El Ezher, rolünü nasıl geri alır?
El Ezher ve El Ezher alimleri İngiliz işgaline karşı direnişe katıldılar. El Ezher daimi suretle siyasi ve sosyal gelişmelerin göbeğindeydi. Bu durum İslâm vatanının dört bir yanındaki İslâmi üniversiteler ve alimler için de geçerlidir.
06-05-2008
El Ezher’in rolünü geri almasıyla ilgili konuşmalar, öncelikle El Ezher’in iç ve dış konularda çok önemli rolü olduğunu idrak etmemiz anlamına gelir.
Ayrıca bu rolün şu an kaybolduğu ve dolayısıyla bu rolün kaybolma sebebinin, yol açacağı etkilerin, zararlar veya olumsuzluklarının araştırılması anlamına gelir.
Öncelikle klasik ve modern tarih araştırmacısının gördüğü siyasi ve toplumsal hayatımızdaki büyük gerçeklerden biri de bu İslâm ümmetinin, küçük ve büyük bütün toplumlarının ancak İslâm kanalıyla insicam ve etkileşim sağladığıdır.
Bu gayet açık bir durum. İslâm’a bakış açısı bir yana isteyelim veya istemeyelim hayatımızdaki bu temel oluşumun göz ardı edilmesi, olumsuzluğa, bireysel ve sosyal ayrılığa ve dolayısıyla geri kalmışlığa yol açacaktır. İnsan kimya ve fizik kuralarının uygulanabildiği bir element değil, tarih, coğrafya, gelenek ve inançla dolu sosyal bir oluşumdur.
İSLÂM EN ÖNEMLİ ETKEN
Ayrıca bu tarihe, geleneğe ve inanca yönelik tutumumuz ne olursa olsun pratik ve nesnel olarak İslâm’ın en önemlisi olduğu bu etkenleri göz ardı etmek mümkün değil. Dolayısıyla bireysel ve sosyal olarak insanlığı etkinleştirmek için İslâm’la hareket etmek kaçınılmaz. İslâm’a yönelik tutumumuz ne olursa olsun İslâm’ın göz ardı edilmesi bu ümmetin birey ve sosyal kişiliğinde kesin bölünme anlamına gelir. Konu Müslümanları aşıp İslâm toplumlarındaki gayrimüslimlere de uzanmaktadır. Çünkü gayrimüslimler İslâm’ın sadece din olarak değil bir medeniyet ve kültür olarak en önemli parçasını oluşturduğu sosyal ve uygarlık oluşumundan etkilenmişlerdir.
GERİLEMENİN SEBEBİ ALİMLERİN GERİ PLANDA KALMASI
Tarihi deneyim, İslâm alimlerinin ümmetin ve toplumlarının sosyal eğilimini yönettikleri zamanlar toplumlarımızın ilerlediği ve önemli medeniyet başarısı gerçekleştirdiğini ifade ediyor. Bu rol ne zaman ortadan kaybolsa ümmet uygarlık, psikolojik ve sosyolojik açıdan tökezliyor, saldırılara, işgale ve geri kalmışlığa maruz kalıyor.
Bu alimlere şekil ve konum itibariyle itibarlarının verilmesi ilerleme ve kalkınmanın kaçınılmazlardandır.
Bu durum El Ezher’in tarihi ve coğrafik özelliği olsa da sadece El Ezher için değil, İslâm dünyasının dört bir yanındaki bütün İslâm toplumları için söylenebilir.
ÖZGÜRLÜK HAREKETLERİNİN KAYNAĞI İSLÂM VE EL EZHER’DİR
Her halükarda Fas’tan Endonezya’ya, Güney Afrika’dan Türkiye’ye kadar Arap ve İslâm vatanındaki ulusal kurtuluş hareketleri İslâm’ın abası altından çıkmışlardır. İslâm alimlerinin bu hareketlerde önemli rolü oldu. Örneğin El Ezher’in durumuyla ilgili olarak Fransız kampanyasına yönelik Mısır halk direnişi El Ezher’den çıktı.
El Ezher ve El Ezher alimleri İngiliz işgaline karşı direnişe katıldılar. El Ezher daimi suretle siyasi ve sosyal gelişmelerin göbeğindeydi. Bu durum İslâm vatanının dört bir yanındaki İslâmi üniversiteler ve alimler için de geçerlidir.
