Başbakanlık Kamu Diplomasi Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen “Diktatörlükten Demokrasiye Geçiş” başlıklı çalıştaya katılmak üzere İstanbul’a gelen Tunus’taki Nahda hareketinin lideri Raşid Gannuşi sorularımızı yanıtladı. Tunus’ta 23 ekimde yapılacak seçimlerin sonuçlarına saygılı olmak gerektiğini belirten Gannuşi, Erdoğan’ın Tunus ve Mısır’da laiklikle ilgili demeçlerinin yanlış anlaşıldığını belirterek şunları söyledi:

“Laiklik kelimesiyle, Arap dünyası ve Türkiye’de kastedilen aynı şey değil. Arap dünyasında laiklik, son yıllarda baskı ve diktatörlükle bağlantılı olarak anlaşılıyor. Türkiye’deki ise demokrasi ve seçme özgürlüğü ile ilişkilendiriliyor. Belki bu yüzden insanlar Tunus’ta ve Mısır’da Erdoğan’la hem fikir olmadılar. Türkiye’de bile farklı laiklikler var. Erdoğan’ın önerdiği laiklik, insanların seçme özgürlüğüne saygı duyan, dine karşı nötr olan Anglosakson modele yakın bir laiklik. Fransız modeli ise insanlara dayatılan ve din karşıtı bir laiklik”

Tunus’la Türkiye’nin tarihi benzerlikleri olduğunu ifade eden Gannuşi, kendilerinin de Türkiye gibi İslam ve moderniteyi bir araya getirmek istediklerini belirterek “Türkiye modeli, Tunus’un sahip olmak istediğine çok yakın bir model” dedi.

Gannuşi, İslam hukukuyla ilgili olarak ise, bunun kendilerine çok yabancı olmadığını, belli yönleriyle Britanya’da uygulandığını, halihazırda Tunus yasalarının içinde olduğunu belirterek “Biz eşit vatandaşlığı, insanların dinlerinden ve cinsiyetlerinden bağımsız olarak yasa karşısında eşit olmasını vurguluyoruz” dedi. Tunus’ta, İslam’ı esas alan ancak yeni yorumlarla geliştirilen yasal düzenlemeler geçirdiklerini söyleyen Gannuşi, bunların kadınlara pek çok özgürlük getirdiğini söyledi, ayrıca kadınlara milletvekili seçimlerinde yüzde 50 kota uygulaması getirdiklerini de hatırlattı.

Arap Baharı’ndaki muhalif hareketlerin, kendilerinin demokrat olmadığı yönündeki değerlendirmeler konusunda ise Gannuşi şunları söyledi: Demokratikleşme karmaşık bir süreçtir. Devrim demokrasiye doğru yolu açtı. Şimdi çok şey yapmamız gereken uzun bir süreç var. Yapmamız gerekenlere, insanların farklı düşüncelere sahip olma hakkını kabul etmek, bizim lehimize olmasa da seçim sonuçlarına saygı göstermek de dahil.”

(Haber: Tuğba Tekerek / Taraf))