi’nin misyonunu anlatan bir sinevizyon sunumu yapıldı. Ardından kürsüye gelen Atasoy Müftüoğlu, “Küresel Çağda Var Olmak” konulu bir konuşma yaptı.

Konuşmasında, Müslümanları zihinsel sömürge haline getiren unsurlara değineceğini kaydeden Müftüoğlu, günümüzde dindışı birçok unsurun dinin içindeymiş gibi sunulduğunu ve bu şekilde kabullenildiğini söyledi.

‘PEYGAMBERİN REDDETTİĞİ HERŞEYİ BİZ KABUL ETTİK’

Ulus devlet konusuna da değinen Müftüoğlu, Türkiye’deki Müslümanlara ulus devlet fikrinin ‘İslamiyet’ adı altında devlet dini ile empoze edildiğini, bu araçsallaştırma çalışmasının da camilerde yapıldığını belirtti.

Kendilerine muhafazakar denildiğini de kaydeden Müftüoğlu, “Resulullah iki günü bir olan ziyandadır, diyordu. Biz bir ömrümüzü bir gün gibi geçiriyoruz. Hayır, biz muhafazakar değiliz. Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri düzenlendi. Hepimiz şahit olduk. Gerçek peygamberi anlatmak yerine efsane bir peygamber anlatıldı. Bizim peygamberimizin hiçbir zaman muhafazakarlaşmadığını, hiçbir zaman gelenekselleşmediğini görüyoruz. Ancak peygamberimize getirilen ve reddettiği tüm dindışı önerileri bizim kabul ettiğimizi görüyoruz” diye konuştu.

ABD İLE İŞBİRLİĞİ YAPAN CEMAAT LİDERİ…

Atasoy Müftüoğlu, gençlerin çözümleme yapma konusunda yetersiz kaldığını vurgulayarak yaptığı konuşmada, şöyle konuştu: “Taklide ve tekrara dayalı bir kültürün mağdurlarıyız. Taklit ve tekrar etmekten daha kolay ne olabilir. Güney Afrika da bundan  yıllar öncesinde bir çalışma yürütülüyordu. Hikayesi çok ilginç, orada bir tartışma başlatılıyor. İslam dünyasında hiçbir cemaat hareketi cemiyet ve liyakate göre oluşturulmamıştır. Cemaat hareketi cemiyet ve liyakat hiçbir cemaat tarafından seçilmemiş. Bütün cemaat liderleri tepeden inmişler, hepsi de otoriter. Her tepeden inene kayıtsız şartsız itaat etmişler. Hastalananların yerine ya oğulları ya kızları yada damatları geçmiş. Hiç birisi başarısızlığı sebebiyle aşağıya inmemiş. Herkes kendi konumunu kutsallaştırarak dokunulmaz kılmış. Yani onun yanlışlarında bir hikmet aranmış. Üstadın bir yanlış yapıyor, onu aşağıya indirmiyorsun yerine onun yanlışlarında hikmet arıyorsun. Yanlışta bir hikmet olabilir mi? Amerika’yla işbirliği yapan bir cemaat liderinin bu işbirliğiyle ilgili bir hikmet olabilir mi? İsrail ile işbirliği yapan bir cemaat liderinin, bütün direniş hareketlerinden nefret eden bir cemaat liderinin, bu yanlış hareketinde bir hikmet olabilir mi? Bütün dünya istikbaliyle birlikte hareket eden ve bütün zayıflardan nefret eden, bütün muktedirlerle birlikte hareket eden bir cemaat liderinin bu durumu kabul edilebilir bir durumudur? Temel tevhidi ilkelere baktığınız zaman ne yaparsınız, böyle bir durumun olmadığını görürsünüz. Peygamber efendimizi kimse ikna edemedi ama bizi herkes ikna ediyor. Kapitalizme, liberalliğe, milliyetçiliğe, sekülerizme, vatancılığa ikna ediliyoruz. İkna edilmedik hiçbir sapkınlık kalmadı. Böyle bir İslam algısı olabilir mi? Ama zihinlerimiz sömürge olduğu için bunları idrak edemiyoruz. Sapkınlıkta bir meşruiyet arıyoruz.”

Pazar gününü de Şanlıurfa’da geçiren Atasoy Müftüoğlu, Ortak Nokta Kitabevi’ndeki ‘İmza Günü’ programına katıldı.

(Kaynak: İpekyol Gazetesi)