Bulgaristan'da 20 yıl önce Müslüman Türk azınlığına uygulanmaya çalışılan asimilasyon kampanyasının tekrar geri dönmesinden endişe ediliyor. www.Worldbulletin.net 'te yer alan habere göre, 1989'da Müslüman Türklerinin etnik Bulgar isimleri ile zorla değiştirilmesi baskılarına direnen ve asimilasyon girişimlerine karşı direniş ve açlık grevlerine liderlik eden Mustafa Yumer, ülkede tekrar Müslüman karşıtı söylemlerin artmaya başladığına dikkat çekti.

Müslüman karşıtı söylemlerin etnik nefreti artıracağı ve eski yaraları açacağını belirten 65 yaşındaki eylemci eski öğretmen Yumer, "Hepimiz endişe duyuyoruz. İnsanlar ırkçı partilerden korkuyorlar. Irkçı partiler, Bulgaristan'ın tek bir etnik ülke olmasını istiyorlar" dedi.

Bulgaristan'da çoğu Türkler, Müslüman nüfus toplam 7.6 milyonluk nüfusun yüzde 12'sini meydana getiriyor. Bulgaristan, Avrupa Birliği'nin bir üyesi.

Uluslararası af örgütü Amnesty International verilerine göre, Bulgaristan'da zorla isim değiştirme kampanyası sırasında dört ayda en az 100 Müslüman Türk hayatını kaybetmişti. Kampanya sırasında Bulgaristan'da Türkçe konuşmak, kadınların başörtüsü takmaları, sünnet ve cenaze namazı kılmak gibi İslami gelenek ve uygulamalar da yasaklanmıştı.

Irkçı parti Ataka'nın Müslüman karşıtı söylemleri, diğer sağcı partilerin Temmuz'da yapılacak parlamento seçimleri öncesinde Müslümanlarla olan ilişkilerinde gerginliklere yol açıyor. Komünizm sonrasında ülkedeki Türklere karşı Türkiye'nin de baskısından çekinerek, ılımlı söylemlerle konuşan Ataka Partisi, ülke AB üyesi olduktan sonra söylemlerini oldukça sertleştirmişti.

Ataka'nın parlamento seçimlerinde koalisyon ortağı olabilecek kadar oy alması beklenmiyor, fakat seçim kampanyalarını etkiliyor.

Bulgaristan'daki etnik Türk, Pomak ve Osmanlı yönetimi sırasında Müslümanlığı kabul eden Slavlar, seçim kampanyalarındaki söylemler sebebiyle büyük bir şok içinde ve korkuyorlar.

Mayıs ayı içinde yapılan bir seçim mitinginde Ataka lideri Volen Siderov, asırlardır barış içinde yaşayan Bulgaristan vatandaşları arasında nefret ve gerginliği artırmak istercesine "Bulgar vatanseverler gibi oturup çalışmazsak, bir gün bizi ele geçirecekler. Bütün bölgeleri ilhak edecekler" ifadesini kullanmıştı.

Son 2-3 yıl içinde Bulgaristan'da 100'den fazla olayda camilere ve diğer Müslümanlara ait binalara saldırılar düzenlendi.

1984 ila 1989 arasında zorla isimleri değiştirme kampanyaları sırasında çeşitli verilere göre 500 ila 1500 kişi baskılara direndikleri için öldürüldü, binlerce kişi çalışma kamplarına gönderildi.

Momchilgrad'da dişçi 49 yaşındaki Fikri Gülistan, "Birileri tekrar kaşımazsa, yaralar şu anda kapanmış durumda" diyor.

Bulgaristan müftüsü Mustafa Aliş Hacı'nın yardımcısı Hüseyin Hafızov, "Camiler ve bütün İslami faaliyetleri kontrol etmeye çalışıyoruz. Şu ana kadar başarılı olduk. Fakat devamlı olarak terörist olduğumuz ve ülkenin güvenliğine bir tehdit olduğumuz söylenmeye devam ederse, toplumun bir bölümünün bunun etkisinde davranışlarının değişebileceğini düşünüyorum." dedi.

Başmüftülük bürosundan yapılan açıklamada, Türkiye dahil Müslüman ülkelerin yardımları ile son 19 yıl içinde 323 cami inşa edildiği belirtildi.

Bulgaristan polisi 2000'den beri bazı yabancı İslami vakıflarda incelemeler yaptı ve tutuklamalar gerçekleştirdi fakat hiç bir suç unsuru bulunmadı.

(Kaynak: Dünya Bülteni)