EMPERYALİSTLER ÖNCE EL EZHERİ SAF DIŞI ETTİLER
Bu durum ve yapı El Ezher’in rolünden uzaklaştırılması hedefiyle birçok saldırıya maruz kaldı. Bu yüzden ulusal ve sosyal gerileme yaşandı. Emperyalist uzantılarda veya işgal destekçisi toplumsal güçlerin yükselişinde El Ezher ve alimlerinin bilinçli olarak saf dışı edildiğini, hafife alındığını, ahlaki eksiklikler ve davranışların bu alimlere isnat edildiğini gördük. Bundaki amaç ise alimler ile halkın arasındaki ilişkiyi koparmaktı. Dolayısıyla halklar güvenecekleri ve hareket edecekleri bir yönetim bulamadılar. O yüzden işgal rahatladı ve yabancı güçler emellerini gerçekleştirdiler.
EL EZHER İSLÂM DÜNYASINI BİRLEŞTİREBİLİR
O halde El Ezher’in rolünü alması, ilerleme, ayağa kalkma ve ulusal direniş için kaçınılmazdır. El Ezher’in rolünün yeniden etkinleştirilmesi içerdeki birçok sosyal ve dışarıdaki siyasi olumsuzlukları ortadan kaldırabilir, İslâm dünyasının farklı yerlerinde Müslümanlar arasında kenetlenmeyi sağlayabilir. Çünkü El Ezher’in bütün Arap ve İslâm dünyasında büyük etkisi vardır ve farklı Müslüman grupları birbirine yakınlaştırabilir. Zira El Ezher farklı mezhepleri, sınıfları ve eğilimleriyle ülkelerimizde insanlar arasındaki temel bağlantı olan İslâm etrafında buluşturmanın etkenidir.
EL EZHER BAĞIMSIZ OLMALI
El Ezher’in rolünü kazanması yönteminin bulunması, farz olmasa da zaruridir, vaciptir. Buradaki vaciplik ise yabancı işgalle, olumsuzluklar, geri kalmışlık ve tefrikayla mücadeledir. El Ezher’in rolünün etkinleştirilmesinin kapsamlı bir planın belirlenmesini gerektirdiğini düşünüyorum.
Bu büyük çalışmaya kurumlar, bireyler, alimler, aydınlar, siyasiler ve idarecilerin katılması gerekir. Bu yönde adım atmak bağlamında El Ezher şeyhinin ve genel olarak El Ezher kurumunun ve El Ezher üniversitesinin Mısır’daki siyasi yönetimle bağının olmaması gerekir. Bu tutum herhangi bir yönetimi desteklemek veya muhalefet etmek anlamına gelmez.
Bu tamamen ayrı bir konu. Örneğin Mısır’daki siyasi rejimin türü ne olursa olsun El Ezher bağımsız olmalı ve sadece Mısırlıların değil herkesin vicdanı olmalı.
El Ezher’in, alimlerinin ve El Ezher şeyhinin tutumları Mısır’daki yönetiminin direkt etkisinden uzak olmalıdır. Ayrıca alimler heyetinin ve El Ezher şeyhinin Mısır değil İslâm kanadını gözeten bir seçimle belirlenmesi gerekir. Böylelikle El Ezher ve şeyhi, savaşa ve yabancı işgale direnmek, Müslümanlar arasında birliği sağlamak gibi ümmet arasında anlaşmaya sahip konulara çalışan ümmetin fikri yönetimi haline gelmelidir. Her hangi bir yöneticinin davranışlarını meşrulaştırmamalı, dünün yanlışı bugünün doğrusu olmamalı.
Aslında bu rolün geri alınması Mısır’da siyasi rejimin de lehinedir. Zira El Ezher'in gücü ve nüfuzu artarsa Mısır’ın da gücü, Müslümanların ve İslâm’ın heybeti artar, İslâm’ın sembollerine bin kere düşünmeden dil uzatacak kimseler görmeyiz.
Çünkü ortada El Ezher gibi halkları, İslâm’a hakaret eden bu kimselerin ekonomik ve siyasi olarak cezalandırılması yönünde harekete geçirmeye kadir El Ezher gibi bir kurum olacaktır.
Her halükarda El Ezher’in rolünün geri alınması bizim görevimiz ve bu görevi yerine getirmemiz gerekli.
(Londra’da yayımlanan El Arap gazetesi, 29 Nisan 2008, Arapça'dan çeviri: Halil Çelik / Vakit)
- Ûlu’l-Emr Olmanın Şartı ‘Bizden’ Olmasıdır
- Büyük Felaket (Nekbe) İngilizlerin Kudüs'e girişi ile başladı
- Tarih Gazze'yi Yazacak!
- Soykırım saldırılarında katledilen Gazzelilerin sayısı 34 bini geçti
- Hamas’tan uluslararası topluma, “ABD’nin iradesini aşın” çağrısı
- İsrail’in sonu göründü mü?
- Mehdi Kudüs'e indi mi?
- Hamas: Siyonist zihniyet tamamen vahşi ve canavar bir zihniyet
Makaleler
Hava Durumu