Dikkat! Dikkat! Dikkat! Türkiye'de kesilen domuz miktarı sığırla aynı
Tüketiciler Birliği, Türkiye'de resmi yollarla kesilen domuz miktarı ile sığır miktarının neredeyse aynı olduğunu açıkladı. Peki, bu kadar domuzu kim, nerede tüketiyor?
08-02-2008
Tüketiciler Birliği'nin açıklamasına göre, Türkiye'de resmi yollarla kesilen domuz miktarı ile sığır miktarı neredeyse aynı. Peki, bu kadar domuzu kim, nerede tüketiyor?
Tüketiciler Birliği Genel Başkan Vekili Kemal Özer konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Hemen her ürünün etiketinde ‘Ürünlerimizin hiçbir çeşidinde domuz mamulleri yoktur’ gibi ibareler yazılmaktadır. Ülkemizde kesilen domuz miktarı yenilebilir büyük baş hayvanlarla yarışır hale gelmiş durumdadır. Öte yandan ülkemizde domuz ve mamullerinden oluşan ürünlerin üretim ve satışı ise yasak değil. Bir an etiketlerde yazan bilgilerin doğru olduğunu düşünerek hiçbir üründe domuz mamulü kullanılmadığını düşünsek, bu kadar domuz eti ve yağı ne yapılmaktadır?"
Kemal Özer şöyle devam etti: "Sorun “Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliği”nde ve bu tebliği hazırlayan zihniyettedir.
Uluslararası anlaşmalara ve tüketicini kanuna aykırı olmasına rağmen adı geçen etiketleme tebliğindeki bazı sinsi tuzaklar, üretim sırasında sağlık açısından tehlikeli ve dinen yasak ürünlerin bir gıda maddesine katılması haline etikete yazılması zorunluluğunu bile ortadan kaldırmaktadır. Bu durum Tüketicilerin tükettikleri ürünlerin içeriğini bilme hakkının engellemesidir ve suçtur.
İşte tuzak maddelerden birkaçı:
5/b “Mevzuatla tanımlanan ve son üründe %2’den az olan bileşik bileşenlerinin, gıdanın bileşenlerinden taşınan ve son üründe teknolojik fonksiyonu bulunmayan gıda katkı maddelerinin, işlem yardımcılarının, içindekiler listesinde belirtilmesi zorunlu değildir.”
6/i ve 7/i “Hacmen %1,2 den fazla alkol içeren içeceklerde alkol miktarı:”
7/b “Gıda katkı maddeleri bu yönetmelikte yer alan sınıflamaya göre fonksiyonları ile birlikte adı veya EC kod numarası ile verilmelidir.”, “…hesaplanan su ve uçucu maddelerin miktarı son üründe % 5 i aşmıyorsa, içindekiler listesinde belirtilmesi zorunlu değildir.”
Sorun bunlarla da sınırlı değildir. Ülkemizde gıda katkı maddelerinin bitkisel mi hayvansal mı oldukları, hayvansal ise Domuz, Bufalo vb gibi yenmesi haram hayvanlardan mı yoksa diğer hayvanlardan mı elde edildikleri meçhuldür. Sığır yazması da bir anlam ifade etmemektedir. Sığır olsa bile, o hayvanın İslami kurallara göre beslenip bu kurallara göre kesilip kesilmediğinin bilinmemesi ve tespit edilememesi belirtilmesi ve yazılması da zaten zorunlu değildir.
Bir katkı maddesi için bitkisel yahut hayvansal yazmak Türk Bürokrasisi’ne göre yeterlidir. Bu içeriklerin İslam, Musevilik, Hıristiyanlık yahut başkaca bir din için uygun olup olmamasını hiçbir önemi yoktur. Hatta mevcut mevzuat aksin uygulamaya destek bile vermektedir. Son günlerde tarafımıza bazı güvenilir kaynaklardan ulaşan bilgilere göre birçok hazır yağa kıvam artırıcı olarak domuz iç yağı katıldığı, birçok üreticinin üretimlerinde ucuz olması nedeniyle domuz yağlarını bilerek tercih ettiği, bazılarının bilmeden kullandığı bilgileri gelmiştir. Bu insanın kanını dondurucu bilgiler kuşkusuz bakanlıklarda da mevcuttur. Ancak ilgili bakanlıklar ya mevzuatı, ya donanım eksikliği ya da başkaca mazeretler ileri sürerek ülke inanın sağlığını ve inanç değerlerini tehdit etmeyi sürdürmektedir. Türkiye’nin hali her gün gıdasını bilerek zehirleyen adamdan farksız.” (www.tuketiciler.org)
- Bir 10 Kasım Mağduriyeti: Dr. Mehmet Arslan Tutuklandı
- İktibas’ın yeni sayısı Bangladeş gündemi ile çıktı
- Diken ve Karanfil
- Hayrola Mahmud Abbas
- Bir milyon yahudi, işgal altındaki toprakları terketti
- Ya Eyyühel Müzzemmil
- Son Seyahatimizden Yansımalar
- Husi: Gazze'ye destek için vurulan gemi sayısı 177'ye çıktı
Makaleler
Hava Durumu