Gümüşhaneli Müslümanlardan Mısırlı kardeşlerine destek eylemi
Gümüşhaneli bir grup Müslümanın teşkil ettiği Gümüşhane Dayanışma Platformu, Mısır'daki katliamları telin eden ve Mısırlı Müslümanlarla dayanışmasını ifade eden bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
17-08-2013
Gümüşhaneli bir grup Müslümanın teşkil ettiği Gümüşhane Dayanışma Platformu, Mısır'daki katliamları telin eden ve Mısırlı Müslümanlarla dayanışmasını ifade eden bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kemaliye Camii'nin önünden gerçekleştirilen yürüyüşün ardından Zafer Meydanı'nda yapılan basın açıklamasında "Bizler Müslümanlar olarak Rabbimizin beyan buyurduğu gibi, maruz kaldığımız saldırılara hep birlikte karşı koymakla mükellefiz. Bir hadiste belirtildiği gibi, bir vücudun azaları gibiyiz, ki azalarımızdan biri acı çektiğinde diğer azamız ona duyarsız kalamaz. İşte bizler, ümmet yapısından ve İslami yönetim çatısından mahrum kalmış Müslümanların, Mısır, Suriye, Filistin, Arakan, Çeçenya, Afganistan başta olmak üzere fiilen kanayan coğrafyalarındaki mazlum kardeşlerimizle beraber olduğumuzu, aramızdaki yapay sınırları tanımadığımızı ve ümmet bilinciyle, ellerimiz henüz birbirimize kavuşamasa da yüreklerimizin birlikte olduğunu ifade etmek istiyoruz" ifadelerine yer verildi.
İlk olarak söz alan platform temsilcilerinden Şükrü Hüseyinoğlu, Mısır'daki darbe ve katliamların ardındaki asıl gücün ABD emperyalizmi olduğuna vurgu yaparak, ABD emperyalizminin üsleri ve elçilikleriyle İslam dünyasından defedilmesinin Müslümanların öncelikli hedefleri arasında olması gerektiğini ifade etti. Küfrün tek millet olduğu gerçeğinin Mısır'da bir kere daha apaçık görüldüğünü kaydeden Hüseyinoğlu, şöyle devam etti:
"Bugün Müslümanlar olarak ümmet bağından mahrum olmanın, devletimizi kaybetmiş olmanın sorunlarını yaşıyoruz. İzzet ancak Rabbimizin yanında, onun dinine tabi olmaktadır. İzzeti emperyalizmin, onun demokrasi putunun, yerli işbirlikçilerinin yanında aramak Müslümana yakışmaz. Müslümanlara yakışan, batıl sistemlerin yönetimine talip olmak değil, batılı zail, hakkı hakim kılmanın mücadelesini vermektir. Türkiyeli, Mısırlı vs tüm Müslümanlar olarak bu Nebevi çizgide buluştuğumuz zaman biiznillah küfrün belini kırmamız zor olmayacaktır."
Platform adına basın açıklaması Kasım Kocaman tarafından okundu. Açıklamada kuklaların ardındaki kuklacıları görmek gerektiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
"Bugün Mısır'da yaşanan darbe ve katliamı doğru anlayıp doğru tanımlamak gerekmektedir. Kuklanın ötesinde kuklacıyı görmek ve mücadelemizi asıl olarak kuklacıya karşı konumlandırmamız gerekir. Mısır'da yaşanan darbe, Ne Mısır ordusunun, ne de Sisi adlı generalin darbesidir. Bu darbe doğrudan doğruya ABD darbesidir. Zaten Türkiye'deki darbelerden de biliyoruz ki ABD'siz bir darbe vaki olmamıştır. Darbeciliğin yeryüzündeki ana odağı demokrasi havarisi Büyük Şeytan ABD'dir. Nitekim Mısır'daki darbede ABD ve onun Kahire büyükelçisinin başat rolü ortaya çıkmıştır.
