Furkan Vakfı’nın programına yasaklama ve basın açıklamasına müdahale
Furkan Vakfı'nın programına yasaklama getirilmesinin ardından basın açıklamasına da müdahale edildi. Emniyet güçleri, tazikli su ve göz yaşartıcı gaz ile müdahalede bulunarak, çok sayıda Müslümanın zor anlar yaşamasına sebep oldu.
22-04-2017
Adana’da Furkan Vakfı'nın programına yasaklama getirilmesinin ardından basın açıklamasına da Toma ile tazikli su ve göz yaşartıcı gaz ile müdahalede bulunan Emniyet güçleri, içerisinde kadınların ve çocukların da bulunduğu çok sayıda Müslümanın zor anlar yaşamasına sebep oldu.
Yapılması planlanan konferansın iptal edilmesi nedeniyle basın açıklaması yapmak isteyen Furkan vakfı yetkilileri ve taraftarlarına, Emniyet güçleri tarafından orantısız güç kullanılarak Toma ile tazikli su sıkıldı.
Kadınların ve çocukların da bulunduğu gruba, göz yaşartıcı gazla müdahalede bulundular. Türkiye’de Müslümanların kendi öz yurdunda konferans ve basın açıklaması dahi yapmalarına tahammül gösteremeyen yöneticiler, izahı olmayan bir zulmün uygulayıcısıdırlar.
(Kaynak: Köklü Değişim)
-
Mehmet Pamak 23-04-2017 16:01
Şüphesiz ki Allah bu zulümlerini hesabını soracaktır. Nedir bunca zulmün sebebi? Bu insanlar hangi suçu işlemişlerdir? Üstelik hangi suç işlenirse işlensin, şiddete başvurmadan kendisini ifade etmek isteyenlere yönelik bu polis şiddetinin izahı yapılabilir mi? Bu gidişin sonu dünyada da ahirette de hüsrandır. Hangi inanç, fikir ya da düşünce kesimi olursa olsun, herkes inancını, fikrini serbestçe seçip özgürce beyan edebilmeli ve yaşayabilmelidir. Şiddete başvurmadığı ve kör şiddete çağırmadığı, başkasının hakkına ve hayatına zorla müdahale edip hak ihlali yapmadığı sürece hiçbir gücün müdahale etme ve zorbalıkla engel olma hakkı olamaz. Hem de aralarında kadınların ve çocukların bulunduğu grup Müslüman, konferanslarının iptalini protesto etmek amaçlı bir basın açıklaması yapıp dağılacakken, tazyikli su ve göz yaşartıcı gazla müdahale etmenin zorbalıktan başka izahı yapılabilir mi? Yeni Türkiye dedikleri bu muydu? Furkan vakfı özelinde ve Hizbuttahrir'de de olduğu gibi, son bir yıllık zaman diliminde giderek artan biçimde iktidara eklemlenmeyen bağımsız İslami çalışmalara engel olmaya çalışılmakta ve anlaşılmaz biçimde ardı ardına konferansları iptal edilmektedir. Sözden ve fikirden bu kadar korkuluyor olması ve susturmak için şiddet ve baskı politikalarına başvurulması kendi fikir ve sözünün haklı ve güçlü olmadığı korkusu taşıyan acizlerin işidir. Bırakın insanlar şiddete başvurmadan kendilerini serbestçe ifade etsinler. İçeriğine katılmasanız da, farklı düşünseniz de zulümle engel olamazsınız. Nitekim ben de birçok konuda Furkan vakfının söylemlerine, fikirlerine ve eylemlerine tam mutabakatı olmayan bir Müslüman olarak onların kendilerini serbestçe ifade etme özgürlüklerini savunmayı İslami ve insani bir sorumluluk olarak görüyorum. Ve onlara ve bütün mazlumlara yapılan bu tür zulümlere itiraz ediyorum. Bilinmelidir ki, sözler ve fikirler zorbalık, baskı ve şiddetle bastırılamaz, susturulamaz.
- Bir 10 Kasım Mağduriyeti: Dr. Mehmet Arslan Tutuklandı
- İktibas’ın yeni sayısı Bangladeş gündemi ile çıktı
- Diken ve Karanfil
- Hayrola Mahmud Abbas
- Bir milyon yahudi, işgal altındaki toprakları terketti
- Ya Eyyühel Müzzemmil
- Son Seyahatimizden Yansımalar
- Husi: Gazze'ye destek için vurulan gemi sayısı 177'ye çıktı
Makaleler
Hava Durumu