Türkiye’de zorbalık sınır tanımıyor. Bunun son örneği Nuray Canan Bezirgan ve eşi Erol Bezirgan hakkındaki iddianamede görülüyor. Yardım için gittikleri şubede polis tarafından darpedildikleri halde, hazırlanan İddianamede 5 polis memuru şikayetçi olarak yer aldı.

İddianamede, 29 Aralık 2009 günü misafirhaneye gelen Bezirgan çiftinin, Çeçen uyruklu Luiza Uzuev ve çocukları ile görüştükleri esnada Erol Bezirgan’ın çantasından çıkarttığı kamera ile çekim yaptığı ileri sürülüyor.

Nuray Bezirgan’ın da kocasına engel olmaya çalışan polis memurlarına direndiği belirtilen iddianamede çiftin bu sırada 2 polis memurunu darp ettikleri öne sürülüyor.

Nuray ve Erol Bezirgan’ın 8′er yıla kadar hapsi isteniyor. Kamera görüntüleri de dosyada deliller arasında gösteriliyor.

29 Aralık 2009 tarihinde yaşanan olayın bir komplo olduğunu ifade eden Bezirgan İLKHA’ya verdiği mülakatta, “Şubedeki güvenlik kamerası kayıtlarına bakıldığı zaman olay zaten açıkça görülüyor. O gün telefon açarak bizi şubeye çağıran Harun Buğdaycı isimli polis memuru, bize verilen tebliğde imzası bulunan, tebliği bize veren, eşimi, darp eden ve benim başörtüme el uzatarak beni yerlerde sürükleyen de aynı kişi. Her şey bu kadar açıkken iddianamede bizim iki kişiyi yaraladığımız ifadesi yer alıyor” dedi.

Karakolda savcı ve polis amirlerinin kendileriyle pazarlığa oturduklarını da belirten Bezirgan, “Karakolda bize, ‘eğer susmazsanız daha büyük bir mağduriyet yaşayacaksınız’ denilmişti. Türkiye de maalesef böyle bir sistem var ve çarkları dönüyor. Yani dayak yiyen sizsiniz ama rapor alan onlar. Bu sistem sadece bize karşı değil. Biz bu düzenlerine karşı ses çıkardığımız için çok öfkelenmiş olmalılar ki eşime ve bana ayrı ayrı 8’er yıl gibi absürt bir rakam çıkardılar” şeklinde konuştu.

(Platform Haber / Dünya Bülteni)