"Uluslararası toplum" denen alçaklar topluluğu ve onların embedded medyası, darbeye darbe demeyip sahip çıktıkları gibi darbecilerin yaptıkları katliamlara da katliam demekten bile imtina etmekte, "çatışma" ifadesiyle gerçekleştirilen katliamları meşrulaştırmaktadırlar. Demokrasinin beşiği Batının Mısır'daki darbe karşısındaki tutumuna şaşırmamak gerekir. Esasen bu tutumları zannedildiği ve iddia edildiği gibi kendileriyle ve iman ettikleri demokrasi putuyla çelişen bir tutum da değildir. Zira demokrasi insan hevasının üzerinde bir değer yargısı tanımama anlayışının, akidesinin adıdır. Allah'ın hükümleri, Rabbani değer yargıları söz konusu olduğunda demokrasinin darbecilikle bu kadar barışık olması, kendi felsefesi açısından anlaşılır bir durumdur. Burada demokrasi adı verilen küfür ideolojisini bu temel felsefi yapısıyla tanımayıp ona sözümona olumlu anlamlar yükleme yanlışına düşerek, bu tür durumlarda hayal kırıklığı yaşayan Müslümanların bu gerçekçi olmayan yaklaşımlarını sorgulaması gerekmektedir. "
"ABD Üsleri Fesat Yuvası", Demokrasiye Hayır, İslam'a Evet", "Büyük Şeytan ABD, Sisi'nin al ve Git", "Allah Var Problem yok" gibi dövizlerin taşındığı eylemde "Kahrolsun ABD, Kahrolsun İsrail", "Direniş Var, Yılgınlık Yok","Yaşasın Mısır direnişimiz" gibi sloganlar atıldı.
Basın açıklaması, yapılan duanın ardından sona erdi.
Basın açıklamasının tam metni şöyle:
Kuklaların Ardındaki Kuklacıyı Görmek Gerekir
Mısır'da Temmuz ayı başında yaşanan askeri darbenin ardından, İhvan yönetiminin ötesinde doğrudan doğruya Müslümanların ve Mısır'daki İslami uyanışın hedef alındığı bu darbeye karşı meydanlara çıkan Mısırlılara yönelik acımasız katliamlar gerçekleştirilmeye başlandı. Son olarak geçtiğimiz salı günü cuntacılar tarafından direnişin sürdüğü Adeviyye ve Nahda meydanlarına yapılan saldırılarda ve cuma günü camilerden çıkan Müslümanların protesto gösterilerine yapılan müdahalelerde sayıları binlerle ifade edilen Mısırlı kardeşimiz katledilmiş bulunuyor.
Bizler Müslümanlar olarak Rabbimizin beyan buyurduğu gibi, maruz kaldığımız saldırılara hep birlikte karşı koymakla mükellefiz. Bir hadiste belirtildiği gibi, bir vücudun azaları gibiyiz, ki azalarımızdan biri acı çektiğinde diğer azamız ona duyarsız kalamaz. İşte bizler, ümmet yapısından ve İslami yönetim çatısından mahrum kalmış Müslümanların, Mısır, Suriye, Filistin, Arakan, Çeçenya, Afganistan başta olmak üzere fiilen kanayan coğrafyalarındaki mazlum kardeşlerimizle beraber olduğumuzu, aramızdaki yapay sınırları tanımadığımızı ve ümmet bilinciyle, ellerimiz henüz birbirimize kavuşamasa da yüreklerimizin birlikte olduğunu ifade etmek istiyoruz.
Şunu biliyoruz ki, Rabbimiz zalimlerin yaptıklarından asla gafil değildir ve firavunların bir hesabı ve tuzağı varsa Rabbimizin de bir hesabı ve tuzağı vardır. Müslümanlar izzeti emperyalistlerin yanında değil de yalnızca ve yalnızca Alemlerin Rabbi Yüce Allah'ın yanında, O'nun ölçülerine tabi olmakta arama bilincine ulaştıklarında, bir örümcek evi kadar dayanaksız ve dayanıksız olan zulüm düzenlerinin yerle bir edilmesi zor olmayacaktır.
Bugün Mısır'da yaşanan darbe ve katliamı doğru anlayıp doğru tanımlamak gerekmektedir. Kuklanın ötesinde kuklacıyı görmek ve mücadelemizi asıl olarak kuklacıya karşı konumlandırmamız gerekir. Mısır'da yaşanan darbe, Ne Mısır ordusunun, ne de Sisi adlı generalin darbesidir. Bu darbe doğrudan doğruya ABD darbesidir. Zaten Türkiye'deki darbelerden de biliyoruz ki ABD'siz bir darbe vaki olmamıştır. Darbeciliğin yeryüzündeki ana odağı demokrasi havarisi Büyük Şeytan ABD'dir. Nitekim Mısır'daki darbede ABD ve onun Kahire büyükelçisinin başat rolü ortaya çıkmıştır.
"Uluslararası toplum" denen alçaklar topluluğu ve onların embedded medyası, darbeye darbe demeyip sahip çıktıkları gibi darbecilerin yaptıkları katliamlara da katliam demekten bile imtina etmekte, "çatışma" ifadesiyle gerçekleştirilen katliamları meşrulaştırmaktadırlar. Demokrasinin beşiği Batının Mısır'daki darbe karşısındaki tutumuna şaşırmamak gerekir. Esasen bu tutumları zannedildiği ve iddia edildiği gibi kendileriyle ve iman ettikleri demokrasi putuyla çelişen bir tutum da değildir. Zira demokrasi insan hevasının üzerinde bir değer yargısı tanımama anlayışının, akidesinin adıdır. Allah'ın hükümleri, Rabbani değer yargıları söz konusu olduğunda demokrasinin darbecilikle bu kadar barışık olması, kendi felsefesi açısından anlaşılır bir durumdur. Burada demokrasi adı verilen küfür ideolojisini bu temel felsefi yapısıyla tanımayıp ona sözümona olumlu anlamlar yükleme yanlışına düşerek, bu tür durumlarda hayal kırıklığı yaşayan Müslümanların bu gerçekçi olmayan yaklaşımlarını sorgulaması gerekmektedir.
Büyük Şeytan ABD'nin Dış İşleri Bakanı'nın "Mısır ordusu demokrasiyi inşa ediyor" sözü bir gaf değil, insan hevasının üzerinde değer yargısı tanımayan demokrasinin gerektiğinde darbeciliği bir araç olarak kullanması gerçeğine yapılan bir vurgudur.
Bizler Müslümanlar olarak insanlığın dünya ve ahiret mutluluğunun, ancak yegane hak din olan İslam'la mümkün olduğu gerçeğini başka hiçbir iddia ve değer yargısıyla değiştirmeye kalkışmamalı ve izzeti, onuru ancak Rabbimizin yanında, O'nun hayat menbaı ölçülerine tabi olmakta aramalıyız. Kuklaların ardındaki kuklacıları görme bilinciyle hareket ederek, bugün Mısır'da yaşanan Müslüman kıyımının gerçek müsebbibinin ABD emperyalizmi olduğunu ifade etmeli ve tepkilerimizi asıl olarak kuklacılara yönlendirmeliyiz. Türkiye'deki ve İslam dünyasının sair bölgelerindeki ABD elçilik ve üslerinin, İslam düşmanlığının yönetildiği ana şer odakları olduğu bilinciyle bu şer odaklarının sökülüp atılması için mücadele etmeliyiz.
Her zorlukla beraber muhakkak bir kolaylık vardır ve sabah yakındır. Zillet bizden uzaktır.
Gümüşhane Dayanışma Platformu
-
Selami 19-08-2013 08:31
Çok önemli mesajlar verilmiş. Hem zulme karşı çıkılmış hem de Mısırlı müslümanlara İslami siyaset konusunda kardeşane hatırlatmalarda bulunulmuş. Allah razı olsun.
-
Kemal Songür 17-08-2013 17:42
Gümüşhaneli kardeşlere selam olsun, içeriği doğru mesajlarla ve kardeşce uyarılarla dolu olan basın açıklamasından dolayı kendilerini takdirle karşılıyoruz.
- Siyonazi çetesi, Gazze'de gıda yardımı bekleyen sivillere saldırdı: 150 maktul 1000 yaralı
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesine Dâvet
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesi'ne dâvet
- İktibas’a bu cumartesi Ali Kaçar konuk oluyor
- Gazze’ye Yardım Kampanyası
- Siyonist vahşet: İnfaz edip çöpe atmışlar
- Adana ve Mersin seyahatinden sadra düşenler
- Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin çadır yardımları Gazze'ye ulaştı
Makaleler
Hava Durumu